Ortaca İki Kurşuna İki Evlat Sahibi Oldular İki Kurşuna İki Evlat Sahibi Oldular

Muğla'nın Ortaca İlçesi'nde geçen yıl bilinmeyen bir nedenle çıkan tartışmada vücuduna isabet eden iki kurşunla hayatını 24 yaşında kaybeden Çağrı Aydoğan'ın ailesi, Muğla Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne başvurup, biri 5 diğeri de 7 yaşında olan iki kardeşin koruyucu ailesi oldu. Oğlunu kaybetmenin acısını yüreğinde taşıyan anne Akibe Aydoğan, 'Oğlumu kaybedince evladın ne olduğunu anladım. İki kurşuna iki evlat sahibi olduk. Umarım bu herkese örnek olurö diyerek duygularını dile getirdi.

Ortaca İlçesi Terzialiler Mahallesi'ndeki bir kahvede 12 Mart 2012 tarihinde meydana gelen olayda, Ortaca Belediyesi Voleybol Takımı oyuncularından 24 yaşındaki Çağrı Aydoğan, bilinmeyen bir nedenle çıkan tartışmada iddiaya göre İ.D.?nin (İbrahim Dalmış) (53) ateşlediği tabancadan çıkan iki merminin vücuduna isabet etmesiyle hayatını kaybetti. Olayla ilgili İ.D. tutuklandı. İki çocuklu Akibe Aydoğan (47) ve Ekrem Aydoğan (55) çifti, evin tek erkek evladını cinayete kurban vermenin acısını bir nebze olsun dindirmek istedi. Aydoğan çifti koruyucu aile olmaya karar verdi ve bunu kızları Ezgi Aydoğan'la (21) paylaştı. Kızlarının da olumlu bakması üzerine Aydoğan çifti Muğla Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne başvurdu. Müdürlük yetkilileri ailenin talebiyle çalışma başlattı ve Muğla Çocuk Esirgeme Kurumu'nda yaşları 5 ile 7 olan iki kardeşin bulunduğunu belirledi. Yetkililer, konuyla ilgili Aydoğan ailesine bilgi verip görüşmeye çağırdı. Muğla Çocuk Esirgeme Kurumu'na giden Aydoğan çifti, 7 yaşındaki Hamza ile 5 yaşındaki Yusuf'a koruyucu aile olmak istediklerini belirtti. Resmi yazışmaların tamamlanmasının ardından iki çocuk aileye teslim edildi.

İKİ KARDEŞİ AYIRMADILAR

Koruyucu aile olmanın çok güzel bir duygu olduğunu dile getiren anne Akibe Aydoğan, yaşadıklarını DHA muhabirine anlattı. Diğer ailelere örnek olmak istediklerini kaydeden Akibe Aydoğan, 'Evladın ne olduğunu Çağrı'yı kaybettikten sonra anladım. Çağrı bizim tek erkek evladımızdı. Onun yokluğuna dayanabilmem için bana güç verecek manevi bir desteğe ihtiyacım vardı. Şimdi manevi evlatlarımız dediğimiz Hamza ve Yusuf, öz evladımız Çağrı'nın yokluğunda yaşadığımız acının yükünü hafifletti. Şimdi onlarla teselli oluyoruz. Bizim koruyucu aile olmamız örnek olsun istedik. Koruyucu aile olmak isteyen bir çok aile var. Ancak buna cesaret edemiyorlar. Medeni cesaret eksikliği içindeler. Bu eksikliklerini giderip koruyucu aile olma isteklerini bastırmasınlar. Gönülden sevmek, istemek, gönülden davranmak ve gönüllü olmakla üstesinden gelinemeyecek mesele olamaz. Hamza ile Yusuf'un koruyucu ailesi olduğumuzu öğrenen eş dost ve akrabalarımız, evimize geliyor. Duyduklarında inanamadıkları bu olayı yerinde görmek istiyorlar. İlk gördüklerinde şaşırıyorlar. Ama sonra olayı anladıkça kendileri de koruyucu aile olmaya hevesleniyorlar. Ailesi olmayan, aile sıcaklığından mahrum olan her çocuk bizim, hepimizin sorumluluğu içindedir. Bir çocuğun minicik ellerine uzanabilecek, o minicik elleri duygusal soğuklukta üşümekten kurtaracak, o miniğin başını okşayacak gücü, kudreti ve imkanı varken, bundan kaçınan kişi kendine de değerlerine de ihanet içindedirö dedi.

TOPLUMA FAYDALI EVLAT YETİŞTİRECEKLER

Ekrem Aydoğan, çocukların geleceği için her türlü fedakarlığı yapacaklarını ifade etti. Baba Aydoğan, 'Bu minikler artık Aydoğan ailesinin birer bireyi oldu. Onlara pırıl pırıl bir gelecek hazırlamak için eşimle elimizden geleni yapacağız. Hamza ilkokul birinci sınıfa gidiyor. Eğitimini sonuna kadar maddi manevi biz üstlendik. Yusuf'u da kreşe vermek istedik. Ancak Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nün çocuk eğitim uzmanları 'Kreşe vermeyin yanınızda kalıp aile ortamına iyice doysun' deyince Yusuf'u kreşe vermekten vazgeçtik. Yusuf'un kişisel gelişimine katkıda bulunmak üzere Artı Kişisel Gelişim ve Danışmanlık Merkezi'nde haftada üç gün 6'şar saatlik eğitime götürüyoruz. Hedefimiz, iki çocuğumuzu da topluma en iyi biçimde eğitimli, kariyerli bir vatandaş olarak kazandırmakö diye konuştu.

ARTIK İKİ KARDEŞİ VAR

Ağabeyi öldükten sonra büyük bir üzüntü yaşadığını kaydeden Ezgi Aydoğan da artık iki kardeşinin olduğunu ifade etti. Ezgi Adoğan, 'Yaşadığım yalnızlık duygusunu, ailemize yeni katılan manevi kardeşlerim Hamza ve Yusuf'un sayesinde yendim. Onlar ağabeyimin ölümünden sonra virane olan evimize yeniden hayat getirdiler. Anne ve babamın yüzlerini güldüren gönüllerini huzura erdiren Hamza ve Yusuf'un ailemizde benimle aynı haklara sahip olmayı hak ettiklerini düşünüyorum. O yüzden en az anne ve babam kadar ben de, manevi kardeşlerimin ailenin birer bireyi olarak hepimizle aynı haklara sahip olmalarını istedim. Olması gereken de bu. Kardeşlerimle ailemi çok seviyorumö dedi.

İKİ KURŞUNA İKİ EVLAT

Oğlu Çağrı Aydoğan'ın acısı ve hatırasının yüreğinde kalacağını belirten anne Akibe Aydoğan, 'Oğlumun bedenine saplanan iki kurşun, canım yavrum Çağrı'yı hayatının baharında bizlerden koparıp aldı. Onun acısı ve hatırası yüreğimizde hep yer alacak. Ama bu acıyı Hamza ve Yusuf hafifletecek. İki kurşun ile ödediğimiz bedel karşılığında iki evlat kazandık. İnşallah Çağrı için beslediğimiz hayallerimizi bu iki yavrumuzla gerçekleştireceğiz. Her aile bir çocuğa koruyucu ailelik yapsa Türkiye'de sahipsiz çocuk kalmaz. Korkmayın, çekinmeyin, kim ne der Diye düşünmeyin. Yüreğinizi bu yola koyun. Bu güzelliği yaşamakta bir an bile tereddüt etmeyin. Biz iki kurşuna iki evlat sahibi olduk. Siz bedelsiz sahip olun. Bu sosyal sorumluluğu hissedin ve yerine getirinö ifadelerini kullandı.