Prof. Dr. Akçay,Organ Bağışının Artması İçin Devlet Teşviki Gerekiyor

3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası olarak değerlendirilirken, Organ Bağışı konusundaki yetersizlikler kamuoyunda hep tartışılır. Organ Bağışının Türkiye'de olduğu gibi dünyada da yetersiz olduğu bilinmektedir.

Örneğin Almanya'da böbrek nakli için bekleme süresi 2010 yılı verilerine göre yaklaşık 5 ila 7 yıl arasında değişmektedir. Böbrek, kalp, karaciğer ve akciğer organ bekleme listelerindeki birçok hasta, zamanında bir organ bulunamadığı için ölmektedir.

Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Akçay, organ nakli denilince genellikle böbrek ve karaciğer nakillerinin akla geldiğini fakat organ bağışının bunlarla sınırlı olmadığını belirtti. Organ bağışını ele alırken canlıdan bağış ve kadavradan bağış olmak üzere iki ayrı şekilde değerlendirmek gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Akçay, "Türkiye'nin aslında organ bağışındaki temel problemi kadavradan organ bağışındaki azlık. Yani ölen insanların organlarının işlevini yitirmeden alınmasındaki yetersizlik." diye konuştu.

Bu konuda problemin kaynaklarına bakılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Akçay, "Burada en büyük problem halkın güvensizliği. Halkımız organ bağışı hakkında yeterli bilgiye sahip değil ve bu nedenle halkta bir güvensizlik ve tedirginlik söz konusu oluyor." dedi. Problemin kaynaklarından bir diğerinin de dini kaygılar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Akçay, "Diyanet bu konuda çeşitli çalışmalar yapıyor, fakat istediğimiz oranda sonuç alabilmiş değiliz. Bu kaygıların halkla doğrudan irtibat kurabilen kanaat önderleri tarafından giderilebileceğini düşünüyorum. Diyanet'in devlet kurumu olması insanlarda bir ön yargı oluşturabiliyor. Bu nedenle sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleri vasıtasıyla bu kaygılar daha rahat giderilebilir." şeklinde konuştu.

Bu konudaki sorunun bir diğer kaynağının da organizasyon eksikliği olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akçay, "Trafik kazaları Türkiye'de çok oluyor, bir sürü genç insan ölüyor fakat bunların organları alınamıyor. Organlar olduğu yerde adeta çürümeye terk ediliyor. Bu tip durumlarda çok hızlı bir şekilde tıbbi önlemlerin alınıp vefat eden kişinin organlarının alınabilmesi ve bunun için bu konuda iyi organize olunması gerekiyor." diye konuştu.

Organ bağışının halk tarafından benimsenmesi ve yaygınlaşması için mutlaka devlet tarafından organları bağışlanan kişinin ailesine sosyal ve ekonomik teşvik verilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akçay, "Örneğin yaşlı ve engellilerin evde bakımı konusunda devlet o kişilerin ailelerine belirli teşvikler veriyor. Bu teşvikler eskiden sokaklara atılan engellilerin, huzurevlerine terk edilen yaşlıların evde bakılmasını sağladı. Bunun gibi organ bağışı konusunda da, organları bağışlanan merhumun ve merhumenin ailelerine vergi indirimi, erken emeklilik hakkı gibi buna benzer sosyal, ekonomik haklar verilebilir. Devlet teşviki, organ bağışının halk nezdinde kabul görmesinde ve yaygınlaşmasında çok önemli bir yer tutuyor." şeklinde konuştu.