Sanayinin Vazgeçilmezi Bor, Aynı Zamanda Sağlık Kaynağı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Erzurum Üniversitesi Merkezi Derslikler girişi

Laboratuvarda yapılan çalışmalardan görüntüler

Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasan Türkez'in laboratuvardaki çalışmalarından görüntüler

Doç. Dr. Hasan Türkez ile röportaj "Bor sağlık kaynağıdır"

Sanayinin ham maddesi olarak bilinen bor, aynı zamanda insan sağlığına da çeşitli yollarla fayda sağlıyor

ETÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Türkez:

"Borca zengin olan sebze ve meyvelerin tüketilmesi sağlığımızın garantörü niteliğindedir"

"Beyin tümörleri ve kanserleriyle prostat kanserlerinin tedavisinde etkin kullanılacak bir formülasyon geliştirmiştik. Şimdi bunu bir adım daha ileriye götürerek bor içeren formlarını ürettik ve bor içeren özel ilaç formülasyonlarımız başta prostat ve beyin kanserleri olmak üzere diğer kanserlerin tedavisinde de güzel sonuçlar verdi"

MUHAMMET MUTAF - Sanayinin vazgeçilmez maddesi olan ve 400'ün üzerinde sanayi dalında kullanılan bor, ham madde olarak kullanımının yanında sağlık açısından da çeşitli faydalar sağlıyor.

Dünya rezervlerinin yüzde 73'ünün ülkemizde bulunmasının yanı sıra çeşitli hastalıkların tedavisinde ve bazı fizyolojik etkiler üzerinde katkı sağlaması borun önemini bi kat daha artırdı.

Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasan Türkez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yıldır bor biyolojisi üzerinde çalıştığını, borun sanayinin ham maddesi ve enerji kaynağı olmasının yanında aynı zamanda sağlık kaynağı olduğunu söyledi.

Türkez, insanların yeme ve içme yoluyla çeşitli yollarla bora maruz kaldıklarını aktararak, "Çeşitli uluslar arası kuruluşlar, insanlarda ortalama diyetler yoluyla alınan borun günlük 1,7 ila 7 miligram/kilogram arasında olduğunu ifade ettiklerini" kaydetti.

İnsanların borca fakir diyetlerle beslendiği zaman ciddi sağlık problemleri ile karşılaştıklarını belirten Türkez, şöyle konuştu:

"Biz boru daha çok sebzeler ve meyveler yoluyla alıyoruz. Borca zengin sebze ve meyvelerin tüketilmesi sağlığımızın garantörü niteliğindedir. Bugün özellikle meyvelerden elma, armut, erik, hurma, kuru üzüm, kara üzüm ve portakal mutlaka fazla tüketilmelidir. Çünkü borca zengin besinler arasındadır. Sebzelerden fasülyenin her türlüsü, nohut ve mercimek mutlaka tüketilmelidir. Zeytin, soğan ve patateste bol miktarda, kahvede de sınırlı miktarda olduğunu bildirmek isterim. Ayrıca, pastorize sütlerde az olmakla birlikte organik sütlerde bor fazla bulunmakta."

Vücutta borun sağlıkla ilgili müdahale ettiği çok fazla alan var

Bor alındığı zaman vücutta sağlıkla ilgili müdahale ettiği çok fazla alanın olduğunu belirten Türkez, borun artriti ve osteoporozu engellediğine değindi.

Türkez, çok sayıda hastalıkla ilişkili eklem ve kemik iltihaplarını azalttığını savunarak, "Borca zengin diyetlerle beslenenlerde bu hastalık binde 7 oranında görülürken, fakir diyetlerle beslenenlerde bu oranın yüzde 20 oranında görülme olasılıklarına kadar çıkabiliyor" dedi.

Çeşitli Avrupa ülkeleri ve Amerika'nın geliştirdiği özel ürünlerle hastalara gıda takviyesi olarak kullanılarak kemik gelişim koordinasyonu sağlayabildiklerini öne süren Türkez, şöyle devam etti:

"Allerjik reaksiyonlara karşı da bor bileşikleri kullanılabilmekte. Oral ağız yoluyla ya da üreme sistemindeki mantarlara karşı güçlü fungal etkileri var. Yakın bir zamana kadar bor, kanser tedavisinde kullanılmak için önerilmiş ve onay almış bir ilaçla beyin tümörlerinin tedavisi başarıya ulaştırılabilmiştir. 2007 yılında borik asit, boraks, kolamanit ve üleksitin insan dokularında genetik ve biyokimyasal etkilerini araştırdık. Burada şunu gördük ki bor bileşikleri düşük dozlarda vücudun antioksidan sistemini net destekliyor. Yüksek dozlarda toksidesi oldukça düşük ve herhangi bir kansorojenik etkisi yok. Yapmış olduğumuz 5'e yakın bilimsel deneyle DNA'yı koruyucu etkilerini ortaya koymuş durumdayız."

Ağır metallerin toksidesini gidermede çok etkili

Türkez, yapmış olduğu projede bor bileşiklerinin çevresel maruziyetlerinden kaçınılamayan kurşun, civa, arsenik, kadmiyum gibi ağır metallerin toksidesini gidermede etkili olduğunu ve meydana gelebilecek olumsuzlukların giderilmesinde koruma kapasiteleri olduğunu keşfettiklerini dile getirdi.

Nöronlar üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda bor bileşiklerinin nöron koruyucu etkilerini gördüklerinden bahseden Türkez, "Bu beyin fonksiyonlarını ilerlettiği hipotezine ciddi katkı sağlamaktadır. Özellikle göz el koordinasyonunda, konsantrasyonların odaklanmasında ciddi etkileri var. Henüz deneme aşamasında ama beyin fonksiyonları üzerinde algı fonksiyonlarını artırıyor ve kısa süreli hafıza yeteneğini de güçlendiriyor. Beyin tümörleri ve kanserlerinin tedavisinde ve prostat kanserlerinin tedavisinde etkin kullanılacak bir formülasyon geliştirmiştik. Şimdi bunu bir adım daha ileriye götürerek bunun bor içeren formlarını ürettik ve bor içeren özel ilaç formülasyonlarımız başta prostat ve beyin kanserleri olmaz üzere diğer kanserlerin tedavisinde de güzel sonuçlar verdi."

Türkez, her maddenin organizmada artan konsantrasyonunun olumsuz etki yapabileceğini, her madde zehirdir ve "zehirle ilacı birbirinden ayıran dozudur" felsefesinden yola çıkarak C vitaminin fazla alınmasının problemlere yol açarak zehirlenmelere sebep olabileceğini belirtti.

Çok kasti ya da amaçlı olarak bor tüketmenin olumsuz etkileri olabileceğini, onun haricinde diyetler yoluyla alınabildiği kadar bor almanın sağlık için sigorta olacağından bahseden Türkez, "Aynı zamanda kendinizde iyon dengesizliği açısından bir problem hissediyorsanız özellikle kalsiyum ve magnezyum düzeylerinde bir problem görülüyorsa, doktorunuza danışarak vücudunuzdaki bor konsantirasyonunu ölçtürüp fizyolojik değerlerin altındaysa ekstra bor takviyesi almanızı tavsiye ederim" ifadelerini sözlerine ekledi.