Açık kapı politikasıyla Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin, hayata yeniden tutunmalarını sağlayan çalışma izni, ülke ekonomisine katkı sağlayacak. Sığınmacıların, medyadan mühendisliğe, tıptan hukuka kadar birçok farklı meslek dalında çalışabilmelerinin önünü açan izin, uzmanlara göre dayanışma ve ortak çalışma kültürü oluşturacak.
Suriye'de 5 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş nedeniyle 16 bini kadın, 15 bini de çocuk olmak üzere 300 binin üzerinde kişi hayatını kaybetti. Savaşın tam ortasında hayatta kalmayı başarabilenler ise Türkiye, Lübnan ve Ürdün başta olmak üzere çok sayıda ülkeye sığındı. 2,4 milyon Suriyeli için 'yuva' olan Türkiye'de geçici korumadan yararlanan mültecilerin iş piyasasına erişimlerini sağlayacak çalışma izni, yeni bir dönemin başlangıcı olarak yorumlanıyor. Suriyelilerin mevcut çalışma koşullarında bazı iyileştirmeleri de beraberinde getirecek olan düzenleme, ülkelerindeki mesleklerini Türkiye'de de yapmak isteyen mülteciler tarafından olumlu karşılanıyor. Şam Üniversitesi'nde Gazetecilik eğitimi aldıktan sonra, Suriye'de aktif olarak gazetecilik yapan ancak savaş koşulları nedeniyle Türkiye'ye gelen Suriyelilerden sadece biri olan Hadia Yassin için çalışma izni büyük anlam ifade ediyor. 2 yıl önce Gaziantep'e gelen Hadia Yassin, vatanı gibi hissettiği Türkiye'de gazetecilik yapmanın hayalini kuruyor. Savaşın ardından pek çok meslek dalından çok sayıda Suriyeli'nin Türkiye'ye geldiğini belirten Hadia Yassin, "Suriye'de gazetecilik yaparken savaş nedeniyle Türkiye'ye gelmek zorunda kaldım. Türkiye'de gazetecilik yapmayı çok istiyorum. Çünkü işimi çok seviyorum. Ayrıca savaşın ardından çok sayıda meslek dalından Suriyeli Türkiye'ye geldi. Bazıları Türkiye'de iş yeri açtılar. Suriyeli sığınmacılar, genelde Suriyelilerle çalışıyor. Türklerle çalışanlar daha az. Bazı kurumlar Suriyelilerle çalışmayı kabul ederken bazıları da etmiyor. Çalışma izniyle beraber daha rahatlayacağımızı düşünüyorum. Zaten Türkiye'yi kendi vatanım gibi hissediyorum. Daha önce 4 ülkeye gittim ama hiçbirinde buradaki gibi rahat değildim. Türkiye'ye ve Türklere çok teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
"İYİ BİR BAŞLANGIÇ UYGULAMASI"
Suriyelilere yönelik çalışma iznini, 'iyi bir başlangıç uygulaması' şeklinde yorumlayan uzmanlar ise hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorunda olan mültecilerin kayıt dışı statüden kurtulacak olmalarının önemine dikkat çekti. Düzenlemeyi yorumlayan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Tuba Demirci ve Yrd. Doç. Dr. Nur Banu Kavaklı Birdal, mültecilerin tamamının 'vasıfsız' olmadığına vurgu yaptı. Uygulamayla beraber Türkiye'nin de kalifiye bir iş gücünden faydalanacağını belirten Nur Banu Kavaklı, "Suriyelilerin tamam, vasıfsız, kalifiye olmayan ve buraya devletten fayda umarak yaşamaya gelmiş insanlardan oluşmuyor. Çalışma imkanına sahip olmayan avukatlar, hemşireler, öğretmenler ve üniversite hocaları da var. Çalışma izni, gayet kalifiye olan bir iş gücünden Türkiye için de faydalı olabilecek şekilde yararlanma imkanı doğuracak iyi bir başlangıç uygulaması" dedi.
DAHA İNSANİ KOŞULLAR İÇİN…
Çalışma izninin mülteciler için daha insanca koşullarda çalışmak anlamına gelen önemli bir gelişme olduğunu belirten İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç Dr. Nur Banu Kavaklı, "Oturma izni olan Suriyeliler için çalışma izni yoktu. İnsanlara yaşama izni verip çalışma izni vermemek; kayıt dışı, korunmasız, kalitesiz koşullarda ve düşük ücretlerde çalışmalarına göz yummak anlamına geliyor. 4 seneyi geçmiş bir zamanda insanlar burada yaşarken hayatlarını sürdürebilmek için sosyal yardımların ve düzenli ödemelerin olmadığı bir yerde tabii ki çalışmak zorunda olacaklardı. Bunun ortadan kalkması, emek sömürüsünün engellenmesi ve onlara bağımlı olan ailelerin daha iyi koşullarda yaşamasını sağlar" diye konuştu.
İKİ PERSPEKTİF
Suriyeli mültecilere yönelik çalışma izni için iki perspektif olduğunu belirten İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Tuba Demirci ise, "Hem Suriyelilerin daha düzgün şartlarda çalışacak hem de Türkiye'deki kayıt dışı sektörün terbiye olması anlamına gelecek. İnsan hakları açısından ciddi bir eşitlik sağlanacak. Ortak bir çalışma kültürü oluşturulacak ve çalışanlar arasında dayanışma tetiklenecek" dedi.
YOĞUN OLARAK TAŞERON VE KAYIT DIŞI
Suriyelilerin yoğun olarak taşeron ve kayıt dışı sektörlerde çalıştıklarını söyleyen Tuba Demirci, "Meslek sahibi, birikimli ve profesyonel meslek gruplarından gelen Suriyeliler de var. Ancak yoğun şekilde, tekstil, giyim, ayakkabı ve inşaat sektöründe çalışan mültecilerle karşılaşıyoruz. Gıda üretimi gibi sektörlerde çalışanlar da var. Suriyeliler, genel algının tersine vasıfsız, yoksul insanlar olmalarının ötesinde çok fazla kaynağı olan da insanlar. Kültürel ve bireysel manada toplumsal kesimler olarak kendi çalışma anlayışları ve kültürleri konusunda da ciddi katkıda bulunabilirler" şeklinde konuştu.
"İSTİHDAM SORUNUNU ETKİLEMEYECEK"
Suriyelilere yönelik çalışma iznin Türkiye'deki istihdam sorununu etkilemeyeceğini belirten Tuba Demirci, "Türkiye'de zaten ciddi bir işsizlik var. Bu nedenle Suriyelilerin çalışmasının bu işsizliğe kritik manada bir katkı yapacağını düşünmüyorum. Çünkü emek piyasası; uygun işe, uygun insanı bulmak üzerinden çalışıyor. Bu nedenle Suriyelilerin ciddi bir rekabet oluşturacağını zannetmiyorum. Yoğunlaştıkları tekstil ve inşaat sektörlerin işsizlik çok yüksek değil. Ayrıca Türklerin imtina ettiği sektörlerde yoğunlaşıyorlar" diye konuştu. - İSTANBUL
Son Dakika › Güncel › Sığınmacılar Çalışma İzniyle Mesleklerine Geri Dönüyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?