Suriye Donörler Konferansı

Ürdün Kralı Abdullah, Suriyeli sığınmacıları ağırlamanın ülkesinin milli bütçesinin dörtte birine mal olduğunu belirterek, "Sınırımıza dayandık. Ürdün halkını temsil ediyorum. Ülkem, muhtaç olanlara elinden geldiği kadar yardım etmeyi sürdürecek ama bu kendi halkımızın refahı pahasına olmayacak" dedi.

Londra'da düzenenlenen "Suriye'ye ve Bölgesine Destek" başlıklı konferansın açılışında konuşan Abdullah, konferansın katılımcı ülkelerin kararlılığı, cömertliği ve hareket kabiliyeti için kritik sınav niteliğinde olduğunu söyledi.

Suriye krizinin 6. yılına girdiğini belirten Abdullah, "Kan akmaya ve acılar da çekilmeye azalmadan devam etti, küresel etkileri oldu, kriz ekonomik, siyasi ittifaklara meydan okudu, mevcut işbirliği yapıları hakkında soru işaretleri oluşturdu ve insanlığı bir arada tutan toplumsal değerleri zorladı" diye konuştu.

Abdullah, sadece yardıma değil, yatırım ve büyümeyi de içeren bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sığınmacılar için yardıma bağımlılığı değil, kendi kendine yeterliliği öne çıkarıyoruz. Bölgeleri, ülkeleri, uluslararası kuruluşları ve özel sektörü yeni, etkin ve sürdürülebilir bir model oluşturmak için bir araya getiriyoruz. Ürdün ülkesine sığınmacıları sokmamış olsa, dünyada ve bölgede barış ve güvenlik bugün ne durumda olurdu hayal edelim. Ülkemizde bugün yaşayan her beş kişiden biri Suriyeli sığınmacı. Bu, İngiltere'nin bütün olarak Belçika nüfusunu içine alması gibi bir durum. Suriyeli sığınmacıları ağırlamak Ürdün'ün milli bütçesinin dörtte birine mal oluyor. Sınırımıza dayandık. Ürdün halkını temsil ediyorum. Onları refahı ve güvenliği önceliğim. Ülkem, muhtaç olanlara elinden geldiği kadar yardım etmeyi sürdürecek ama bu kendi halkımızın refahı pahasına olmayacak."

Ürdün'e yapılacak yardımların, bu ülkenin doğru olanı yapmayı sürdürmesi için gerekli olduğunu ifade eden Abdullah, "Bugün dünyanın Ürdün için anlamlı bir duruş sergilemesinin zamanıdır, sadece başımızı suyun üstünde tutmaya ancak yeten bir yardım değil" diye konuştu.

Selam'dan aşırılıklar uyarısı

Lübnan Başbakanı Temmam Selam da ülkesindeki Suriyeli sığınmacıların nüfusun üçte birini oluşturduğunu belirterek, Lübnan'ın bunlara yardım konusunda insan haklarının ve uluslararası anlaşmaların ötesine geçen gayret gösterdiğini söyledi.

Bu gayretlerin ülke ekonomisini olumsuz etkilediğini anlatan Selam, okullarda ve hastanelerde yer bulmaktan su ve enerji kaynaklarının kullanımına kadar sığınmacı krizinin Lübnan ekonomisine bedeli olduğunu vurguladı.

Selam, "Suriye'de doğru çözüm siyasi bir anlaşmadır. Ancak bu, belirsizliklerle dolu bir yol. Dün Cenevre'de olanları gördük" dedi.

Aşırılık içeren akımların komşu ülkelere yayılmasının da gerçek risk teşkil ettiğini ifade eden Selam, "Komşu ülkelerdeki sığınmacı toplulukların, aşırılıklar için verimli bir toprağa dönüşmesi tehlikesine karşı dikkatli olmalıyız" diye konuştu.

Yardımlar kadar, yardım mekanizmalarının etkinliğinin de önem taşıdığını dile getiren Selam, katkıların yerine ulaşmasının sağlanması gerektiğini bildirdi.

Selam, "Lübnan bu küresel hayır işini tek başına yerine getirme gücünde değil, bu ondan beklenmemeli de. Bu konferans uluslararası toplumun krize verdiği yanıtta değişikliğe yol açmalı. Zaman tükeniyor. Bugün zekice müzakere günü değil, empati, anlayış, vizyon ve cesaret günü" görüşünü dile getirdi.

"Açlık bir silah olarak kullanılmamalı"

Norveç Başbakanı Erna Solberg de ülkesinin Suriyeli sığınmacılara yardımını geçen yıla göre 3 kat artırarak, bu yıl 280 milyon dolar yardımda bulunacağını açıkladı.

Bu yılki yardımın yarısının eğitim ve çocukların korunmasına ayrılacağını anlatan Solberg, Norveç'in gelecek 4 yılda 1,6 milyar dolar yardımda bulunmayı planladığını kaydetti.

Özellikle kadın ve çocuk mağdurların desteklenmesi gerektiğini dile getiren Solberg, bu kesimlerin Suriye'nin yeniden inşasında oynayacağı role dikkat çekti.

Solberg, Suriye'deki çatışmalara da değinerek, "Okullara ve hastanelere saldırılmamalı, açlık bir silah olarak kullanılmamalı" dedi.