Taksim Gezi Parkı'ndaki Olaylar

- BDP İstanbul Milletvekili Önder, mülkiye başmüfettişleriyle görüştü

Önder: "Bütün bu vahamete doğru müdahale edememiş olmak bile ahlaki standartlar açısından istifayı gerektirir"

Önder, İstanbul Valiliğinde gerçekleşen görüşme sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, müfettişlere olayların başından bu yana tanık olduğu gelişmeleri aktardığını, soruşturmanın başladığını belirtti.

Soruşturmanın selameti için olayda sorumlu olan bütün idari yöneticilerin istifa etmesi gerektiğini savunan Önder, bunun çok insani, ahlaki ve demokratik bir seçenek olacağını söyledi.

Sırrı Süreyya Önder, "http://delilimvar.tumblr.com" adresinde katılımcıların, süreçten zarar görenlerin yüklediği bilgi, belge ve görüntüler bulunduğunu anlatan Önder, söz konusu internet adresine müfettişlerle girerek, bazı videoları izlediklerini, fotoğraflara baktıklarını, Twitter'dan kendisine ulaşan bilgi, belge ve fotoğrafları müfettişlerle paylaştığını, bunların çıktısını alarak kendilerine ileteceğini kaydetti.

Müfettişlere Gezi Parkı Dayanışma Derneği ve Taksim Dayanışma Platformu'nun bileşenleriyle görüşmelerini önerdiğini ifade eden Önder, "Sürecin sonunu beklemeye gerek yok. Bütün bu vahamete doğru müdahale edememiş olmak bile ahlaki standartlar açısından istifayı gerektirir. Soruşturmanın sonucunda sorumluluklarının olmadığı açığa çıkarsa, gelir görevlerine başlarlar. Mahkeme kadıya mülk değil, burası da onlara tapulu değil. Kaç gündür bütün ülkeyi manasız, saçma bir şiddetle perişan ettiler. Bunun bir sorumluluğu olmalı. Bunu da müfettişlerle paylaştım. Süreci takip edeceğiz" diye konuştu.

Önder, diğer iller için soruşturma başlatıldığını ve oralar için ayrı müfettişler gönderildiğini duyduğunu dile getirdi.

Sırrı Süreyya Önder, herkesin demokrasi çerçevesinde kalması gerektiğini belirterek, "Bu süreci okuyamayan, süreci başka mahfillerle ilişkilendirmeye çalışan değerlendirme, sürece dair bir körlük içinde demektir. Bunun bir tek ilacı vardır; daha fazla demokrasi" ifadelerini kullandı.

"İnsanların hislerinin değil, hisse senetlerinin düşünüldüğünü" dile getiren Önder, insanların hisleri ve hissettiklerinin, dünyanın bütün hisse senetlerinden daha kıymetli olduğunu kaydetti.

"İnsanımızın izzetinefsi, onuru, haysiyeti ve zekasıyla dalga geçmemek lazım" diyen Önder, katımcıların, "Biz itiraz ettik çünkü..." diye bir çok gerekçesi olduğunu, "Biz de bunu gördük. O halde..." diye başlayan bir dizi şey yapılabileceğini vurguladı.

Önder, "Bu Vali burada oturmaktan ne anlıyor? Bu kenti, bu kadar tarumar edeceksin, ondan sonra bu koltukta oturacaksın. Ne anlamı var?" diye konuştu.

-"Durumu İçişleri Bakanı'na aktardım"

İstanbul Valisi ile olayların 3. günü görüştüğünü, durumu İçişleri Bakanı ile müsteşarına aktardığını anlatan Önder,  "Ona 'Sizi yanlış bilgilendiriyorlar. Hep varolan fotoğrafı söylüyorlar ama sizin görmediğiniz, sormadığınız şu; 'Dün kaç kişiydi bu insanlar, 1 saat önce kaç kişiydi, yarın kaç kişi olacak?' dedim. Bu yönelimi görmeyen bir idarecilik olabilir mi? Dünyanın en büyük metropollerinden birini yönetiyorsun. Bunu, görmeye görmeye bu hale getirdiler. Sayın Vali beni aradı, aramızda nasıl bir konuşma geçtiğini sayın müfettişlere anlattım. Bir ilin valisi, bir ilin vekiliyle böyle konuşmaz. O kadar söyleyeyim. Sayın Vali'den bir beklentim yok. Bir umudum da yok açıkçası" ifadelerini kullandı.

Sırrı Süreyya Önder, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Tunus'ta yaptığı açıklamaya ilişkin, "Bu inat sonucu söylenecek bir şey var. Yapın sarayınızda oturun, yıkın viranenizde oturun. Daha ne diyeyim" dedi.

"BDP'li bütün vekiller, bu görüşmeleri yürütecek yetkinliktedir"

BDP İstanbul Milletvekili Önder, " İmralı'ya gidecek heyette yer almıyormuşsunuz. Gezi Parkı olaylarıyla bir ilgisi olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi:

"Gezi Parkı'yla bir ilgisi varsa saçma bir ilgi kuruluyor. Başından beri bu süreç, barış sürecininin karşıtıymış gibi gösteriliyor. Oysa böyle bir denklem kurulamaz. Tam da barış sürecinin hedeflediği şey; demokratik itirazların, demokratik siyaset alanlarının genişlemesi, tam bir demokrasinin bu ülkede herkes için gerçekleşmesi. Kürtler'in temel talebi bu. Bunu da kendileri için değil, bütün ülke için istiyorlar. Gezi Parkı meselesindeki tutumumdan dolayı bunun dışına çıkarılmışsam, bu, çıkaranın ayıbıdır, meseleyi kavrayamamış olmasının göstergesidir. Süreç, bundan zarar görmez. Biz başından beri isimleri hiç tartışmadık, yine de tartışmayacağız. BDP'li bütün vekiller, bu görüşmeleri yürütecek yetkinliktedir. Hangi arkadaşımızın gittiğinin hiçbir kıymeti yok. Barış sürecine destek vermek için heyette yer almak da gerekmez. Sürece, bütün gücümle olumlu, hayırlı anlamda, barışa dönük katkı sunmaya devam edeceğim. Bunları da tarih bir yere yazar. Süreç, şundan etkilenir; siz bir an önce bu antidemokratik yasaları, üstelik bir Anayasa değişikliğine de ihtiyaç duymayan yasaları gerçekleştirmezseniz, bu halk demokrasiyle yönetildiğini duyumsamazsa hiçbir projeyi hayata geçirme şansı yoktur.  Hükümetin, devletin, bu ferasetle düşünmesinin iyi olacağını düşünüyorum." - İstanbul