TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, "Kuvvetler ayrımı olsun ya da olmasın, birinci planda öne çıkması gereken kurum meclisin bizatihi kendisi olması lazım. Evvela onu öne almamız gerekiyor. Bunu bugün için çok önemsiyorum" dedi.
Kuzu, Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu tarafından düzenlenen Siyaset Okulu 10. Yıl Programı'nda " Türkiye'de Güçler Ayrılığı Sorunu ve Çözüm Arayışı" konulu bir konuşma yaptı.
Siyasetin kaygan bir zemin olduğunu, sürekli kaynadığını, bazen de yavaşladığını belirten Kuzu, okyanusa açılan geminin bazen fırtınaya, kasırgaya yakalandığını, bütün meselenin gemiyi limana götürmek olduğunu söyledi. Son zamanlarda en çok gündeme gelen konunun kuvvetler ayrılığı ilkesi olduğunu anlatan Kuzu, anlatılması kolay olan bu ilkenin uygulamasının ise zor olduğunu kaydetti.
Tek parti döneminde kuvvetler ayrılığı ilkesine ara verildiğini, sonraki süreçte bu ilkenin daha çok vurgulandığını hatırlatan Kuzu, "Kuvvetler ayrımı olsun ya da olmasın, birinci planda öne çıkması gereken kurum meclisin bizatihi kendisi olması lazım. Evvela onu öne almamız gerekiyor. Bunu bugün için çok önemsiyorum" diye konuştu.
Çok partili döneme geçiş süreci ve darbelerden söz eden Kuzu, milli egemenliğe yönelik güvensiz bir bakışın başladığını, bunun bugün de devam ettiğini, çok değişen bir şey olmadığını dile getirdi.
Egemenliğin kaynağının millet olması konusunda sorun olmadığını, ama kullanıma geldiği zaman tartışmalar başladığını belirten Kuzu, 1961 ve 1982 anayasalarının egemenliğin kullanılmasını farklı kurumlara dağıttığını belirtti.
"Davul kimin sırtındaysa, tokmak da onun elinde olmalı"
Kuzu, milli iradenin hep kesintiye uğratıldığını, kurumların değil, siyasetçilerin halka hesap verdiğini ifade etti. Yasama, yürütme ve yargıyla ilgili "Davul kimin sırtındaysa, tokmak da onun elinde olmalı" diyen Kuzu, bunun "siyasetçi her şeyi eline almak istiyor" anlamına da gelmediğini ifade etti.
Yargıdaki en ufak bir siyahın, beyaz içindeki siyah bir leke gibi gözüktüğünü belirten Kuzu, siyasetteki yanlışların seçimlerde halk tarafından düzeltilebileceğini ifade ederek, "Ama yargıdaki yanlışları kim düzeltecek?" dedi.
Yargı mensuplarının 28 Şubat sürecinde askerlerden brifing aldıktan sonra kararlar verdiğini söyleyen Kuzu, "Yargı, bu memlekette bugün de dün de sorundu" ifadesini kullandı.
Birçok Avrupa ülkesinde yargının oluşumunda halkın doğrudan ya da dolaylı müdahil olduğunu anlatan Kuzu, Anaysa Mahkemesi gibi kurumların üyelerinin seçiminde de halkın seçtiklerinin söz sahibi olduklarını kaydetti.
Demokrasinin bir hesap işi olduğunu, siyasetçilerin halka hesap verdiğini ifade eden Kuzu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yaptığı yanlışların hesabının kime verileceği konusunun da düşünülmesi gerektiğini belirtti.
Yargının bir bölümünün siyaset yapmasına karşı olduklarını vurgulayan Kuzu, siyaset yapmak isteyenlere parti kurmaları önerisinde bulundu.
Türkiye'deki parlamenter sistemin dünyada çöken bir sistem olduğunu kaydeden Kuzu, bu modelle bir yere varılamayacağını, başkanlık modeline geçilmesi gerektiğini belirtti. Kuzu, bir soru üzerine de milletvekili dokunulmazlıklarının milletvekilliği süresince gerekli olduğuna inandığını kaydetti.
İstanbul merkezli operasyonlarla ilgili soru üzerine de Kuzu, konunun siyasi ve yargı boyutu olduğunu söyledi.
Konuşmanın ardından Kuzu'ya teşekkür plaketi verildi. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (1)