Tunus Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi, Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü'ne verilen Nobel Barış Ödülü'nün ülkesinde "artık her şeyin hallolduğu" anlamına gelmediğini belirterek," Nobel Barış Ödülü şüphesiz bizim başarılarımızın bir ispatıdır ancak Tunus henüz emniyetli bir ülke haline ulaşmadı. Sağladığımız büyük başarıya rağmen önümüzde birçok zorluklar bulunuyor" dedi.
Gannuşi, ABD'nin başkenti Washington'daki temasları kapsamında ABD Barış Enstitüsü'nde konferans verdi.
Tunus'ta 2011'deki devrimin ardından demokrasi alanında atılan adımları ve kaydedilen başarıları anlatan Gannuşi, ülkesinin ve bölgenin yüz yüze olduğu zorluklar göz önünde bulundurulduğunda şu aşamada tam anlamıyla demokratik bir başarının kazanıldığından söz edilemeyeceğine vurgu yaptı.
Gannuşi, ancak ülkedeki İslami geleneklere bağlı gruplarla laik grupların Tunus'un geleceği için ortak bir paydada buluşmasının sağlanan başarılarda önemli bir rol oynadığına işaret ederek, tüm kesimlerin birlikteliğinin de bölgedeki diğer ülkeler için model teşkil ettiğini dile getirdi. Gannuşi, "Ilımlı İslamcılarla laikler arasındaki işbirliği, bölgemizdeki demokrasi alanındaki başarının yakalanılması için şarttır" dedi.
Ülkesinin demokrasiyi inşa etme çabalarından övgüyle söz edilirken, bir yandan da koalisyon hükümeti olarak şiddet içeren aşırılık yanlılarıyla mücadele, işsizlik, yolsuzluk gibi konularla mücadelelerinin devam ettiğini anlatan Gannuşi, Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü'ne verilen Nobel Barış Ödülü'nün "her şeyin hallolduğu" anlamına gelmediğini kaydetti.
Gannuşi, şunları söyledi:
"Demokratik dönüşüm için, yönetebilmek için yüzde 51 yeterli bir oran değil. Güçlü ve istikrarlı bir hükümet oluşturmak için, reformlar yapabilmek için daha büyük çoğunluğu arkanıza almanız gerekli. Nobel Barış Ödülü şüphesiz bizim başarılarımızın bir ispatıdır ancak Tunus henüz emniyetli bir ülke haline ulaşmadı. Sağladığımız büyük başarıya rağmen önümüzde birçok zorluklar bulunuyor".
Bu noktada, ekonomik büyümenin istikrarlı demokrasilerin önemli bir unsuru olduğunun altını çizen Gannuşi, devrimin özgürlük, kalkınma ve iş yaratılması isteğiyle gerçekleştiğini hatırlattı. "Şimdi Tunuslu gençler devrimin herhangi bir meyve verip vermeyeceğini bekliyor" diyen Gannuşi, hükümetlerinin ekonomik alanda reformlar yapmak, tüm Tunus halkına iş imkanı sunmak için çok çabaladığını söyledi.
Gannuşi, yönetimlerinin ayrıca halkın ve ülkeye gelen turistlerin güvenliğinin sağlanması için de büyük mücadelede verdiğini belirterek, bunu yaparken de insan haklarının ihlal edilmemesi gerektiğine dikkati çekti. "Güvenlikle insan hakları birbiriyle uyumlu olmak zorunda" diyen Gannuşi, işsizliğin azaltılmasına yönelik çabaların önemine dikkati çekti. Gannuşi, "Yüksek seviyedeki işsizlikle mücadele etmedikten sonra terörizmle savaşamazsınız" dedi.
Gannuşi, bir soru üzerine, terör örgütü DAEŞ saflarında savaşmak için Irak ve Suriye'ye çok sayıda Tunuslu gencin gitmesinden Zeynel Abidin Bin Ali'nin dikta yönetiminin sorumlu olduğunu dile getirdi. Gannuşi ayrıca, İslam'ın iyi bilinmemesinin, demokrasinin ne anlama geldiğinin yeterince kavranmamasının, yetersiz eğitimin ve ülkesindeki ekonomik şartların da DAEŞ'e gidenleri etkilediğini aktardı.
"Müslümün Kardeşler şiddete başvurmayı reddediyor"
Mısır'da Müslüman Kardeşlerin özellikle genç üyelerinin şiddete bulaştığı iddialarına ilişkin soru üzerine Gannuşi, şunları kaydetti:
"Müslüman Kardeşlerin Mısır'da şiddete başvurduğuna dair ben bir bilgiye sahip değilim. Onlar hala şiddete başvurmayı reddediyor. Onların bir terör örgütüne ait olduğuna inanmıyorum, El-Kaide'nin veya DAEŞ'in bir parçası haline geldiklerine inanmıyorum."
Son Dakika › Güncel › Tunus Nahda Hareketi Lideri Gannuşi, ABD'de Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?