Tunus'taki Yeni Anayasa, İslam ve Demokrasinin Birlikteliği

Tunus Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, Tunus'ta kabul edilen yeni anayasanın, İslam ile demokrasi, İslam ile insan hakları ve İslam ile evrensel değerler arasında birlikteliği yansıttığını ancak Tunus'un halen güvenlik ve ekonomik gibi iki büyük zorlukla karşı karşıya bulunduğunu söyledi.

Kamuoyunda "Arap Baharı" olarak bilinen halk gösterilerinin Ortadoğu'da fitilinin ateşlendiği ülke olan Tunus, siyasi krize, iki suikast, ekonomik sıkıntılar, terörist saldırılara rağmen, 29 Ocak'ta anayasayı kabul ederek yeni bir sürece girdi.

Ülkenin önemli siyasi kişiliklerinde biri olan Gannuşi, AA muhabirine, yeni anayasa, Mısır'daki siyasi kriz ve Türkiye hakkında açıklamalarda bulundu.

Tunus'un, istikrarını tehdit eden silah kaçakçılığı ve şiddete karşı mücadele etmesi gerektiğini belirten Gannuşi, ekonominin yüzde 3,5'e yükselen bir büyüme sağladığını, buna rağmen gerçek bir sosyal ve ekonomik değişimin olmadığını kaydetti.

Gannuşi, halk gösterilerinin patlak verdiği bölgelere yeterli önemin verilmemesi nedeniyle halen önemli gelişmelerin olmadığını belirtti.

Kuzey Afrika ülkesi olan Tunus'ta yüzde 19'dan yüzde 15.6'ya düşen işsizlik rakamları halen yüksel oranlarda bulunuyor.

Tunus'ta kabul edilen yeni anayasa hakkında ise Gannuşi, "Yeni anayasa, İslam ile demokrasi, İslam ile insan hakları ve İslam ile evrensel değerler arasında birlikteliği yansıtıyor. Ancak Tunus, halen güvenlik ve ekonomik gibi iki büyük zorlukla karşı karşıya" diye konuştu.

-Terörizme karşı ulusal cephe-

Terörizm konusuna değinen Gannuşi, işsizlik oranlarının yüksek olduğu fakir bölgelerde gençlerin büyük çoğunluğunun terörist faaliyetlere katıldığını ifade etti.

Karışık bir yapısı olan terörizmin kompleks bir çözüm gerektirdiğine dikkati çeken Gannuşi, "Bu çözümlerden en önemlisi hukukun üstünlüğü ve güvenliği desteklemek, diğeri ise ekonomik ve sosyal konular. Üçüncü çözüm ise İslam'ın yeniden yorumlanmasını içeren kültürel konular. Terörizme karşı ulusal bir cephenin kurulmasına ihtiyacımız var" dedi.

Tunus Devlet Başkanı Munsif el-Marzuki, 2013'ün Tunus'un modern tarihinin en tehlikeli yıllarından biri olduğunu söylemişti.

Tunus'ta geçen yıl meydana gelen çok sayıda terörist saldırıda hem ordu hem de polis güçlerinden yaklaşık 30 kişi hayatını kaybetmişti.

-Türkiye modeli örnek alınmalı-

Demokrasi ve dini yaşamın birlikteliğine yönelik Türkiye'de son yıllarda yaşanan sürecin, Tunus'ta da benimsenebileceği yönündeki yorumlar hakkında ise Gannuşi, Türkiye'deki sistemin toptan bir şekilde kopya edilmesine inanmadığını kaydetti.

Gannuşi, "Türkiye modeli, demokrasi açısından çok köklü. Yeni demokrasiler için öğrenilmesi gereken bir model. Tunus modelinin, farklı kültür, sosyal ve siyasi durumlar ile çeşitli faktörler açısından kendine has özellikleri var. Tunus, Türkiye'nin siyasi ve özellikle ekonomik başarı deneyimlerini örnek almalı" diye konuştu.

-Askeri darbe demokraside başarılı olamaz-

Mısır'daki siyasi duruma da değinen Gannuşi, siyasi önderliğin belirlenmesi için askeri darbenin doğru bir yol olmadığını ifade etti.

Mısır'daki muhalefetin, Müslüman Kardeşler'in toplumda büyük bir grup olduğunu anlaması gerektiğini vurgulayan Gannuşi, "Onlar, ülkede gerçek demokrasiyi başarmak istiyorlarsa, başkalarını dışlayamaz veya görmezden gelemez. Mısır'daki siyasi kriz, fikir birliği ve uzlaşıyla son bulabilir" dedi.

Ulusal diyalogun tüm siyasi taraflarla yapılması gerektiğine dikkati çeken Gannuşi, uluslararası toplumun despotların değil, halkların yanında durması gerektiğini belirtti. - Ankara