Turizmde Meritokratik Yönetim Anlayışı Olmalı

Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) İkinci Başkanı ve Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) Başkanı Seçim Aydın, turizm sektöründe meritokratik (liyakata dayalı) bir yönetim anlayışının bulunup bulunmadığını sorguluyor.

 Soru: Yeni bir turizm planı yapılması gerekirse size göre bunun hedefi ve hayata geçirilmesinin yolları neler olabilir.

Hakan ULUSAN

 Yanıt: Türkiye dünya eğilimlerine uygun bir turizm yapısı içindedir. Yani 1850’li yılların İstanbul ağırlıklı ziyaret yoğunluğunun kültür turları ile Kapadokya, Boğazkale, Nemrut Dağı gibi yörelerimize yönlendiği dönemleri ve kitle turizminin gereklerine uygun yapılanmaları yaşamıştır.

Yaşadığımız dönemin bir başka önemli özelliği de gelişmiş ülkelerdeki gibi turizmin bir bütün olarak değerlendirilmeye başlanmış olmasıdır. Yani artık iç turizm ve dış turizm ayrımı giderek terk edilmekte ziyaretçilerin tümü turizm ekonomisi içerisinde kabul edilmektedir.

Günümüz kitle turizminin kaçınılmaz yapısına uygun gelişmelerle birlikte Anadolu’nun bir eğilim olarak gezginlerin yeniden tercihi olmaya başladığı bir dönemdir. Ulaşım altyapısı ve yöneticilerimizin katkıları ile Destinasyon Anadolu hedefinin her birini fahri turizm elçisi olarak görmek istediğimiz Kaymakam ve Belediye Başkanlarımızla bu yolu aşabilmek için ATİD ve TÜROFED olarak kendilerinin ihtiyaç duyacağı her türlü yardıma hazır olduğumuzu belirtmek isterim.

Tüm ilgi duyanları Anadolu’ya davet ederken tatillerini zenginleştirecek ve anılarına katkıda bulunacak imkánların Anadolu’da gizli olduğunu hatırlatmak isterim. Anadolu turizminin imkánlarını bir kez görmek her zaman tatil tercihlerinden biri anlamına gelecektir.

Bu tüm yıla yayılan imkánların kısa süreli gezilerle değerlendirilmesi anlamında bir seçim olabileceği gibi yaylalarda bulunan kış turizmi tesislerinin yazın da klimatik ortam tesisleri olarak hizmete verecek şekilde pazarlanmaları, kaplıca imkanlarının daha çok yararlanılacak şekilde düzenlenmesi ile alternatif tatil imkanları kapsamına alınması ile de olabilecektir.

Bu yıl ve 10 yıl boyunca yaz aylarına rastlayacak Ramazanın da en rahat Türkiye’de geçirilebileceğini bu anlamda hizmet sunabilecek işletmelere ve acentelere hatırlatmak isterim.

Yapılmış olan akademik çalışmalardan turizm eğitimi almış kişilerin zamanla sektörden uzaklaşıp başka sektörlerde çalışmak istedikleri anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer alan kurumların sayılarının her yıl artmasına rağmen mezunların sektöre yönelik sayılarının artmaması bir tezatlık oluşturmakla beraber sektörde kimlerin çalıştığını ve meritokratik yönetim açısından turizm işletmelerinin sorgulanmasını akla getiriyor. Acaba turizm işletmelerinde meritokratik yönetim var mı?