İngiltere'nin başkenti Londra'da yaşan Türk ailenin ikiz bebek beklentisi, doktor ve hemşirelerin akıl almaz ihmalleri sonucunda sağlık skandalına dönüştü. Altı aylık hamile olan ve doğum sancıları tutan annenin ikiz bebeklerinin hastanede ilgisizlikten öldüğü iddia edildi. Londra'da bulunan CHP Milletvetkili Prof. Dr. Hülya Güven, "Vatandaşımızın aktardığı gibi bir ilgizilik, alakasızlık söz konusu olduysa bu yanlış olmuş" dedi.
Ülkede son zamanlarda yaşanan ihmaller ve ölüm vakaları ile adından sıkça söz ettiren İngiliz Ulusal Sağlık Hizmetleri NHS, yeni bir sağlık skandalı iddiasıyla çalkalanıyor. Ancak bu kez mağdur olan bir Türk aile...
Londra'nın Palmer Grenn bölgesinde yaşayan Ekrem Önay (39) ile Ayşe Onay (38) çiftinin ikiz çocuk hayali, Londra'nın merkezindeki North Middlesex Üniversite Hastanesi'nde yaşanan sağlık skandalıyla hüsranla sonuçlandı. Onay çifti suç duyurusunda bulunacak.
Yusuf adında 2 yaşında bir erkek çocuk sahibi olan Ekrem ve Ayşe Onay çifti, doktorların ikiz bebek haberiyle mutluluktan havalara uçtu. Çift, ikizler için gereken bütün hazırlıkları tamamlamıştı. Ancak hiç beklenmedik bir şey oldu. 6 aydır hamile olan Ayse Onay'ı 14 Şubat günü doğum sancıları tuttu. Bunun üzerine eşine durumunun iyi olmadığını ve sancılarının çok şiddetli olduğunu söyledi. Kısa bir süre sonra soluğu hastanede alan çift, burada hemşirelere durumu anlatmaya çalıştı ancak, yeterli derecede İngiliz bilmedikleri için bu çabaları yetersiz kaldı.
İĞNE YAPIP İYİLEŞECEKSİN DEDİLER
İkiz çocuklarımı kaybetmenin dayanılmaz acısıyla kıvranan Ayşe Onay (38), yaşadığı acı dolu saatleri şöyle anlattı: "14 Şubat günü saat 16: 00'da eşimle birlikte hastaneye gittik. Sancılarım her 5 dakikada bir geliyordu. Tabii ben biliyorum sancıların farklı olduğunu ama onlar bunu anlamıyor beni. 'Çok iyisin. Bebekler çok iyi' falan diyorlar. Ondan sonra bebeklerin kalp atışlarına bakıp gidiyorlar. Ben de sançılarım artınca kendimi yerlere attım. Dayanamıyor, yerlerde sürünüyordum. Eşime hemen hemşireleri çağırmasını söyledim. Geldiler. Oturmamı ve bebeklerin kalp atışını dinleyeceklerini söylediler. Sonra da bebeklerin çok iyi olduğunu ve durumumun iyi olduğunu söylediler. Tabi bu arada sancılarım daha da arttı. Eşim tekrar hemşireyi çağırdı. Bu kez beni başka bir odaya götürdüler. Acilden çıkarıp doğumhaneye götürdüler. Orada bana elbise giydirdiler. Doğum zamanı olmadığını söyleyerek bana iğne yaptılar. İğneden sonra iyileşeceğimi ve sancılarımın dineceğini söylediler. Onlar iğneyi yaptıktan sonra daha da kötüleştim. Saat 18: 30 sıralarında ilk bebeğimi kaybettim. Ondan sonrada kendimden geçmişim."
"İKİ BEBEK ÖLÜ DOĞDU"
Ayşe Onay'ın kuzeni Ruşen Bilgen, 6 aylık hamile olan kuzeninin, kendisini iyi hissetmediği için hastaneye gittiğini söylediğini ve saat 17: 30'da hastanede vardığını ve burada eşiyle birlikte 2-3 saat hastanede kaldıktan sonra herşeyin yolunda olduğunu söylediğini anlattı.
Bilgen, şöyle ifade etti:
"Kendisine idrar testi yapmışlar ve sadece bir iltihaplanma olduğunu söyleyip bir ilaç verip eve yollamışlar. Gün boyunca onunla telefonda konuştum. Bunun bir itihap olmadığını, daha farklı birşey olduğunu söylemişti bana. Ben saat 06: 30'da oraya gittiğimde içeri girdim ve kızcağızın ilk bebeği ölmüştü. Saat 09: 30'da Ayşe'yi odaya aldılar ancak, ikinci bebeğimiz de ölü olarak doğdu. Hemşireler orda. Doktor sunni sancı vererek ölü bebeği doğurmaya çalışıyor. 'Burada bir terslik var. Saat 06: 00'a kadar sağ olan bebekleri şu anda bize ölü olarak veriyorsunuz' dedim. Doktor da oldukça soğukkanlı bir şekilde bana 'maalesef bebekleri düşürdü? dedi. Doğumdan sonra neler olduğuna dair bir açıklama yapmalarını istedim. Çünkü hiç beklemediğimiz bir olay oldu."
DOKTORLAR HİÇBİR AÇIKLAMA YAPMADI
Bilgen, o gece kuzeniyle ilgilenen hemşire ve doktorların hiçbir tatmin edici açıklama yapmadığını söyleyerek, "İki bebeğimizi kaybetmişiz, gelsinler desinler ki 'Ayşe biz çok üzgünüz. Biz elimizden geleni yaptık ama bebekleri kurtaramadık.' ya da herhangi birşey. En azından kızcağıza bir moral ya da 'şöyle oldu, böyle oldu; şu sebepten dolayı bebekleri kaybettik' Hiç bir açıklama yok. Saat 21: 00-22: 00'dan sonra diğer hemşireler geldiler. ve diğer hemşirelere 'bize lütfen bir açıklama yapar mısınız' dediğimizde, 'kusura bakmayın, biz akşamlayin burada değildik. Onun için ne oldu ne bitti bilmiyoruz. Raporlara bakacağız ve size sonra bir açıklama yapacağız' denildi. ve bize gerçek bir açıklama öğlen saat 14: 00'dan sonra yapıldı. ve 07: 30 ile 08: 00 arası hiç kimse gelipte şu kızcağıza 'çok üzgünüz, iki tane bebeğinizi kaybettiniz ama, biz elimizden geleni yaptık' demediler" dedi.
RAPORLARI ZORLA ALDIK
Bilgen, "İşin ilginç tarafı ise saat 14: 00'dan sonra gelen doktor da kendisiyle konuştuğumuzda o da aynı şeyi şöylemedi. Biz 'burada bir hata var' dediğimizde 'evet' der gibi kafa salladılar. Bir ihmalkarlık olduğunu gösterir gibi. Çünkü bize yaptıklar tek açıklama, 'biz bebeklerin bu kadar çok erken geleceğini tahmin etmiyorduk' Tabi ki tahmin etmezsiniz. Kızı monitöre bağlamazlarsa, herhangi birşey yapmazlarsa nasıl tahmin edecekler. Ben bile tahmin edemem. Bir doktor, bir hemşire olarak bunu düşünmeleri gerekiyordu.
İkincisi de o gün bize raporları vermek istemediler. Biz zorla raporları aldık. Raporlara baktığımızda yapılması gereken hiç birşey yapılmamış. Eğer Ayşe sezeryana alınmış olsaydı o bebekler şimdi yaşıyor olacaklardı. Doktora dedim ki '2012'deyiz. Parmak çocukları yaşatıyorlar. 5 aylık çocukları yaşatıyorlar. 6 aylık sapasağlam ve hiçbir problemi olmayan. Bebekler erken sezeryanla alınıp küvezlere kanulsaydı belki yaşatılabilirdi. Belki de yaşatılmayabilirdi. Hatta bir doktora da bunu söyledik. Hastane bunu yapmış olsaydı, biz de onların ellerinden geleni yaptığını söylerdik. Ancak Ayşe'nın doğum sancılarıyla kıvrandığı dakikalarda hemşire kulağında telefon 'bekleyin' demekten başka birşey yapmıyor. Bebekler dünyaya geldikten sonra hemşire geliyor içeriye. Hiç birşey yapılmıyor çünkü Ayşe'nin İngilizcesi yok. Irkçılık demek istemiyorum ama, baktılar kapalı, İngilizcesi iyi değil. Eşi Ekrem anlatabildiği kadar anlatıyor. Bana göre, eğer o sırada orada ben ya da başka İngilizce bilen birisi olsaydı çok daha farklı davranırladı" diye konuştu.
Yaklaşık 13 yıldır Londra'da yaşadığını söyleyen Ekrem Onay da yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Eşim doğumhanede iken sadece bir hemşire yanımızdaydı. Eşimin beli ağrıyordu. Ben de belini tutmuştum. Sonra bir baktım ki su aktı. Çocuğu gördükten sonra ben şoka girdim zaten. Hemen hemşireyi çağırdım. Zile bastıktan sonra onlar da geldi ve hepşi şoke oldu. Sonra bağırdım hemşire 'bak ne yaptınız, sizin suçunuz, bakın' dedim. Sonra alarma bastılar ve bütün doktorve hemşireler geldi. Hiçbir bebek cihazı yoktu odada"
CAMİ İMAMI "O HASTANEYE SAĞ GİREN, ÖLÜ ÇIKIYOR"
Geçimini Antalya restorantta şef garsonluk yaparak sağlayan Ekrem Onay, şöyle devam etti: "Çocuklarımın defin işlemleri için giüüiğim cami görevlisi de "o hastaneye sağ giren ölü çıkıyor, zaten çok kötü bir hastane" dedi. Bir ay önce de ben gitmiştim. Beni hemen anjiyo yapmak istediler. Ben önce elektronik taramam cihazına koyun dedim. O da 'yok, ben seni anjiyo yapacağım' diye ısrar etti. Ben de hiç bir şekilde imza vermeyeceğimi söyledim. Beni kalp hastanesine sevk edilmesini istedim ve mahhalle doktorum sevk etti."
6 aylık ikizlerini kaybettiği için çok üzgün olduğunu ve halen moralim çok bozuk olduğunu vurgulayan Onay, bebeklerin 2.5 hafta süresince otopsi için tutulduğunu belirten gözü yaşlı adam, ikizlerin cansız bedenlerinin kendilerine Cuma günü kendilerine teslim edileceğini, Pazartesi günü de Edmington'daki Müslüman mezarlığında saat 12: 00'de defnedeceklerini ifade etti.
PROF.DR. HÜLYA GÜVEN: "BUNUN OLMAMASI GEREKİRDİ"
Londra Türk Radyosu'na konuk olan CHP Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven de Onay ailesiyle yakından ilgilenerek, olay hakkında bilgi aldı.
Onay ailesinin üzüntüsünü paylaştığını söyleyen Prof. Dr. Hülya Güven, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Hastaların hastaneye geldikleri zaman acil olarak ilgi istemeleri doğaldır. Ama ben hastanenin koşullarını ve nasıl olduğunu bilemediğim için, bu konuda yorum yapmam çok zor. Ama hastaların herşeyden önce aydınlatılmaları gerekiyor. Her konunun anlatılması gerekiyor. Bu nedenle, eğer bunda bir eksiklik söz konusu ise yanlış yapılmış. Yani vatandaş bizim ülkemizde de aynı şekilde acile geldikleri zaman herhangi bir durum olduğunda açıklama, aydınlatılma istiyorlar. Olmadığı zamanda hekime karşı şiddet ortaya çıkıyor. Bu nedenle, eğer vatandaşımızın aktardığı gibi bir ilgizilik, alakasızlık söz konusu olduysa bu yanlış olmuş. Bunun olmaması gerekirdi. Bebeklerin kaybı için tabi ki birşey söylemek çok zor. Zaten aile otopsi istemiş. Otopsiden sonra da bu kaybı n nedeni olarak sanıyoruk ki ayrıntılı bilgi ortaya çıkacaktır" diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Türk Çiftinden Acı İddia - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?