Başbakan Ahmet Davutoğlu, Emniyet Teşkilatının şu veya bu yaklaşımın, şu veya bu çevrenin teşkilatı olmadığını belirterek, "Türk milletinin teşkilatıdır ve bütün milletimizin fertlerine aynı şekilde yaklaşır, aynı insanlık onuru çerçevesinde onların onurunu korumayı kendine asli bir görev olarak görür" dedi.
Polis Akademisi'nde düzenlenen Polis Teşkilatının 170. kuruluş yıl dönümü töreninde konuşan Davutoğlu, Emniyet Teşkilatı mensuplarının toplumda fedakarca görev yapan meslek mensuplarından olduğunu söyledi.
Eskiden huzur ortamının, mahallelerde görev yapan gece bekçilerinin düdük sesleriyle yaşandığını dile getiren Davutoğlu, Emniyet Teşkilatının her zaman toplumla iç içe yaşadığını belirtti.
Başbakan Davutoğlu, Emniyet Teşkilatının hem geleneksel değerler içinde toplumsal hukukun asli parçası, hem de çağdaş, hukuk devletinin temel omurga yapılarından birisi olduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti insan hak ve özgürlüklerine dayanan çağdaş bir hukuk devletidir. Kesinlikle hiçbir şartta ve hiçbir gerekçeyle insan onurunu zedeleyen hiç bir faaliyete izin vermeyiz. İnsan onuru devletlerin esasını teşkil eden en temel değerdir ve insan onurunu korumak her devletin en asli görevidir" diye konuştu.
Bu çerçevede her zaman Emniyet Teşkilatının merhamet, şefkat ve profesyonellik boyutunun yanında insan hak ve özgürlüklerin korunması boyutunu da ön planda tuttuklarını ifade eden Davutoğlu, 2002'den beri her konuşmasında, yasama faaliyeti ya da açıklamada, özgürlük-güvenlik dengesini vurguladıklarını anımsattı.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özgürlük güvenlik dengesi siyasi meşruiyetin en temel hususlarından, en temel özelliklerinden biridir. Eğer özgürlükler için güvenliği feda ederseniz bir müddet sonra özgürlükleri yaşayamaz hale gelirsiniz. Güvenlik için özgürlüğü feda ederseniz bir müddet sonra o güvenlik sizin özgürlüklerinizi tehdit eder hale gelir ve iç çekişmelerin, iç çatışmaların aracı haline dönüşür. Dolayısıyla özgürlüklerden fedakarlık etmeden güvenliği temin etmek, güvenliği riske etmeden, güvenliği tehdit altına almadan özgürlükleri korumak en temel siyaset ilkemizdir. Bu çerçevede Emniyet Teşkilatımız, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devletinin insan haklarına ve insan onuruna dayalı yapısını korumakla görevli en omurga yapılardan biridir ve bu özelliğini koruyacaktır. Emniyet Teşkilatı şu veya bu yaklaşımın, şu veya bu çevrenin teşkilatı değildir. Türk milletinin teşkilatıdır ve bütün milletimizin fertlerine aynı şekilde yaklaşır, aynı insanlık onuru çerçevesinde onların onurunu korumayı kendine asli bir görev olarak görür."
Emniyet Teşkilatının kullandığı güçle özgürlük ve güvenlik dengesini sarsacak bir yapı içinde olamayacağını, insanlık onurunu zedeleyecek, 80-90'lı yıllardaki gibi kötü örneklerle hatırlanan, işkence gibi faaliyetlerin içinde bulunamayacağını dile getiren Davutoğlu, Emniyet Teşkilatının insan hak ve özgürlüklerin teminatı, bekçisi olduğunu vurguladı.
-"Köklü yapı"
Başbakan Davutoğlu, Emniyet Teşkilatı 10 Nisan 1845'de ihdas edildiğinde devletin çağdaşlaşma projesinin en önemli ayaklarından birini oluşturduğunu, daha sonraki yıllarda bugünkü emniyet genel müdürlüğünün temellerinin atıldığını anlattı.
Daha Cumhuriyet kurulmadan TBMM'nin açılmasını müteakip 1920'de Ankara'da cumhuriyetin ilk nüvelerini oluşturacak şekilde Emniyet Teşkilatının tohumlarının atıldığını, 1923'den sonra teşkilatın bütün yurt geneline yayıldığını ve 1937'de çıkarılan teşkilat kanunuyla sağlam temellere oturtulduğunu ifade eden Başbakan Davutoğlu, geleneği olan, istiklal ve çağdaşlaşmayla devletin insan hak ve özgürlüklerine dayalı hukuk sistemiyle birlikte yürüyen köklü bir teşkilattan söz ettiğini belirtti.
Davutoğlu, ancak ne kadar köklü olursa olsun, modern teknolojik teçhizatla donatılmayan ve eğitimi sağlam bir şekilde gerçekleştirilmeyen kurumun risk unsuru barındırabileceğini ve suça karşı müdahale yeteneğinin zayıflayabileceğini kaydederek, 90'lı yıllarda ekonomik krizin ve siyasi istikrarsızlığın yaşandığı dönemde Emniyet Teşkilatının çabalarına rağmen toplumsal suçun engellenmesi konusunda istenilen düzeyde olunmadığını anımsattı.
Davutoğlu, mafyalaşma, gasp, anarşi, terör olaylarının sürdüğü dönemlerde Emniyet Teşkilatı mensuplarının fedakarca mücadele ettiğini ancak ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar dolayısıyla profesyonel bir yapıya kavuşamadığına dikkati çekti.
Emniyet Teşkilatının 2002'den itibaren en önem verdikleri hususlardan biri olduğunu, birçok reform gerçekleştirdiklerini ifade eden Davutoğlu, 2002'deki personel sayısının 189 bin civarında olduğunu, bunun 170 binini emniyet hizmetleri, kalan kısmını da diğer hizmetler sınıfının oluşturduğunu, bugün itibariyla ise personel sayısının 267 bin 965'e çıktığını, bunun 254 bininin emniyet hizmetleriyle görevli olduğunu bildirdi.
Bir polise düşen vatandaş sayısının 263 olduğunu, bunun dünya standartlarında çağdaş, üst düzey bir oran olduğunu dile getiren Davutoğlu, bunun personelin günlük hayatlarını en şekilde iyi idame ettirmeleri, görevlerini en iyi şekilde yapmalarının ön şartı olduğunu vurguladı.
(sürecek)
Son Dakika › Güncel › Türk Polis Teşkilatı'nın 170. Kuruluş Yıl Dönümü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?