Ş. Nil Demir, "Ülkemizde Ünlenmiş Fantastik Yazarımız Yok"

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

1977 Denizli doğumluyum. Eğitimimi, babamın görevi dolayısıyla çok çeşitli illerde tamamladım. En sonunda Turizm İşletmecisi olarak okul hayatımı bitirdim. Birkaç sene turizmde çalıştıktan sonra özel bir şirkette muhasebe bölümünde uzun yıllar çalıştım. En sonunda işlerimin yoğunluğu yazma sürecimi etkilemeye başladığından işten ayrılarak bir süreliğine yazmaya odaklanmaya karar verdim.

"İLK HİKAYEMİ ORTAOKULDA YAZDIM"
Neler yazmaya başladınız? Süreç nasıl gelişti?

Bir şeyler karalamaya herkes gibi şiirlerle başladım ve ilkokul düzeyindeyken birkaç küçük ödül kazandım. İlk fantastik hikayemi ortaokuldayken yazmıştım.Hikayem okuyanlarca beğenildiği halde roman yazmak için o yaştaki bilgi birikimimin yetersiz olduğunu düşünmüştüm. Fantastik edebiyat o zamanlar popüler değildi ve teşvik edilmesi pek işe yaramazdı. Şimdi bile fantastik Türk yazarların yeterince ilgi görmediği bir ortamda kitabımı tanıtmaya çalışıyorum. Okuyanların ısrarıyla basılan kitabımın satması tek amacım değil, asıl gayem Türk yazarlarının da bu dünyada söyleyecek sözü olduğunu ispat etmektir. Yabancı yazarların basmakalıp hayallerini yaşamak yerine kendi şehirlerimizde geçen, bizden hayalleri yaşamak daha güzel olmaz mı?

"ÜLKEMİZDE ANONİMLER DIŞINDA, ÜNLENMİŞ FANTASTİK YAZARIMIZ YOK"
Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir? Fantastik seri düşünüyor musunuz?

Efsanelerle yoğrulmuş bir coğrafyada yaşamamıza rağmen; kendi ülkemizde bile, anonimler dışında, ünlenmiş bir tane fantastik yazarımız yok. Olanların bazıları ise, bire bir yabancı yazarları taklit etmeye çalışıyor. Halbuki kendi hayal güçlerine güvenerek yaratıcılıklarını salıverseler eminim ki, dünya piyasasındaki çoğu yabancı yazardan daha iyi eserler üretebilecekler. Ben kendi çapımda bunu hedefliyorum. Güçlü hayali karakterlerin, kendi yaşadığımız çevrelerde nefes almasını istiyorum. Yazım gücümü geliştirerek okuyucularıma kurgusu sağlam ve Türk dokusunu hissedebilecekleri ve yadırgamayacakları eserler vermek amacındayım. Fantastik edebiyatta bizimde söyleyecek sözlerimizin olduğunu ispatlamak gayesindeyim.

Fantastik bir dünya yarattıktan sonra bunu tek kitaba sığdırmak; bana biraz emeğe haksızlık gibi geliyor. Çünkü en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş güçlü ve hayali bir evren yaratıyorsunuz. Her bir karakter üzerinde çalışıyorsunuz ve bunu tek bir kitapta sunuyorsunuz. Sonuç olarak; kitap bittikten sonra okuyucuyu yarım kalmışlık hissiyle baş başa bırakıyorsunuz. Bu yüzden genelde okuyanlar hayal ettikleri dünyanın tek kitapta son bulmasını istemiyorlar. İyi bir okuyucu olarak bu kesime bende dahilim… Bu nedenle içinde küçük de olsa fantastik bir öge barındıran çoğu roman seri haline geliyor. Bunu, söylenecek şeyin uzatılması olarak algılamayın; fantastik bir kitap, yazar tarafından hayal edilen evrenin okuyucu tarafından yaşanmasıdır. Hayat gibi devam etmesini istemek de okuyucunun hakkıdır. Yazmış olduğum her romanın ikincisinin sorulmasını da buna bağlıyorum. Bu yüzden fantastik seriyle, sevilen karakterlerimi, okuyucularla buluşturmaya devam etmek isterim.

"İYİ SATMASI İÇİN, SEVMEDİĞİM HİKAYEYİ YAZMAK BANA GÖRE DEĞİL"
Genellikle "sürükleyici" bir yazım tarzınızın olduğu söyleniyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Hayali bir yaşamı yazıya dökerken her şeyden önce hikayedeki kurgunun mantıklı olmasına çalışırım. Tüm karakterlerim hakkında özenli davranırım; samimi karakterlerle eğlenceli ve heyecanlı şeyler yazmayı seviyorum. Fantastik edebiyat çok dikkat isteyen ve içinde tüm duyguları barındıran bir edebiyat türüdür. Bu yüzden kitabı okuyan biri hikayedeki en küçük mantıksızlığı fark eder, çünkü okuduğu sırada, hayal gücü sayesinde, o hayatı yaşamaktadır. Okuyucular gibi, ben de yazarken aynı zamanda da yaşarım. O yüzden okuyanlar tarafından hikayelerimin sürükleyici bulunduğunu düşünüyorum. Sevmediğim bir hikayeyi sırf iyi satar diye yazmak bana göre değil. Bana ulaşan yorumlara göre; romanımı okuyanlara da bu duygumu iletebildiğimi düşünüyorum.

"OLAY ÖRGÜSÜNDEN ZEVK ALAN OKUYUCU BENİ YAZMAYA TEŞVİK EDİYOR"

Okuyucuda bırakmak istediğiniz etkiler var mıdır? Bir kişinin sadece kitabınızı okuması mı sizi mutlu eder? Okuyucudan size yansıyanları ve haz aldığınız noktaları söyler misiniz?

Kitabımı okuyan bir insanın, son sayfaya kadar heyecan ve merakını kaybetmemesi beni çok memnun ediyor. Ve yorumlara göre hedefime az çok ulaşmışım. Çünkü okuyucular, parlayan bir iki karaktere bağlı, kısır döngü olaylarla kurulmuş ve belli bir yaş grubuna hitap eden hikayelerden bıkmışlar. Benim kitabım ise tüm olarak yorumlanıyor ve buna çok seviniyorum. Çünkü olay örgüsünden de zevk alan okuyucular beni yazmaya teşvik eden en önemli etken. Okuyucuların tarafından bu farklılığın olumlu olarak yansıması, yapmak istediğimi başardığımı gösteriyor. Kitabımı okuyanların cesaretlenerek kendi hayal güçleriyle bir şeyler karaladığını duymak ise apayrı bir mutluluk. Türk fantastik edebiyatının yükselen kulesine, kitabımın sayesinde bir pencere daha eklenebilirse ne mutlu bana…

"ÖRNEK ALDIĞIM BİR YAZAR YOK"

Yazı dünyasında örnek aldığınız isimler var mı? Kimlerdir?

Çok çeşitli yazarların, farklı tarzda kitaplarını okumaya çalışırım. İyi bir yazar olabilmek için iyi bir okuyucu olmak gerektiğine inan biriyim. Tarz ve yazım olarak örnek aldığım bir yazar yok ve yazar olarak nitelendirilmenin ağır ama zevkli bir sorumluluk getirdiğini inanıyorum. Yazmanın emek istediğini ama yazdıklarını, güçlüklere rağmen okuyuculara ulaştırmanın cesaret ve iradeyle sağlandığını; kitabımla çıktığım yolculukta çok iyi anladım.Bu sorumluluğu taşıyan ve yazdıklarını okuyucularıyla paylaşma şansını yakalan tüm yazarlara saygı duyuyorum.