Vandana Shıva, Hrant Dink İçin 'Boğaziçi'ne Geliyor

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, Sosyoloji Bölümü ve Tarih Bölümü tarafından 2008 yılından bu yana düzenlenen, Hrant Dink Anısına İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı bu yıl 15 Ocak 2016'da Albert Long Hall'de gerçekleşecek. Dink'in demokratikleşme, eşitlik ve insan hakları savunucusu olarak geride bıraktığı mirası yaşatmak amacıyla düzenlenen konferans, ilerici bir siyasete katkıda bulunmak ve farklı fikirlerin dile getirilebileceği bir platform olarak kurgulandı.

Bu yılki konferansın konuk konuşmacısı ise dünyaca ünlü aktivist Vandana Shiva. 'Dünyayla ve Birbirimizle Barışmak' başlıklı bir konuşma yapacak olan Shiva, alternatif-küreselleşme olarak bilinen küresel dayanışma hareketinin önemli bir figürü olarak kabul ediliyor.

Uluslararası Küreselleşme Forumu'nun önderlerinden olan Shiva, doktora ünvanını aldıktan sonra, Hindistan Bilim Enstitüsü'nde, teknolojinin ekolojiye etkileri ve çevre politikaları konularında disiplinler arası araştırmalar gerçekleştirdi. 1982 yılında biyolojik çeşitliliğin korunmasını amaçlayan Bilim, Teknoloji ve Araştırma vakfını (RFSTE) kurdu. 1991 yılında ise, yerel tohumlar ve çeşitliliğinin korunmasını hedefleyen, kelime anlamı "dokuz tohum" olan Navdanya'yı kurdu. Ekofeminist aktivist Vandana Shiva, aynı zamanda 1990 yılında kurulan, küresel politikalarda kadınların eşit bir şekilde yer almasını savunan Women's Environment & Development Center'ın da kurucu üyeleri arasında yer alıyor.

Shiva, biyolojik çeşitliliğin ve geleneksel tohumların, çok uluslu biyogenetik şirketleri tarafından tahakküm altına alınmasına karşı yazdığı Çalınmış Hasat (Stolen Harvest) ve dünyada hakim olan demokrasi kavramının yerine geliştirdiği, kitaba adını veren Yeryüzü Demokrasisi kitaplarıyla da dünyaca ünlü bir fenomene dönüşmüştü.

Yıllarca duvarlarla kendimizi doğadan ve topraktan ayırdığımızı belirten Shiva bugün de savaşın bizi birbirimizden, toprağımızdan ayırdığını söylüyor. Bütün bunları sona erdirmenin zamanı olduğunu ve barışı birlikte getireceğimizin mesajını veriyor.