'Venedik Bienali Türkiye Pavyonu' Tanıtımı

4 Haziran - 27 Kasım 2011 tarihleri arasında düzenlenecek olan Venedik Bienali 54. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu için İKSV binasında yer alan Salon'da bir basın toplantısı düzenlendi. Sergide Türkiye'yi "Plan B" ile Ayşe Erkmen temsil edecek. Türkiye Pavyonu, Fulya Erdemci'nin küratörlüğünde ve daha önce Ayşe Erkmen'le farklı projelerde çalışmış olan Yeni Zelandalı eleştirmen ve küratör Danae Mossman'ın küratöryel işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. Türkiye Pavyonu, bu yıl, Venedik Bienali'nin ana mekânı olan Arsenale'nin Artigliere binasında yer alacak.

"VENEDİK BİENALİ'NDE TÜRKİYE'NİN YER ALMASINI ÖNEMLİ BİR FIRSAT OLARAK GÖRÜYORUZ"

Basın toplantısına konuşan İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, "İKSV, ülkemizin kültür birikimini ve farklı sanat dallarındaki güncel üretimini tanıtmak amacıyla, 2004 yılından bu yana yurtdışında projeler gerçekleştiriyor. Bu kapsamda İKSV, 2007 yılından bu yana Venedik Bienali Türkiye Pavyonu'nun organizasyonunu da üstleniyor. Venedik Bienali'nde Türkiye'nin de yer almasını ülkemiz sanatçıları için önemli bir fırsat olarak görüyor ve bu yolda bir katkımız olduğu için mutluluk duyuyoruz" dedi. TOFAŞ CEO'su Ali Pandır da, "Global anlamda 5 önemli markayı Türkiye'de tek çatı altında temsil eden ve adında Türk ibaresini gururla taşıyan bir şirket olarak, ülkemizin yurt dışında da layıkı ile temsili bizim için çok değerli. Bu nedenle bu yıl 54. Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi-Türkiye Pavyonu'nun sponsorluğunu üstlenmiş olmaktan büyük gurur duyuyoruz" şeklinde konuştu.

"BEYHUDE AMA CESUR BİR ÇABA"

Küratör Fulya Erdemci, Venedik'in bir zirve olduğundan bahsederek, "Venedik, diğer bienallerden hem ölçek, hem deneyim, hem de tarz olarak çok farklı bir üst sanat dünyası" dedi. Erdemci, başarılı bir proje için gerekli olan unsurları ise şu şekilde sıraladı: "Başarılı bir proje için gerekli olanlar; proje geliştirecek sanatçının deneyimi ve bakış açısı ve bu deneyimi güçlü bir cümleyle ortaya koyma gücü. Ayşe Erkmen'in projeleri de mekana, zamana ve duruma karşılık verir. " Erdemci, "Plan B" projesini ise, "Okyanusun büyüklüğü düşünüldüğünde beyhude bir çaba gibi görünüyor. Ama aynı zamanda cesur bir jest" diye tanımladı.

"SANAT KENDİ İÇİNDE HAREKET EDİP, BELLİ SORULARA CEVAP VERMEMELİ"

Sanatçı Ayşe Erkmen ise, projenin gelişimini anlattı. "Plan B" isminin, içme suyu sunma fikriyle ortaya çıktığını belirten Erkmen, "Bir süre sonra bu proje bırakıldı. Daha döngüsel bir hale getirildi. Suyun kanaldan alınması, yine içme suyuna dönüştürülüp, yine kanala verilmesi. Eski bir odayı çalışır hale getirip, bir döngü yaratıp, suyun geri gönderilmesi daha doğru geldi. Eğer suyu içme suyu haline dönüştürseydik, proje bir cevap vermiş ve bir fonksiyonu olmuş olacaktı. Bence sanat böyle bir şey değil. Daha kendi içinde hareket edip, belli sorulara cevap vermemeli. O yüzden ikinci projenın pratik ve kavramsal olduğuna karar verdik. Yani Plan B'yi uyguladık" şeklinde konuştu.

"PLAN B"

Ayşe Erkmen'in "Plan B" başlıklı projesi, Venedik'in suyla olan kaçınılmaz ve karmaşık ilişkisinden yola çıkıyor. Bu projeyle Erkmen, Arsenale'nin bir odasını kompleks bir su arıtma birimine dönüştürecek. Heykel gibi işleyen makineler, izleyiciyi kanala temiz, içilebilir suyu geri veren arıtma sürecinin içine alacak. Arıtma biriminin birbirlerinden ayrılmış parçaları odanın dört bir yanına dağılacak ve renkli borularla yeniden birbirlerine bağlanacak. Erkmen, izleyicinin dönüşüm sürecinin parçası olduğu bir mekân yaratmak amacıyla, bu zarif endüstriyel formları koreografik olarak düzenleyecek. Sürecin sonunda, arıtılmış su kanala geri verilecek. Proje, gündelik yaşamımızı etkileyen sistemler ve süreçleri soyut bir biçimde ifade ediyor.

Projenin olası göndermeleri arasında, bedende dolaşan kan, sınırları aşan sermaye, okyanusları aşan mal akışları, devlet ve otorite mekanizmaları ve hayatta kalmanın temel gereği olan, doğal kaynakların arz akışı sayılabilir. "Plan B", dönüşümün bir parçası haline gelen izleyici için iç mekanizmaların işleyişine yönelik bir deneyim üretecek. Sistemlerin makro ve mikro katmanları arasındaki ilişkiyi sorgulayacak.

Venedik Bienali 54. Uluslararası Sanat Sergisi'nde yer alan Türkiye Pavyonu; 3 Haziran Cuma günü saat 12. 00'de gerçekleştirilecek açılışla kapılarını açacak. 4 Haziran Cumartesi günü sanatseverlerin ziyaretine açılacak ve 27 Kasım'a kadar devam edecek olan Venedik Bienali 54. Uluslararası Sanat Sergisi'nde, Türkiye dahil 89 ülkeden çeşitli sanatçıların çalışmaları yer alıyor.