Venezuela'da Yüksek Mahkeme Kongre'nin Yetkilerini Elinden Aldı

Venezuela Yüksek Mahkemesi, Kongrenin yetkilerini elinden aldı.

Mahkeme heyeti, muhaliflerinin kontrolündeki Kongrenin daha önceki mahkeme kararlarına itaatsizlik ettiğine hükmetti.

Heyet, hafta başında milletvekillerinin dokunulmazlıklarına sınırlama getiren Yüksek Mahkemenin Kongrenin yetkilerini üzerine aldığını da açıkladı.

Başkent Caracas'ta halk, sokaklara dökülerek kararı protesto etti ve "Defol Maduro" sloganı attı.

Muhalif gruplar arasında koordinasyon sağlayan Daniela Tani, tüm Venezuelalılara sokağa çıkmaları ve diktatörlüğe karşı birleşmeleri çağrısında bulundu.

Kongre Başkan Yardımcısı Freedy Guevara, Kongre binası önünde düzenlediği basın toplantısında tepkisini mahkeme kararının yazılı olduğu kağıdı buruşturup atarak gösterdi.

Guevara, "Bu, diktatörlüğe giden yolda dönüşü olmayan bir noktaya geldiğimizi gösteriyor." diye konuştu.

Karar, bölge ülkeleri ve bölgesel örgütlerin de büyük tepkisini çekti.

"Yasama darbesi"

Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) Genel Sekreteri Luis Almagro, kararı "yasama darbesi" olarak niteledi.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro "rejiminin" muhalefetin kontrolündeki Kongreye "darbe" yaptığını savunan Almagro, OAS üyesi devletlere acil toplantı çağrısı yaptı.

Peru da "demokratik düzenden kopuş" olarak nitelediği karara tepki göstererek Caracas büyükelçisini geri çağırdı.

Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet, karardan derin endişe duyduğunu dile getirerek Caracas'daki büyükelçisini istişare için çağırdığını söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada siyasi tutukluların serbest bırakılması ve krizin çözülmesi için en kısa sürede seçime gidilmesi çağrısını yineledi. ABD Dışişleri Bakanlığı, Venezuela Yüksek Mahkemesinin Kongrenin yetkilerini "gasp etme"ye yönelik kararının ülkedeki demokrasi için ciddi bir gerileme mahiyeti taşıdığına dikkati çekti.

Dışişleri Bakanı Rodriguez'den tepkilere yanıt

Tepkilere yanıt veren Venezuela Dışişleri Bakanı Delcy Rodriguez, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Bölgenin muhafazakarları tarafından Venezuela'nın demokratik sistemine saldırmak için yapılan komployu kınıyoruz." ifadesini kullandı.

Venezuela'da muhalefet partileri, ülkedeki ekonomik ve siyasi krizden sorumlu tuttukları devlet başkanının bir an önce görevden ayrılması ve erken seçime gidilmesi için referandum süreci başlatmıştı. Sürecin ilk aşamasında toplanan 1,8 milyon imzadan 407 bini geçerli sayılmış, muhalefet sürecin ikinci aşaması için gerekli 3,9 milyon imzayı toplamaya başlamıştı.

Ancak Seçim Konseyi, referandumun birinci aşamasında toplanan imzalarda 4 eyalette hile yapıldığı iddiaları üzerine süreci 21 Ekim'de durdurmuştu. Muhalefet, kararın anayasaya aykırı olduğunu belirterek, halktan karara karşı sokaklara dökülmelerini istemişti. Maduro'nun görevden alınması için referandumun 10 Ocak'tan önce yapılması gerekiyordu ancak ilk aşamanın iptal edilmesinin ardından referandumun bu tarihten önce yapılması mümkün olmadı.

Görev süresi 2019'da dolacak Maduro, yardımcılığını yaptığı sosyalist lider Hugo Chavez'in hayatını kaybetmesinin ardından 15 Nisan 2013'te yapılan seçimde iktidara gelmişti.

2015'teki seçimde muhalif Demokratik Birlik Masası (MUD) koalisyonu, 17 yıl aradan sonra ilk kez parlamentoda çoğunluğa ulaşmıştı. Yüksek Mahkeme, 2015'teki seçimden bu yana Kongre'ye karşı Devlet Başkanı Maduro'nun lehinde kararlar almasıyla tanınıyor.

Aralarında ABD, Kanada, Meksika, Brezilya, Kolombiya ve Arjantin'in de olduğu OAS'a üye 14 devlet tarafından geçen hafta yapılan ortak açıklamada, Venezuela'ya seçime gitmesi ve siyasi tutukluları serbest bırakması çağrısı yapılmıştı. Açıklamada, Venezuela'nın örgütten çıkarılmasının son seçenek olduğu, ülkenin kemikleşmiş ekonomik ve siyasi sorunlarını çözmek için diyalog kurulması gerektiği vurgulanmıştı.