Yeni Eğitim-öğretim Yılı Açılış Töreni

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugüne kadar hangi eseri ülkeye kazandırdıysak, hangi hizmeti milletimizin istifadesine sunduysak hepsini de birilerine rağmen yaptık. Birilerine rağmen netice aldık. Hep engellemeye çalıştılar ama biz tereddüt etmedik, inandık, azmettik, üstüne üstüne gittik ve neticeyi aldık" dedi.

Erdoğan, Kadıköy Ahmet Sani Gezici Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi hizmet binası ve yeni eğitim-öğretim yılı açılış törenine katıldı.

Yeni eğitim-öğretim yılının öğrencilere, öğretmenlere, velilere, eğitim camisının değerli mensuplarına ve Türkiye'ye hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, açılışı yapılan yeni hizmet binasının da hayırlı olmasını diledi.

Mimarisiyle, eğitim kalitesiyle, öğrencileriyle Türkiye ve İstanbul'a iftihar kaynağı bir eser kazandırıldığını belirten Erdoğan, 1975 yılından bu yana hizmet veren bu köklü eğitim kurumunun, sadece bu bölgeden ve İstanbul'dan değil, Türkiye'nin her yerinden öğrencilerin tercih ettiği bir okul olduğunu, başarılı öğrenci profiliyle dikkati çeken bu okulun yeni binası ve pansiyonuyla, ülkesine ve milletine hayırlı nice hayırlı gençler yetiştireceğine inandığını söyledi.

Her iki kızınında Kadıköy Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'yken bu okuldan mezun olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu vesileyle Ahmet Sani Gezici'ye Allah'tan rahmet diledi.

Öğrencilere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizden ricam şu; Ahmet Sani beyfendiyi sizler hiç unutmamalısınız. Siz de Kur'an tilavetleriyle onun ruhunu aziz edecek şekilde inanıyorum ki unutmayacaksınız. Zira insanlar ölür. Kalan miras nedir? İşte bu eserlerdir. Ona vesile olduğu için sizler unutmayacaksınız" diye konuştu.

Bu güzide okulu İstanbul ve Türkiye'ye kazandıran Şerifoğlu Zelkif Gezici Vakfı ve Yapı Merkezi şirketinin yöneticilerine de şükranlarını sunan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çünkü Yapı Merkezi, bu güzel ve müstesna okulumuzun yapımını bir ricamızla kabul ettiler ve hiç tereddüt etmeden buraya başladılar. Hakikaten mimari noktada, mimarına ve ekibine, mühendis noktasında bu işi takip eden kardeşim Abdülkadir Kart Bey'e huzurlarınızda teşekkür ediyorum.  Çünkü bu işlerde takip çok önemli. Yönetime çok teşekkür ediyorum. Bu eserler inanıyorum ki ilçemize ve bölgeye örnek teşkil etti. Bundan sonra da eğitim-öğretim camiamızda bu fiziki mekanların önemi, taktirlerin üstünde olmalı ki buralardan yetişenler de 'Ben şu okuldan yetiştim' desinler. Şimdi 490 puanı duyduğu zaman farklı yere de giderdi cici kızımız. Gitmedi. Nereye geldi? Buraya geldi. Cazibe çok önemli."

"Mücadele etmeden..."

Açılışta, Beyza Nur Hatcı adlı öğrencinin Arif Nihat Asya'nın "Dua" şiirini, şairin ruhunu huzura kavuşturacak şekilde okuduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizi aşanları gördükçe mutlu oluyorum, Allah onlardan razı olsun. Zaten mesele bu. Bunlar oldukça, devam ettikçe inanıyorum ki gelecek çok daha farklı olacak. Ülkemizdeki her güzel hizmet gibi bu okulu da dillerine dolayanlar, burası üzerinden bizi yıpratmaya, kendilerine rant devşirmeye çalışanlar oldu. Bugün aynı zamanda okulun arazisiyle ilgili pek çok ahlaksız iddiayı dile getirenlerin, hatta meseleyi meclis gündemine kadar taşıyanların utanç günüdür. Ama biliyoruz ki onların karakterinde utanma duygusu maalesef yok. Hamdolsun, onlar bizim muhattabımız değil. Bizim muhattabımız buradaki pırıl pırıl gençlerimizdir, önümüzdeki yıllarda da bu okulda eğitim görecek evlatlarımızdır, milletimizdir. Biz hizmeti milletimiz için yapıyoruz. Önce Allah'ın rızasını, sonra da milletimizin taktirini umuyoruz."

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden beri Türkiye'de "mücadele etmeden, cesaret göstermeden, gücü ve inancı sağlam tutmadan, değil dev eserlere imza atmak, bir çakıl taşının yerini dahi değiştirebilmenin mümkün olmadığını" gördüğünü ifade eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"40 yıllık siyasi hayatımız boyunca kesintisiz bir mücadele içinde olduk. Bizim diğerlerinden farkımız bu mücadeleyi milletimiz için ve milletimizle birlikte veriyor olmamızdır. Bu sayede Rabbimin inayeti ve milletimin desteğiyle, tüm hizmet kapılarını sonuna kadar açtık, sonuna kadar kullandık. Bugüne kadar hangi eseri ülkeye kazandırdıysak, hangi hizmeti milletimizin istifadesine sunduysak hepsini de birilerine rağmen yaptık. Birilerine rağmen netice aldık. Hep engelemeye çalıştılar ama biz tereddüt etmedik. İnandık, azmettik, üstüne üstüne gittik ve neticeyi aldık. Sadece milli eğitimde yaptıklarımız dahi inanıyorum ki bizi milletimiz nezdinde ibra etmeye yetecektir."

"Önce eğitim dedik"

Yola çıkarken "Önce eğitim" dediklerini anımsatan Erdoğan, sonra sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, enerji, tarım dediklerini, eğitimin de bunların hepsinin birbirine entegre olması için çok çok önemli olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, ülkenin ihtiyaçlarıyla ve eğitimin gerekleriyle hiçbir şekilde uyuşmayan 8 yıllık kesintisiz eğitim garabetini yaşadığını ifade eden Erdoğan, "Tabii bunları belki sizler hatırlamıyorsunuz ama belki dinlediniz büyüklerinizden. O ne büyük garabetti. Adeta şah damarımızı kestiler. Şah damarı kesilen bir insan yaşayabilir mi? Yaşayamaz. Nesli o hale düşürdüler. O zaman 600 bin imam hatip öğrencisi vardı. Bir anda bu sayı 60 bine düştü. Sabır sabır sabır... Men sabera zafera. Bunun neticesinde bu geldi. Ne oldu? İşte hamdolsun sabrın neticesinde imam hatiplerde okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 200 binin üzerine çıktı. Bunlar zorlukla, dayatmayla olmadı. Ama nasıl oldu? Bir tarafta getirdiler kat sayı engelini koydular. Bir tarafta imam hatipten çıkanlar istedikleri okula gidemesinler diye bu kat sayıyla ön kestiler, bariyer oluşturdular" değerlendirmesinde bulundu.

Çocuklarının imam hatip mezunu olmaları nedeniyle yaşadıkları soruna değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Benim Kartal İmam Hatip Lisesi'nden mezun olan evladım, Boğaziçi Üniversitesi'ne gidebilecekken, katsayıdan dolayı gidemedi. Aynı şekilde kızlarım bu akıbete uğradı, onlar da bu bariyelere takıldı. Biliyorsunuz kötü komşu ev sahibi yaptırır meselesi var ya... Biz de çocuklarımızı yurt dışına göndermek suretiyle, orada okudular. Oğlum Harvard'ta masterını yaptı, ondan sonra da Johns Hopkins Üniversitesi'nde doktorasını bitirmek üzere. Buradan mezun olan büyük kızım İndiana'yı bitirdikten sonra dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olan Berkeley Üniversitesi'nde masterını ve doktorasını yaptı. Küçük kızım da aynı şekilde İndiana'yı bitirdi, London School of Economics'te masterını tamamladı, ülkesine döndü, burada sosyal faaliyetlerin içerisinde. Biz bir şeye aşığız, bizim derdimiz var, dertliyiz. Biz diyoruz ki; 'Niye bu çocukların ayaklarına pıranga taktınız. Bu bir yarış değil mi? Yarış. Kim hangi okulu istiyorsa, o okula gitsin, önünü kesmeyin. Adeta zincirlere bağlamayın. Özgürlükse eğitim özgürlüğünün önünü kıstınız. Ne adına kıstınız? Güya 'Özgürlükten yanayız' diyerek kestiler. Ama gerçek özgürlükten yana kimlerin olduğu ortaya çıktı."

(Sürecek)