Yoksullarla Dayanışma Haftası

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, "Dünya üzerinde silahlara harcanan paranın yüzde 1'inden daha az bir kısmını çocuklara harcamış olsak, hepsinin okula gitmesini temin ederiz" dedi.

Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfınca (YOYAV), "22. Yoksullarla Dayanışma Haftası" dolayısıyla Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğünde bir program düzenledi.

Sare Davutoğlu, programın açılışında, YOYAV'ın çalışmalarıyla ihtiyaç sahiplerinin imdadına koşan değerli bir kuruluş olduğunu ifade ederek, toplumsal dayanışmanın en önemli dinamiğinin bu kuruluşlar olduğunu söyledi.

Ekonomik kriz dönemlerinde birçok ülkede çok ciddi toplumsal huzursuzlukların, ayaklanmaların görüldüğüne dikkat çeken Davutoğlu, "Bizim toplumumuzda ise özellikle 2001 yılında yaşadığımız ciddi ekonomik kriz sırasında bunların gerçekleşmemesi, YOYAV gibi yardım temelli çalışan sivil toplum kuruluşlarının sayesindedir" diye konuştu.

Davutoğlu, 2001'de hemen hemen herkesin yakınlarına sahip çıktığını belirterek, küçük grupların bir araya gelerek ihtiyaç sahibi kişilerin ihtiyaçlarını gidermeye yöneldiğini anımsattı. Davutoğlu, "Bunlar çoğu kez küçük, bireysel gruplar halinde oldu. Kurumsal kimliği olmayan insanların bir araya gelmesiyle olduğu için belki de çok görünür, bilinir olmadı ama çok etkili oldu" dedi.

-"Bereket mıknatısı"

Bu tür çalışmalarda çok yönlü, güzel sonuçların elde edildiğini belirten Davutoğlu, "Gönüller bir araya geldiği için yapılan her şey berekete dönüşüyor. Ben buna 'bereket mıknatısı' diyorum" diye konuştu.

Bilimsel olarak insanları en fazla mutlu eden şeyin karşılıksız yardım olduğunun ortaya konduğunu ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aslında biz, bir başka insanın ihtiyacını giderirken en fazla yardımı kendimize yapıyoruz. 'Sadece maddi imkanı iyi olan kişiler yardım edebilir' fikrinden de kurtulmalıyız. Kimimizin imkanı, kimimizin vakti, kimimizin muhabbeti, kimimizin de çok değerli becerileri var. Biz bunların hepsini paylaşabilmeliyiz. YOYAV benzeri kuruluşlar bu imkan ve kabiliyetlerin aynı zamanda doğru kanalize edilmesini de organize ediyor."

-"Yoksulluk yeni bir problem değil"

Yoksullara yardım etmenin, toplumsal vicdanın canlılığını işaret ettiğini belirten Davutoğlu, "Vicdanının sesine kulak veren hayırsever insanlarımız sayesinde Türkiye bugün, tüm dünyaya yardım edebilecek bir duruma gelmiştir. Türkiye, 2013 yılında dünya genelinde gayri safi milli hasıla bazında en çok uluslararası insani yardım eden ülke olmuştur" dedi.

Birleşmiş Milletler tarihinde ilk kez düzenlenecek Uluslararası Dünya İnsani Yardım Zirvesi'nin 2016'da İstanbul'da gerçekleştirileceğini hatırlatan Davutoğlu, dünyadaki yoksulluk sorunun çözülebilmesi için dayanışma şuurunun bütün insanlığa yaygınlaşması gerektiğine dikkat çekti.

Sare Davutoğlu, "Yoksulluk yeni bir problem değil. İnsanlık tarihi boyunca bu sıkıntılar az veya çok her toplum içerisinde mevcut oldu. Yoksulluğun ciddi boyutlara ulaşan, çok büyük küresel bir problem haline gelişi yoksulluğu yenmek için önce tanımlanmasını ihtiyaç haline getirdi" diye konuştu.

Bugün dünyada 3 milyar insanın günlük 2 doların altındaki gelirle yaşamak zorunda olduğunu belirten Davutoğlu, yaklaşık 1 milyar kişinin ise günlük 1 doların altında imkanla yaşamını sürdürdüğünü söyledi.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü ve Birleşmiş Milletler verilerine göre, geçen yıl dünya genelinde askeri harcamaların 1,75 trilyona yaklaştığını belirten Davutoğlu, Birleşmiş Milletlerin ise 17 ülkede 52 milyon insana yardım etmek için yaklaşık 13 milyar dolara ihtiyaç duyulduğunu açıkladığını hatırlattı.

Davutoğlu, "Gelişmiş ülkeler, ordular ve silahlar için insani yardımlara verdikleri desteğin yüz katından daha fazla para harcıyor" dedi.

-"Yoksulluğu azaltmada önemli mesafeler alındı"

"Yeryüzünün en adaletsiz dönemini yaşıyoruz" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Ancak unutmayalım bunlar yanında yoksulluk sadece açlık da değil temel eğitim ve asgari yaşam standardından uzak olmak da çok hayati bir sıkıntı. Dünya üzerinde silahlara harcanan paranın yüzde 1'inden daha az bir kısmını çocuklara harcamış olsak, hepsinin okula gitmesini temin etmiş olacağız" dedi.

Türkiye'nin son 12 yılda yoksulluğu azaltmada önemli mesafeler aldığını belirten Davutoğlu, bu gelişmelerden memnuniyet duyduğunu söyledi.

Davutoğlu, "Zira devletin toplumun talep ve ihtiyaçlarına göre şekillenmesini senelerce çok bekledik, çok özledik. Hamdolsun ekonomimiz dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden bir tanesi. İmkanlarımızı sosyal devlet anlayışıyla güçlendirmek ve refahı topluma adaletle yaymak için önemli çabalar ortaya konuyor" diye konuştu.

2003'te başlatılan "mikro kredi" uygulamasının önemine de işaret eden Davutoğlu, yoksulluk oranlarının azaldığını dile getirdi.

Sare Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bizim kültürümüzde yardımlaşmaya dair çok güzel, zengin gelenekler var. Ülkemiz kadınlarımızın temelini oluşturduğu sosyal yardım hizmetleriyle de sadece kendi insanına değil tüm dünyaya örnek olmaktadır. Biz yardım etmeyi sadece ihtiyaç sahibiyle madden ilgilenmek olarak görmeyiz. Biz yardım ederken teşekkür bekleyen değil teşekkür eden bir geleneğe sahibiz. Zira biliriz ki kullarıyla paylaştıklarımız bize Allah'ın lütfettiği nimetlerdir. Hayır işlememize vesile oldukları için ihtiyaç sahiplerine şükran duyarız. Dolayısıyla biz elimizdekini ihtiyaç sahibi kardeşimizle paylaşırken, o kardeşimiz de bize Allah'ın rızasını kazanmamız noktasında yardım etmiş olur."

-"Yoksullukla mücadeleyi hep en ön sıraya aldık"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı İslam da Bakanlığın insan odaklı hizmeti esas aldığını ifade ederek, "Güçlü birey, güçlü aile, güçlü toplum anlayışı; halkımıza en yakın noktadan hizmet sunumu ile sosyal destekler; daha kapsayıcı, adil, objektif, istihdamı özendirici olma ilkeleri çerçevesinde oluşturulmaktadır. Böylece çalışmaların birbiriyle ilişkili ve bütüncül bir bakış açısı ile gerçekleştirmesi amaçlanmaktadır" dedi.

Bütüncül sosyal politikalar üretildiğini belirten İslam, "Türkiye'nin 2023'e doğru tarihsel yürüyüşünde, mutlu birey ve güçlü ailelerden oluşan müreffeh bir toplum için, zamanın ruhunu yakalayan, değişimi yönetebilen ve buna yönelik dönüşümü gerçekleştiren, sosyal riskleri önleyici sosyal politikalar geliştiren ve uygulayan bir bakanlık olmak hedefimizdir" diye konuştu.

Sosyal devlet ilkesinin gereklerinden birinin de yoksullukla mücadele etmek, vatandaşların yaşam kalitesini yükselterek refahı arttırmaya dönük çalışmalar yapmak olduğunun altını çizen İslam, yoksulluk probleminin gerek ulusal, gerekse uluslararası alanda gündemin ilk sıralarında yer aldığını belirtti.

İslam, "Biz de gündemimizde yoksullukla mücadeleyi hep en ön sıraya aldık. 2023 hedeflerimizde sosyal sorunlara ilişkin çözümler ürettik. 'Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir' ilkesini benimseyerek, 2023 hedeflerimiz içinde, '2015 yılına kadar günlük 2,15 doların altında bir gelirle yaşamak zorunda kalan vatandaşımız kalmayacak, 2019 yılına kadar günlük 4,3 doların altında bir gelirle yaşamak zorunda kalan bir vatandaşımız kalmayacak' dedik" şeklinde konuştu.

-"İlk resmi ulusal yoksullukla mücadele çalışmaları"

Yoksullukla mücadelede sosyal yardımların iki temel işlevinin olduğunu belirten İslam, bunların "yoksulluğun etkilerini azaltmak" ile "yoksulluğun kendisini azaltmak" olduğunu söyledi.

Bakanlıkça yürütülen çalışmaları aktaran İslam, yoksullukla çok boyutlu mücadele edilmesi, insani yoksulluk alanında kalıcı şekilde başarı sağlanması için "İnsani Gelişmeye Geçiş Stratejisi" adıyla Türkiye'nin ilk resmi ulusal yoksullukla mücadele çalışmalarını yürüttüklerini kaydetti.

Ailelerin yoksulluk sorununu, ilişkili olduğu diğer sorun alanları ile birlikte kalıcı şekilde çözmek için "Aile Sosyal Destek Programı"nı (ASDEP) hayata geçirmeyi hedeflediklerini belirten İslam, şunları söyledi:

"Arz odaklı hizmet anlayışı ile haneye ve kişiye özel hizmet sunmak üzere Aile Sosyal Destek Programını başlattık. Kırıkkale ve Karabük'te pilot uygulama yaparak ASDEP modelini geliştirdik. Mevcut durumda gelişen modelimizi beş ilimizde uygulamaya geçiyoruz. ASDEP ile kişi ve ailelerin başvurusuna gerek kalmaksızın ihtiyaç sahibinin ayağına gidilerek yerinde durum tespiti, bilgilendirme ve yönlendirme faaliyetleri yapılacaktır. Sosyal hizmet ve yardıma ihtiyacı olan aile ve bireylerin hem bu hizmetlerden yararlandırılması, hem de diğer kamu hizmetlerinden yararlanmalarının sağlanması, bu suretle yaşam koşullarının iyileştirilmesini ve refah seviyelerinin yükseltilmesi amaçlanmaktadır."

-"İhtiyaç duyan herkese yardım elini uzatıyoruz"

AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler de, dayanışmanın toplum fertlerinin ortak çıkarlarının sağlanması açısından önemli olduğuna işaret ederek, İslam dininde yardımın önemine dikkat çekti.

Suriyeli çocukların donarak hayatlarını yitirdiğine şahit olunduğunu belirten İşler, bu konuya dünyanın kayıtsız kaldığını ifade etti. İşler, Türkiye'nin uluslararası düzeyde yapılan yardımlarda öncü ülke olmayı sürdürdüğünü belirterek, Türkiye'nin ihtiyaç duyan herkese yardım elini uzattığını söyledi.

YOYAV Genel Başkanı İbrahim Ateş, yoksulluğu sürekli gündeme getirdiklerini belirterek, herkesin başkalarının ilgisine, bilgisine, sevgisine, yardımına muhtaç olduğunu, insanların tümünün yardımlaşma ve dayanışma içinde olması gerektiğini belirtti.

Yoksulluğun arttığını ve bu acımasız düşmana karşı verilecek mücadele herkesin görev alması gerektiğini ifade eden Ateş, ihtiyaçların sadece devletten beklenmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından YOYAV Genel Başkanı Ateş, Sare Davutoğlu ile Bakan İslam'a plaket takdim etti. - Ankara