CHP: Ruhsatı İptal Edilen Madenler Yeniden Denetlenmeli

Zonguldak'ta, göçük nedeniyle 9 kişinin mahsur kaldığı maden ocağında incelemelerde bulunan CHP heyeti, ilgili bakanlığın ruhsatlarını iptal ettiği tüm madenleri yeniden denetlemesi çağrısında bulundu.

CHP Genel Merkezinin yazılı açıklamasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Zonguldak Milletvekilleri Mehmet Haberal ve Ali İhsan Köktürk'ün maden ocağına giderek yerinde incelemelerde bulundukları belirtildi.

CHP heyetinin daha sonra Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan maden işçilerini ziyaret ettiği, Akkaya'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu telefonla arayarak maden işçisi Ferhat Mankır'la görüştürdüğü hatırlatılan açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun maden işçisine geçmiş olsun dileğinde bulunduğu aktarıldı.

Açıklamada, CHP heyetinin, kazanın yaşandığı maden ocağında yaptığı araştırma ve incelemeler sonucu tespit ettiği eksiklere yönelik şunlar kaydedildi:

"Zonguldak'taki facia bu kez ucuz atlatılmış durumdadır. Bu kazanın sorumluları ise 2013'te ocağı kapatıp, sonra başıboş bırakan, takip etmeyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'dır. Zonguldak'ta ve Türkiye'de daha kaç ocak var bu şekilde henüz bilinmiyor ve yeni faciaların yaşanması an meselesidir. Eğer tedbir alınmazsa bu tip kaçak ocaklar daha çok ocak söndürecektir. Çalışma Bakanlığı bu madeni kapatmış ama sonra denetlememiştir. Göçükten kurtulan işçiler, kaçak bir madende çalıştıklarını ancak göçükten çıkarıldıklarında anlamışlardır. Maden ocağı kaçak olduğu için kaza gizlenmişti ancak 9 saat sonra göçük altındaki bir madencinin babasının emniyeti aramasıyla ortaya çıkmıştır. Oysa Türkiye'nin maden kazalarındaki en uzman tahlisiye ekibi sadece 10 kilometre uzaklıktadır."

"RUHSATI İPTAL EDİLEN MADENLER YENİDEN DENETLENMELİ"

İlgili bakanlığın ruhsatlarını iptal ettiği tüm madenleri yeniden denetlemesi gerektiği vurgulanan açıklamada, "Madenciler, 'Biz burayı yasal bir maden sanıyorduk. Sigortamız yatıyordu. 1200 lira maaş alıyorduk' diyor. Zabıtalar mühürledikleri kahvehaneyi bile denetlemektedirler. Burada ise şubat ayından beri kaçak üretim yapılmaktadır. Zabıtanın 1 hafta kapattığı kahvehanede bile 'kaçak açılmasın' diye denetim yapılırken, bakanlık kapattığı maden ocağıyla ilgilenmemekte, hatta yok saymaktadır. Bakanlık, ruhsatını iptal ettiği tüm madenleri yeniden denetlemeli, kim bilir diğer madenlerde manzara ne durumdadır?" ifadesini kullandı.

Açıklamada, işçilerin başka bir şirketten sigortalandığı iddia edilerek şöyle devam edildi:

"Elden ele bir sistem var. 'Al sen bu madeni işlet, ne çıkartıyorsan çıkart, bana da şu kadar para ver' denmektedir. Manisa Soma'daki madenlerde çok sayıda 'dayıbaşı' varken, burada 'dayıbaşı' madenin kaçak işletmecisi olarak görülmektedir. Kapatılmış maden bu 'dayıbaşına' verilmiş, işçiler ise esas şirket tarafından sigortalatılmıştır. Burada yeni sistemler geliştirmek gerekir. Her kömür götüren bu kömürü satamamalıdır. Kapsamlı bir takip sistemine ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi halde bu kaçak ocaklarda ne ilk ne de son kaza olacaktır. Çok açık olarak görülüyor ki kömürün nereden hangi zaman diliminde çıkartıldığının kodlanması ve takip edilmesi için bir sistem şarttır."

"FINDIK TOPLAMAYA GİDER GİBİ KÖMÜR ÇIKARTMAYA GİTMİŞLER"

Madencilerin iş kıyafetlerine de değinilen açıklamada, "Fındık toplama gider gibi kömür çıkartmaya gitmişler. Hastanede ziyaret edilen işçilerin kıyafetlerinden ayakkabılarına kadar üzerlerindeki hiçbir şey madenlerde giyilmesi gereken giysilerden değildi. Ayaklarındaki standart madenci çizmesi değildi, bildiğimiz normal tarla çizmesiydi. Ferdi kurtarıcıları, karbonmonoksit ya da oksijen maskeleri ise yok. İşçilerin yakınları, madencilerin zaman zaman kasksız dahi çalıştıklarını söyledi. Kesinlikle eğitim almadıkları, mevzuattan haberlerinin olmadığı ise yapılan görüşmelerde açıkça ortaya çıktı" değerlendirmesinde bulunuldu.

Açıklamada, maden ocağında metal olması gereken her şeyin ahşap ve çürük olduğunun tespit edildiği anlatılarak, ilgili bakanlığının Şırnak'taki gibi burada da sorumluluk almadığı öne sürüldü.

Kaçak ocaklarının dinamitle kapatılması gerektiği, bakanlığın böyle bir denetimi yapmadığı kaydedilen açıklamada, Türkiye'de bu tip kaç kaçak madenin olduğunun bilinmediğini, tehlikenin kapıda olduğu belirtildi.

"ORTA ÇAĞ MANTIĞINDA ÇALIŞAN İLKEL OCAKLAR"

Açıklamada, yer altı madenciliğinin devlet eliyle yapılması gerektiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

"Zonguldak'taki gibi çok sayıda kaçak ya da güvensiz özel maden alanlarında çalışanların iş güvencesini sağlayacak gerekli tedbir ve yatırımlar ancak kamu gücüyle yapılabilir. Maden ruhsatlarının işletme izin belgeleri elden ele geziyor, kişiden kişiye devrediliyor ve kiralanıyor oluşu son derece güvensiz bir yapı ortaya çıkardığı açıktır. Maden ruhsatlarında ve maden işletmelerinde oluşan ikinci ve üçüncü el piyasa en sonunda insanların hayatını doğrudan tehdit eder hale gelmiş ve Orta Çağ mantığında çalışan ilkel ocakları ortaya çıkarmıştır. Sorunun tamamen yapısal olduğu, ilgili bakanlıkların ve hükumetin hatalı politikalardan kaynaklandığı açıktır."