AK Parti Bartın 6. Olağan İl Kongresi

Başbakan Binali Yıldırım, Kudüs tasarısının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda kabul edilmesine ilişkin, "Amerika Başkanı bütün ülkeleri arayarak, aramakla kalmayıp tehdit ederek, 'bu karara karşı oy kullanırsanız sizlere para vermeyeceğiz, destek vermeyeceğiz. Şöyle yapacağız, böyle yapacağız. Amerika, biz büyük ülkeyiz karışmam' diye gözdağı vermeye çalıştı. Ama bir şeyi hesap edemedi. Hesap edemediği şey, siz ne kadar büyük olursanız olun dünyada her ülke, bayrağı olan, toprağı olan, egemenliği olan her ülke kendi kararını kendi verir, kendi kaderini kendi belirler." dedi.

Yıldırım, Ömertepesi Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin Bartın 6. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına değinerek, "Amerikan Başkanı bir gün çıktı, böyle de böbürlenerek, imzasını da göstererek bir kağıda imza attı. Neymiş? Kudüs'ü Amerika'nın başkenti yapacakmış, Kudüs'ü İsrail'in başkenti yapacakmış. Neyse aralarında fark yok. Ha Kudüs ha İsrail ha Amerika." diye konuştu.

"Ben yaptım oldu" demekle olmadığını ifade eden Yıldırım, "O gün 'yanlış hesap Kudüs'ten döner' dedik. 'Kudüs sahipsiz değil' dedik." ifadesini kullandı.

Başbakan Yıldırım, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın dönem başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bütün üye ülkelerin devlet başkanlarını, hükümet başkanlarını İstanbul'da acil toplantıya çağırdığını anımsattı.

Bütün devlet başkanları, hükümet başkanları ve bakanların bir araya gelerek uluslararası hukuka karşı, tek taraflı bu kibirli karara karşı gür bir sesle, "Biz bu kararı tanımıyoruz, Kudüs Filistin'in başkentidir" diye yeni bir karar alındığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Daha sonra işi burada bırakmadık. Meseleyi BM'ye götürdük, diğer İslam ülkeleriyle beraber. Önce Güvenlik Konseyi'ne. Güvenlik Konseyi'nin 14 üyesi Amerika'ya karşı bu kararı kınayan, tanımayan oy verdi. Sadece Amerika tek başına kararın arkasında kaldı. Bundan da sonuç çıkmayınca bu sefer doğrudan Genel Kurul'a bir karar getirildi. Bu karar ABD Başkanı'nın aldığı kararı tekzip eden, tanımayan bir karar tasarısıydı. Bu karar gelir gelmez Amerika Başkanı bütün ülkeleri arayarak, aramakla kalmayıp tehdit ederek 'bu karara karşı oy kullanırsanız sizlere para vermeyeceğiz, destek vermeyeceğiz. Şöyle yapacağız, böyle yapacağız. Amerika biz büyük ülkeyiz karışmam' diye gözdağı vermeye çalıştı. Ama bir şeyi hesap edemedi. Hesap edemediği şey, siz ne kadar büyük olursanız olun dünyada her ülke, bayrağı olan, toprağı olan, egemenliği olan her ülke kendi kararını kendi verir, kendi kaderini kendi belirler."

"Dünyanın 1'den büyük olduğu bir kez daha ortaya çıktı"

Yıldırım, yapılan oylamada dünyanın 1'den büyük olduğunun bir kez daha ortaya çıktığına işaret ederek, "Bu noktaya gelinmesinde, bölgedeki sorunların çözülmesinde, mazlumların, mağdurların meselesine sahip çıkılmasında kim var? Türkiye var. Kim var? Recep Tayyip Erdoğan var. Elhamdülillah. Türkiye güçlü olmak zorunda. Türkiye sadece kendisi için güçlü olmak zorunda değil, Türkiye bölge için güçlü olmak zorunda. Bölgedeki krizleri gidermek, sorunları çözmek için güçlü olmak durumunda. Bu topraklarda 100 yıl önce ortaya konulan planların, projelerin bölgenin iradesi dışında olduğu ve yürüyemeyeceği bugün çok açık şekilde ortaya çıkmıştır. O gün bölge hakkında dizayn yapanlar, karar verenler bugün yine aynısını yapmaya çalışıyorlar. Ama Türkiye var. Türkiye ne diyor? Bu bölgede bize rağmen, bu bölgede yaşayan ülkelere rağmen hiç kimse binlerce kilometre uzaktan gelip plan yapamaz, racon kesemez." değerlendirmesini yaptı.

"Sahip çıkan ülkenin adı Türkiye'dir"

Türkiye, İran ve Rusya'nın Suriye'de 6 yıldır devam eden iç savaşın sona erdirilmesi, insanların normal hayatına dönmesi için yoğun bir gayret gösterdiğini anlatan Başbakan Yıldırım, "Nerede mazlum, nerede mağdur varsa Türkiye her zaman onların yanındadır. 3,5 milyon kardeşine evini açan, bağrını açan, ekmeğini paylaşan, mülteci kardeşlerine sahip çıkan ülkenin adı Türkiye'dir." dedi.

Yıldırım, Türkiye'nin barışın, huzurun ve bölgedeki istikrarın ile küresel barış ve istikrarın da güvencesi olduğunu belirtti.

Bartın'a ilk kez 2003'te geldiğini, o günden bugüne Bartın ve Türkiye'nin çok değiştiğini ifade eden Yıldırım, daha sonraki gelişinde ise Kurucaşile'ye gittiğini anlattı.

Başbakan Binali Yıldırım, "O yollarda dön, dön başımız dönüyor ama yol bitmiyor. 'Bu ne kadar uzun yol, bu ne biçim iş?' dedim. 80 senedir bu memlekete uğraşan olmamış mı? 'Bu yolların hali nedir' diye soran olmamış mı? Maalesef tabiatın heybeti karşısında çaresizlik hakim olmuş. Dağı görmüş boynunu bükmüş, geri dönmüş. Dedik ki 'ey dağlar inatta bir murattır. Karşımıza çıkarsanız başımızı eğmeyiz, deleriz geçeriz. O gün o kararı verdik." ifadesini kullandı.

Kurucaşile yolunda 20 kilometrenin üstünde tünel yapıldığını, Amasra'ya tünel yapıldığını belirterek, şimdi o yolun yarı yarıya kısaldığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Yol medeniyettir. Medeniyetin gereği de yolları yapmak, yolları bölmek ve milleti birleştirmektir. Yolları böleriz de Türkiye'yi böldürtmeyiz." dedi.

Yıldırım, şunları söyledi:

"Dert insanı yollara düşürür. Biz milletimizin derdiyle dertlenerek ve o dertlere çare bulmak için yollara düştük. Bizi arayan Hakkari'nin dağlarında bulur, bizi arayan Tekirdağ'ın, Malkara'nın yollarında, Erzurum'da, Aşkale'de, Kırşehir'de, Siirt'te, Trabzon'da, Sakarya'da görür. 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesinde görür."

(Sürecek)