Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

Bingöl'deki otobüs ile otomobilin çarpışması kamerada Bingöl'de, otobüs ile otomobilin çarpıştığı 1 kişinin öldüğü, 10 kişinin de yaralandığı karza anı, yoldan geçen başka bir aracın kamerasına yansıdı.

18.02.2019 10:03

Bingöl'deki otobüs ile otomobilin çarpışması kamerada

Bingöl'de, otobüs ile otomobilin çarpıştığı 1 kişinin öldüğü, 10 kişinin de yaralandığı karza anı, yoldan geçen başka bir aracın kamerasına yansıdı.Kaza, 15 Şubat'ta Bingöl-Elazığ karayolunun 4'üncü kilometresinde meydana geldi. Eşref Özer yönetimindeki 35 HCR 04 plakalı yolcu otobüsü, Topalan köyü mevkiinde karşı yönden gelen Nurullah Kandemir'in kullandığı 06 FM 2825 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada 1 kişi ölürken, 10 kişi de yaralandı. Kaza anı bir araç kamerasına saniye saniye yansıdı

Görüntü Dökümü

-----------------------

Araç kamerası ile kaza yapan otobüsün görüntüsü

Genel ve detay görüntüler

Haber: Aziz ÖNAL-Kamera-BİNGÖL

=================================================

Alaska kurdunun ağzından balığı alma mücadelesi

Kars-Ardahan sınırları içerisinde, 123 kilometrekarelik yüzeyi buzla kaplanan Çıldır Gölü'nde sahipleri tarafından gezintiye çıkarılan Alaska kurdu, buzun delinmesiyle gölden çıkarılan balığı ağzıyla yakaladı. Sahipleri ve çevredekiler uzun süre balığı kurdun ağzından almaya çalıştı.Özel Çelik Başarı Koleji öğretmen, öğrenci ve velileri yüzeyi buz tutan Çıldır Gölü'ne giderek kısa film çekti. İngilizce hazırlanan film için buzda açılan deliklerden balık çıkaran öğrenciler çalışmalarını kamerayla görüntüledi. Bu sırada Ardahan'dan gelen gençlerin 'Sona' ismini verdikleri Alaska kurdu öğrencilerin yanına geldi. Öğrencilerin görmesi için ağlarla çıkarılan bir balığı yakalayan Sena, dişlerini geçirerek daha da bırakmadı. Sahipleri ve çevredekiler uzun süre balığı kurdun ağzından almaya çalıştı. Balık ve tavuk eti yememeleriyle bilinen kurt köpeği yaklaşık 5 dakika balığı dişleri arasında tuttu. Sahiplerinin tüm çabaları sonuçsuz kalınca ağzındaki balıkla dolaşan Alaska Kurdu bir anda ilgi odağı oldu. Gençler kurtla birlikte hatıra fotoğrafları çektirmeye başladı. Alaska kurdu bir süre ağzında tuttuğu balığı buzlu zemine bırakarak sahipleriyle birlikte alandan uzaklaştı.

Görüntü Dökümü

-----------------------------------

-Gölde kırılan buzlara atılan ağların çekilmesi

-Okul öğrencilerinin İngilizce tanıtımı

-Balıkların çıkarılması

-Kurt köpeğinin ağzına aldığı balık ve çevredekilerin kurtarma çabaları

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS,

=================================================

Hayalleri uğruna mesleğinden vazgeçerek, kuklabaz oldu

Küçük yaşlarda tiyatroyla ilgilenmeye başlayan Ata Yıldırım, zamanla kukla sanatına gönül verdi. Hayalleri uğruna özel sektördeki işinden vazgeçerek kukla atölyesi açan Yıldırım, "Atölyemize gelen insanlar büyülenerek içeri giriyorlar. Sevdiğim işi yapmanın hazzını yaşıyorum" dedi.

Eğitim öğretim hayatını Ankara'da tamamlayan Ata Yıldırım (42), küçük yaşlarda tiyatroya merak saldı. Zamanla çocuk tiyatrosuna da yönelen Yıldırım, daha sonra unutulmaya yüz tutan kukla zanaatına yöneldi. Sevdiği işi yapmak isteyen Yıldırım, 2013 yılında özel şirkette çalıştığı işinden istifa ederek kukla atölyesi açtı. Sevdiği işi yapmanın hazzıyla 6 yıldır kukla üretimi yapan Yıldırım, açmış olduğu atölyede çocukları eğlendirmek ve gelişimlerini sağlamak için kukla üretmeye devam ediyor.

'HOBİ AMAÇLI BAŞLADIM'

Küçük yaşlardan itibaren tiyatroyla ilgilendiğini söyleyen Yıldırım, "İş hayatına atıldığım zamanlarda kuklayı ticari amaçlı değil hobi amaçlı yapıyordum. Daha sonra çocuk tiyatrosu ve kuklayla tanıştım. Ankara'da bir gösteride izlemiştim ve çok etkilenmiştim. Yıllar sonra kendi kukla atölyemi açtım. 2013 yılında özel sektördeki işimden istifa ederek kendi atölyemi açtım. Sevdiğim işi yapmak için böyle bir karar aldım. Bu işi tam zamanlı olarak nasıl yapabileceğimi araştırdım. Umarım herkes sevdiği işi yapabilmenin hazzını yaşar. Atölyemize gelen insanlar büyülenerek giriyorlar. Bir kukla atölyesine gelmenin, burayı görmenin büyüsünü ben insanların gözünde görüyorum. İşletme okudum. Özel sektördeki kariyerimi hiç ettim ve sevdiğim işi yaptım" dedi.

Kuklanın yapım aşamalarından bahseden Yıldırım, "Kukla yaparken boyutu ve hareket kabiliyetine dikkat ediyorum. Bir balerin kuklasının hareket kabiliyetiyle normal adım atan bir kuklanın hareket kabiliyeti farklı oluyor. Önce tasarım süreci üzerine çalışıyoruz. Çizerek çalışıyoruz. Daha sonra da o tahtaya şekil veriyoruz. Kişiye özel çalışmalar yapabiliyoruz ama bazen bu bir masal kahramanı olabiliyor. Keloğlan Charlie Chaplin gibi karakterler yapıyoruz. Kıyafetlerini de kendim yapıyorum. Kişinin isteğine göre sipariş alabiliyoruz" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü

-----------------------------------

-Kukla atölyesinden detaylar

-Kukla yapımından detaylar

-Kukla oynatımından detaylar

-Röportaj

-Haber: Semih ŞAHİN

-Kamera: İsmail Hakkı SEYMEN/BURSA,

===============================================

İşitme engelli futbolcular, maddi destek bekliyor

Spor Toto Sağırlar Futbol Süper Ligi'nde mücadele eden İzmir'in tek temsilcisi Bornova İşitme Engelliler Spor Kulübü (Bornova Sessizlerspor), destek bekliyor. İzmir'de 2007 yılında kurulan ve o tarihten bu yana işitme engelli birçok gencin sporcu olma hayallerini gerçeğe dönüştürerek milli takım seviyesine kadar çıkaran kulüp, kendi çabalarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yapılan maçlara birçok kez yüzlerce kilometrelik minibüs yolculuğuyla gidebilen İzmir ekibi, yol, konaklama ve yemek masraflarını karşılayabilecek sponsor arıyor.

Bornova İşitme Engelliler Spor Kulübü Derneği adı altında 2007 yılında kurulan kulüp, İzmir ilinde bulunan işitme engelli vatandaşların sosyal yaşama kazandırılması, toplum hayatında karşılaştıkları zorlukları aşmalarının sağlanması amacıyla spora yönlendirilmeleri konusunda faaliyet gösteriyor. İşitme engellilerin umudu olan spor kulübü, içlerinde işitme engelli milli sporcuların da olduğu futbol, voleybol ve basketbol takımları ile gönüllü antrenörler eşliğinde kendi branşlarındaki liglerde yarışarak büyük başarılara imza atıyor. Türkiye İşitme Engelliler Futbol Milli Takımı, 2012 ve 2016 yıllarında üst üste 2 kez Dünya Şampiyonu olurken U21 Milli Takım geçen yıl Avrupa Şampiyonası'nda mutlu sona ulaştı. İzmir'in bu spor branşında Süper Lig'deki tek temsilcisi olan Bornova, milli takımlara çeşitli kategorilerde 8 sporcu verdi. İzmir'de yaşayan sayısı 3 binden fazla olan işitme engelli vatandaşları çatısı altında toplamayı amaçlayan dernek, aynı zamanda işaret dili kursu desteği de sağlıyor. İzmir işitme engelli takımlarından Süper Lig'de yarışan tek takım olan ve liderliğini sürdüren Bornova Sessizlerspor, katıldıkları maçlarda masraflarının karşılanabilmesi için destek istiyor.

'YAŞAMI SINIRLANDIRMIYOR HAYATIN İÇİNE KATIYORUZ'

Kulüp Başkanı ve Antrenörü Soner Aslan, "Kurulduğumuz 2007 yılından bu yana kötü alışkanlıklardan uzak durmak, yetenekli gençleri milli takım hedefine ulaştırmak, onları sahiplenmek amacıyla yola devam ediyoruz. Futbol A takımımız başarılı bir takım. Takımda milli sporcularımız var. Bu ligde şampiyonluk hedefimizden sonra Şampiyonlar Ligi hedefimiz var. Kendi imkanlarımızla ayakta durmaya çalışıyoruz fakat daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyoruz. Engellilere yönelik yapacağımız çalışmalarımızda işitme engellilerin, çeşitli eksikliklerinin, yetersizliklerinin engelli kişi ve ailesi üzerindeki etkisini en aza indirecek fiziksel, çevresel ve sosyal ortamı sağlamayı hedefliyoruz. Engelli kişileri, yaşamı sınırlı bireyler yerine hayatın içinde olan, üretime katılan ve ihtiyaçlarını kendisi karşılayabilen, sosyal yaşam içinde kendisine yer edinebilen bağımsız bireyler haline getirmek asli görevimiz" dedi.

'BU YARDIMI BİZE ÇOK GÖRMEYİN'

Futbolculardan İbrahim Güzel maçlara çok zor şartlarda gittiklerini belirterek, "Federasyon belli bir para veriyor ama o parayla uzak deplasmanlara gittiğimizde uçak parası, otel parası gibi masrafların yarısı bile karşılanamıyor. Spor kulübümüzde yaklaşık 300 üye var, eşlerini, çocuklarını da saydığımız zaman bin kişilik bir aileyiz aslında. Hayırsever iş adamlarımıza ve belediyemizden yardım bekliyoruz. Hepimiz engelli bireyleriz, bize öncelik tanınması gerekiyor. Bornova'daki tek işitme engelli spor kulübüyüz. Bu yardımı bize çok görmesinler. Başkanımız ve yöneticilerimiz bizim için kendi ceplerinden para ödüyor. Takımımızda 8 milli sporcu var. Kimi Avrupa, kimi Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazandı. Güzel bir aileyiz. Bize gelecek desteklerin esirgenmemesini istiyoruz" diye konuştu.

Antrenör Yardımcısı Barış Varlı ise, "Hem maddi, hem manevi desteğe ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Bornovalı takımın İstanbul takımı ile maçından genel ve detay görüntüler

-Tribünden görüntüler

-Kulüp başkanı Soner Aslan ile röp

-Oyunculardan İbrahim Güzel ile röp

-Oyunculardan Emre Şahin ile röp

-Antrenör yardımcısı Barış Varlı ile röp

Haber: Melis KARAKUZULU, Kamera: Tekin GÜRBULAK/İZMİR,

===============================================

15 beyin ameliyatı geçirdi, yaşadıklarını 'Mucize' adlı kitapta anlattı

İstanbul'da trafik kazasında yaralanıp 17 gün yoğun bakımda kalan ve 15 beyin ameliyatı geçiren, kafatası 26 vida ve 6 plakla sabitlenen 26 yaşındaki Özge Karakuş, azmiyle yaşama tutundu. Üniversiteyi bitirip Muğla'da Aktif Beyin Dikkat ve Algılama Merkezi açan Karakuş, şimdi de 'Mucize' adlı kitap yazıyor.

İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü öğrencisi olan Muğlalı Özge Karakuş, İstanbul'da 23 Mart 2014 tarihinde yolun karşısına geçmeye çalışırken bir otomobilin çarpmasıyla ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan ve beyin kanaması teşhisi konulan Özge Karakuş, 17 gün yoğun bakımda kaldı. 4 ay boyunca hastanede tedavisi süren genç kızın en büyük destekçisi ailesi oldu. 15 beyin ameliyatı geçiren Karakuş, tedavisinin tamamlanmasının ardından üniversite öğrenimini de tamamladı. Özge Karakuş, İstanbul'da kişinin kendi beyin dalgalarını değiştirmesine yardımcı olan bir öğrenme stratejisi olan 'neurofeedback' eğitimi aldıktan sonra Muğla'nın Menteşe ilçesinde, Aktif Beyin Dikkat ve Algılama Merkezi açtı. Doktorların 'Yaşayamaz' dediği Özge, işinde başarılı olmasının yanı sıra insanlara ümit olmak için şimdi de hayatını anlatan 'Mucize' isimli kitap yazıyor.

Azmiyle tutunduğu hayatından çok memnun olan Özge Karakuş, geçirdiği o zor günleri şöyle anlattı:

"Yolun karşısına geçerken otomobil çarptı. Çift taraflı beyin kanaması teşhisi konulup, tedaviye alındım. Kaza sonrası toplam 15 ameliyat geçirdim. Ameliyat olmamım sebepleri çok fazlaydı. Bunlardan birisi hastane enfeksiyonuydu. Doktorlar öleceğim gözüyle bakıyorlardı. Taburcu edildikten sonra okuluma devam ettim ve mezun oldum. Son ameliyatımı geçen yılın temmuz ayında oldum. Başımda kırık olan kemikleri 26 vida ve 6 tane plakla sabitlediler. Baş ağrılarım sona erdi" dedi.

İnsanlara faydalı olmak istediğini belirten Karakuş, "Kaza sonucu oluşan psikolojik ve fizyolojik bir takım sorunlarım için 'neurofeedback' eğitimi alarak Muğla'ya memleketime döndüm. Yıllardır edindiğim psikoloji bilgilerini ve 'neurofeedback' yöntemini uygulayarak ihtiyacı olanlara yardımcı olmak için iş yerimi açtım. İnsanlarımız yöntemin faydalarını öğrendiklerinden sonra destek almak için geliyorlar. Kişilere umut sağladığımı bilmek gururlu bir şekilde mutlu olmamı sağlıyor" diye konuştu. Karakuş, yaşadıklarını 'Mucize' adını verdiği kitapta anlatacağını vurgulayarak, "Herkesin bir mucizeye inanmasını istiyorum. Annem, hatırlamadıklarımı anlatıyor, ben yazıyorum. Kitabımın ismini 'Mucize' koyacağım. Gelecek yıl Ege Üniversitesi'nde yüksek lisansa başlamayı düşünüyorum" dedi.

'BÖYLE BİR EVLADA SAHİP OLDUĞUMUZ İÇİN GURUR DUYUYORUZ"

Muğla Ticaret ve Sanayi Odası eski Başkanı Bülent Karakuş ile eşi Nurten Karakuş ise kızlarının azmi ile gurur duyduklarını söyledi. Baba Karakuş, "Evladımız başarılı bir öğrenciydi. 15 ameliyat geçirdi. Kızımın kaza sonrasındaki kötü durumundan bugünkü haline gelmesi bizim için de bir mucize oldu. Başkalarına umut olmak için bu iş yerini açtı. Beynin ne demek olduğunu çok iyi biliyor. Başarılı bir şekilde işini yapıyor. Özge'nin hayat hikayesini dinleyenler büyük bir hırsla hayata tutunmaya çalışıyor. Mesleğini kullanmadan anlattıklarıyla insanlara yön verebiliyor. Böyle bir evlada sahip olduğumuz için gurur duyuyoruz" dedi.

NEUROFEEDBACK NEDİR?

Neurofeedback, biofeedback disiplini çerçevesinde, beyin dalgalarının eğitilmesiyle uğraşır. Biofeedback, genel olarak insan bedenindeki fizyolojik tepkileri ölçmek için birtakım araçlardan faydalanan bir tedavi tekniğidir. Bu araçlar, vücut sistemleri üzerinde hastaya geribildirim verir ve hasta daha sonra bu sistemleri nasıl değiştirmesi gerektiğini öğrenir. Genel olarak etki alanındaki başlıklar anksiyete, depresyon spektrumu, dikkat-hafıza sorunları, stres, öğrenme ve davranış bozuklukları, migren ve kronik baş ağrıları, uyku bozukluklarından oluşmaktadır.

-GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Özge Karakuş'un neurofeedback tekniği ile bir hastaya seans uygulaması

-Özge Karakuş bilgisayarda kitabını yazması

-Özge Karakuş'un babası Bülent Karakuş, annesi Nurten Karakuş ile görüntüsü

-Özge Karakuş ile röp.

-Baba Bülent Karakuş ile röp.

-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Haber - Kamera Cavit AKGÜN/ MUĞLA,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement