DHA YURT BÜLTENİ-9 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ-9

DHA YURT BÜLTENİ-9

26 yıllık vicdan azabı sonrası gelen itiraf: 8 günlük Fatoş bebek poşete konulup, boğuldu Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde, 26 yıl önce henüz 8 günlükken ölen 'Fatoş' bebeğin, öldürüldüğü öne sürüldü.

24.11.2019 13:20

26 yıllık vicdan azabı sonrası gelen itiraf: 8 günlük Fatoş bebek poşete konulup, boğuldu

Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde, 26 yıl önce henüz 8 günlükken ölen 'Fatoş' bebeğin, öldürüldüğü öne sürüldü. Jandarmaya başvuran Fatoş bebeğin halası A.A., bebeğin, annesi ve o dönem kaçarak evlendiği ağabeyi A.Ş. tarafından önce zehirlenmek istendiğini, ardından poşetle boğulduğunu öne sürdü.

Gazipaşa'ya bağlı Kahyalar Mahallesi'nde yaşandığı öne sürülen olay, iddiaya göre şöyle gelişti:

A.Ş. ve Z.G., 1992 yılında kaçarak evlendi. Nikahtan yaklaşık 6 ay sonra Z.G., 7 Şubat 1993 tarihinde bir kız çocuğu dünyaya getirdi. 'Fatoş' adı verilen kız bebek, 8 gün sonra yaşamını yitirdi. O dönem ölümü normal olarak görülen bebek, toprağa verildi.

POŞETE KOYUP, AĞZINI BAĞLADIĞI İDDİASI

Vicdan azabına dayanamadığını belirterek, olaydan 26 yıl sonra jandarmaya başvuran A.Ş.'nin kız kardeşi A.A., bebeğin, öldürüldüğünü öne sürdü. Jandarmaya ifade veren A.A., evlendikten 6 ay sonra bebeğin dünyaya gelmesini kabullenemeyen ağabeyi A.Ş.'nin bebekten kurtulmanın yolunu aradığını anlattı. A.A., A.Ş. ve Z.G.'nin bebeğin yanına önce sera zehri koyduğunu ve koklayarak ölmesini beklediklerini, ancak bebeğin yaşadığını anlattı. A.A., bunun üzerine A.Ş. ve Z.G.'nin bebeği bir çöp poşetine koyup, ağzını bağladığını, bebeğin nefessiz kalıp, boğulduğunu ileri sürdü. Daha sonra bebeğin normal ölmüş gibi defnedildiğini kaydeden A.A., A.Ş. ve bebeğin annesi Z.G.'nin birkaç ay sonra anne, baba ve diğer kardeşleriyle kendisine bebekten nasıl kurtulduklarını anlattığını söyledi.

JANDARMA İFADELERİNİ ALDI

A.A.'nın ifadesi doğrultusunda çalışma başlatan Gazipaşa İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, 2004 yılında ayrılan ve halen ilçede yaşamayı sürdüren A.Ş. ve Z.G.'nin ifadelerine başvurdu. Anne Z.G., cinayeti A.Ş. ile birlikte işlediklerini itiraf etti. A.Ş. ise iddiayı kabul etmeyerek, bebeğin normal şekilde öldüğünü öne sürdü. Z.G.'nin ifadeleri üzerine ilişkiye girdiğini iddia ettiği ve bebeğin babası olduğu öne sürdüğü M.G.'nin (86) de ifadesi alındı. M.G. bebeğin babası olduğu iddialarını reddetti. Jandarmada ifadeleri alınan A.Ş., Z.G. ve M.G. serbest bırakılırken, Gazipaşa Cumhuriyet Başsavcılığı iddialarla ilgili soruşturma başlattı.

'ÖLDÜRDÜĞÜNÜ İTİRAF ETTİ, BİZE ANLATTI'

Olayla ilgili Demirören Haber Ajansı'na açıklamada bulunan A.A., "Ağabeyim A.Ş., 1992 yılında Z.G.'yi kaçırarak evlendi. Evlendiğinden yaklaşık 6 ay sonra bir kız çocuğu dünyaya geldiğini söylediler. Doğumundan birkaç gün sonra vefat ettiğini, defnettiklerini anlattılar. Birkaç ay sonra köye geldiler. Ağabeyim çocuğu kendilerinin öldürdüğünü itiraf etti, bize anlattı. Çocuğu bir poşete bağlamış. Otopside çıkmasın diye. Poşetin içinde öldüğünü söyledi. Sonra yengem de aynı şeyi ağlayarak anlattı. 'Çok yalvardım ama yaptı' diye. Aradan çok uzun zaman geçti biliyorum, ama vicdanen o kadar rahatsız oldum ki; artık iyice psikolojim bozulmaya başladı. Bunu adli mercilere bildirme gereği duydum. Suçlunun cezasını çekmesini istiyorum" dedi.

'TEHDİT EDİLİYORUM, HAYATİ TEHLİKEM VAR'

Ağabeyinin 'Bebeğin burnunun yanına en zehirli ilaçları koydum ama ölmedi. Ne yapabilirdim, başka bir çöp poşetinin içine koyup ağzını sıkıca bağladım. Öldükten sonra da götürüp, gömdük' dediğini öne süren A.A., "Bunu bütün aile bireylerimiz biliyor. Yani ben vicdanen o kadar rahatsız oldum ki; anlatma gereği duydum. Artık anlattım. Ağabeyim tarafından tehdit ediliyorum, hayati tehlikem var. Bir an önce suçlunun cezasını çekmesini istiyorum" diye konuştu.

Diğer yandan, A.Ş. ve Z.G.'nin 2004 yılında boşandığı, Z.G.'nin bu evliliğinden diğer çocuğuyla birlikte yaşamayı sürdürdüğü belirtildi. A.Ş.'nin ise başka biriyle evlendiği ve ilçede yaşadığı kaydedildi.

SAVCININ TAKDİRİ

Antalya Barosu avukatlarından Münip Ermiş, itirafa rağmen tutuklama kararı verilmemesinin, savcının takdiri olduğunu söyledi. Dosyanın bütününe bakmak gerektiğini anlatan Münip Ermiş, "İddianame düzenlenmeyeceği anlamına gelmez. Delilleri kuvvetli bulmamış olabilir. Bu olayda zaman aşımı söz konusu değil. Savcı uygun görürse, kabrin açılmasına karar verir, adli tıp kurumundan gelecek sonuca göre dava açabilir. Kabrin açılmasına karar verilirse muhtemelen DNA testi de yapılacaktır. Savcı o sonuçlara göre dava açılıp açılmamasına karar verebilir" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Mezarlık tabelasından detayMezarlıktan görüntüFatoş bebeğin mezarından detayA.A. ile röportajHABER- KAMERA: Yücel BULUT/GAZİPAŞA (Antalya),

====================

Eski eşinin satırlı saldırısında yaralanan kadın, 44 gün sonra öldü (2)

BABASI İSYAN ETTİ Eskişehir'de 6 ay önce boşandığı eşi Yalçın Özalpay'ın satırlı saldırı sonucu tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan'ın ailesi, acı haberi alınca gözyaşlarına boğuldu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna gelen baba Serdar Arslan, kaybettiği kızının ardından gözyaşı dökerken, katil zanlısı Özalpay'dan şikayetçi olduğunu söyledi.

Kızının satırlı saldırı sonucu beyin cerrahi servisinde yattığını ve 44 gün dayanabildiğini anlatan baba Serdar Arslan, "Kızımı kurtaramadık, takdiri ilahi böyleymiş. Ne desek boş, sözün bittiği yerdeyiz. Yavrum 45 gün dayanabildi. Zaten bu cinayeti planlamışlar. Kızım arkadaşıyla birlikte gezerken, olaydan bir gün önce otomobille önünü kesip laf atmışlar. 'sizi öldüreceğiz' diye bağırmışlar. Farklı arabalarla kızımı takip etmiş. Kızım olay günü işten çıkınca yavrum dolmuştan inince oraya pusu kurmuş. Arkasından satırla kafasını ikiye bölmüş. Kızım yere düştükten sonra yüzüne vurmuş, ellerini kaldırmış, ellerini doğramış. Eşinden, büyük oğlundan hepsinden şikayetçiyim, kızımın katili bunlar" dedi.

'BU NASIL KİN?'Katil zanlısı Yalçın Özalpay, kızının yanı sıra kendisini ve ailesini de tehdit ettiğini anlatan Serdar Arslan, şunları söyledi: "Bana öldüreceğiz diye tehditler edip hakaretler ediyor, ben şikayetçi oluyorum. Yapmadığını söyleyince savcı takipsizlik kararı veriyor. Ben bir söz söyledim, savcılık benim için yakalama kararı çıkardı. Hakim karşısına çıkana kadar polis başımdan ayrılmadı. Ama kızım satırla doğranana kadar hiçbir şey yapmadılar. Kızımın katili bu adalet, bu yargı. Benim canım yandı, canımızın canını yakanların Allah belasını versin. Genç yaşta kızım gitti, benim. Bu kadar kin olur mu? Bir insana bu kadar kıyılır mı? Düşene vurulur mu? Savaşta bile olsan, düşmanın bile olsa düşene vurulur mu? Bir ayda bir sürü kadın ölüyor, bunlar ana ya. Analar olmazsa biz olayız. Buna kim dur diyecek. Bugün benim kızım, yarın öbürünün kızı. Bu millete ne oldu, kimin canı yanacak, buna kim dur diyecek."

'SABAHA KARŞI KALBİ DURDU'Hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan'ın dayısı Geylan Geçkin de ikinci ameliyatın ardından durumunun kötüleştiğini ve sabaha karşı kalbinin durduğunu söyledi. Katil zanlısı Yalçın Özalpay'ın satırla saldırına da tepki gösteren Geçkin, "Başta sağlık durumu iyiydi. Sağlık durumunda herhangi bir şey yoktu. Ama bu kadar tehdide, bu kadar hakaret karşı maalesef güvenlikte biraz eksik kalındı. Şahsın en azından bu uzaklaştırma tedbiri alınması gerekiyordu. Affedersiniz hayvana bile bu satır kalkmaz. Böyle bir cinayet yok, böyle bir cinayet görülmemiştir. Böyle bir vahşilik görülmemiştir. Birinci ameliyatta durumu iyiydi. Ama ödem oluştuğu için ikinci ameliyata alındı. Biz şahsen doktoruyla konuştuk Perşembe günü. Ama yapılabilecek her şeyi yaptı doktorlar. Sabaha karşı ölüm haberini aldık" diye konuştu.

'KENDİSİNİ KORUMAK İÇİN SATIR TAŞIYORMUŞ'Olayın ardından çıkarıldığı mahkemece 'kasten öldürme' suçundan tutuklanan katil zanlısı Yalçın Özalpay, eski eşi Ayşe Tuba Arslan tarafından evli oldukları dönemde aldatıldığını ve aldığı tehditler nedeniyle kendisini savunmak amacıyla yanında satır taşıdığını savunmuştu. İfadesinde olay günü cinnet geçirdiğini öne süren Özalpay, "Ayşe Tuba Arslan benim boşanmış olduğum eşim olur. Kendisi sürekli olarak beni geçmişte şikayet etmiştir, en son olaydan bir gün önce kendisi ile aramızda mahkememiz vardı. Ben eski eşimin boşanmadan önce beni aldattığını öğrendim, eşimin birlikte olduğu kişiler sürekli olarak beni tehdit ediyordu. Tehdit ettikleri için bende hazırlıklı olmak için evde bulunan satırı yanımda bulunduruyordum. Olay günü sokakta gezindiğim esnada eski eşim olan Ayşe Tuba Arslan ile karşılaştım. Kendisi beni tahrik edici cümleler kurdu. Ben de bunun üzerine cinnet geçirerek yanımda bulunan satır ile eski eşime vurdum, daha sonrasını hatırlamıyorum. Yapmış olduğum bu olaydan pişmanım" demişti.Hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan'nın, yarın toprağa verileceği belirtildi.

Görüntü Dökümü:

-Hastane morgu

-Cenaze nakil araçları

-Arslan ailesi

-Dayı Geçkin ile röp.

-Baba Serdar Arslan ile röp.

-Baba Arslan detay

-Morg ve baba Serdar

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN/ESKİŞEHİR,-

====================

Adana'da hava destekli huzur ve güven uygulaması Adana'da 2 bin 647 polisin katılımıyla hava destekli gerçekleştirilen huzur ve güven uygulamasında aranan 15 kişi yakalandı. 15 araç trafikten men edilirken, 133 araca toplam 96 bin 196 lira ceza kesildi.

Adana İl Emniyet Müdürlüğünce, kent genelindeki yollarda ve umuma açık yerlerde asayiş, uyuşturucu ile mücadele, çevik kuvvet ve trafik olmak üzere 337 kara ve hava ekibi, 4 dedektör köpeğin katılımıyla 'Adana Huzur ve Güven Uygulaması' gerçekleştirildi. Ekipler, uygulamanın yapıldığı noktalarda güvenlik önlemleri alarak, şüpheli araçları durdurdu ve dedektör köpeklerle arama gerçekleştirdi. Uygulamada, 15 bin 87 kişiye yapılan genel bilgi toplama sorgulaması yapılırken, çeşitli suçlardan aranan 15 kişi yakalandı. Ayrıca 14 kişiye yapılan idari işlemlerde 10 bin 200 lira para cezası kesildi.

Denetimlerde 8 bin 111 araç kontrol edilirken, 15 araç trafikten men edildi. Toplamda 133 araca 96 bin 196 lira para cezası uygulandı. Kontrollerde 9 ruhsatsız tabanca ve bunlara ait 11 şarjör, 390 dolu fişek, 3 ruhsatsız av tüfeği ve bunlara ait 120 dolu fişek, 4 kurusıkı tabanca, 4 kesici ve delici alet, 320 gram esrar, 45 uyuşturucu hap ve 26,72 gram sentetik kannabinoid maddesi ele geçirildi.

Görüntü Dökümü------------------------------Araçların durdurulmasıArçların aranmasıÜst arama yapılmasıKöpek ile arama yapılmasıGenel ve detaylarAlkol ölçümü yapılmasıAlkollü adamın konuşmasıHaber-Kamera: Can ÇELİK-ADANA, ====================

Sivas Valisi Ayhan'a Öğretmenler Günü sürprizi

Sivas Valisi Salih Ayhan'a, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından sürpriz hazırlandı. Vali Salih Ayhan ilkokul öğretmeni Emel Uluer'i karşısında görünce gözyaşlarına hakim olamadı.İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi'nde 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla program düzenlendi. Programa Sivas Valisi Salih Ayhan, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, İl Milli Eğitim Müdürü Ebubekir Sıddık Savaşçı ve öğretmenler katıldı. Program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Kürsüye gelen Vali Ayhan, konuşma yaptığı sırada slayt perdesine Ayhan'ın ilkokul öğretmeni Emel Uluer'in görüntüleri yansıtıldı. Ayhan, öğretmeninin videodaki kendisiyle ilgili sözlerini duyunca duygusal anlar yaşadı. Bu sırada İl Milli Eğitim Müdürlüğünün organizesinde Kütühya'nın Simav ilçesinde yaşayan ve Sivas'a getirilen öğretmen Emel Uluer salona girdi. İlkokul öğretmenini bir anda karşısında gören Vali Ayhan, gözyaşlarına hakim olamadı. Ayhan, çiçek takdim ettiği öğretmeninin elini öptü. Uluer ise Bayburt Çiftetaş köyü İlkokulu'ndan mezun olan Vali Ayhan'a ilkokul diplomasını takdim etti. Ayhan, ilkokul öğretmeninin asla unutulmayacağını belirterek, "Her öğretmenin yeri farklıdır ama ilkokul öğretmeni gerçekten unutulmuyor. Derin izler bırakıyor bizlerde. İnsana şahsiyet, kimlik veren, ufkunu açan, yüreğine güzel tohumlar atan ilkokul öğretmenidir." dedi. Mesleğe yeni başlayan öğretmenler için ant içme töreni düzenlenen programda emekli öğretmenlere ise şeref belgesi verildi.

Görüntü Dökümü:

-Program görüntüleri

-Valinin konuşması

-Öğretmeninin gelişi ve valinin duygusal anları

-Konuşmalar

Haber-Kamera:  Uğur YİĞİT- Rahmi MEYVECİ/SİVAS, -

====================

Büyükelçi, restoranda hamburger yaptı

Letonya'nın Ankara Büyükelçisi Peteris Karlis Elferts, dünyaca ünlü turizm merkezi Side'yi ziyaretinde bir restorana girerek, hamburger yaptı. Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) tarafından düzenlenen Manavgat- Letonya İş Forumu ve ikili iş görüşmeleri için ilçeye gelen Letonya'nın Ankara Büyükelçisi Peteris Karlis Elferts, Side Mahallesi'ni de ziyaret etti. Büyükelçi Elferts, burada dünyaca ünlü bir restoran zincirinin Side şubesine girdi. Önlüğü giyerek mutfağa geçen Büyükelçi Elferts, burada restoran çalışanının yardımıyla hamburger yaptı. Büyükelçi Elferts, hamburgerleri kendisi yediği gibi çevrede bulunanlara da ikram etti.Büyükelçi Elferts, Letonya'da insanların damak zevkinden mahrum kalmaması için yiyecekleri kendilerinin pişirdiği restoranlar olduğunu ve kendisinin de buralarda yemek pişirdiğini söyledi.Restoranın işletmecisi Zekai Aydın, Büyükelçi Peteris Karlis Elferts'e ziyareti için teşekkür etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ --------------Büyükelçinin hamburger pişirmesi (cep telefonu)Büyükelçini açıklaması (cep telefonu)HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ-9 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement