Diyabeti Tanı, Gözünü Koru" Sosyal Sorumluluk Projesi

Türk Oftalmoloji Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı, Türk Diyabet Cemiyeti ve Bayer, şeker hastalığına bağlı görme kaybının tanı ve etkin yönetiminde yaşanan sorunlara dikkati çekmek amacıyla "Diyabeti tanı, gözünü koru" sosyal sorumluluk projesini başlattı.

Projenin tanıtımı amacıyla CVK Park Bosphorus Otel'de düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Oftalmoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Osman Şevki Arslan, diyabetin ciddi ve kronik bir komplikasyonu olan şeker hastalığına bağlı görme kaybının (diyabetik retinopati) tanı ve etkin yönetiminde yaşanan sorunları tespit etmek ve bu sorunlara bütünsel bir bakış açısıyla çözüm önerileri getirmek üzere Türk Oftalmoloji Derneği, Türk Diyabet Cemiyeti, Türkiye Diyabet Vakfı ve Bayer'in 2015 yılında bir araya geldiğini söyledi.

"Diyabeti tanı, gözünü koru" projesinin bu şekilde oluştuğunu anlatan Prof. Dr. Arslan, şöyle konuştu:

"Diyabetik retinopatinin tanı ve tedavisinde çözüm bekleyen konulara baktığımızda; diyabet hastalarının düzenli olarak oftalmoloğa yönlendirilmesi, 1. basamak tedavi merkezlerindeki hekimlerin, dahiliye uzmanlarının ve endokrinologların farkındalıklarının artırılması, diyabet hastalarının bilinçlendirilmesi ve disiplinlerarası iş birliği konuları ön plana çıktı. Diyabeti Tanı Gözünü Koru projesinde yer alan aktivite planı da bu ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenmiş oldu. Projenin amacını tek bir cümle ile özetleyecek olursak; toplum, diyabet hastası ve diyabeti takip ve tedavi eden hekimler genelinde, diyabetik retinopati'ye dair bilinç düzeyini artırarak, diyabet hastalarının yılda en az 1 kez oftalmolog hekimlere başvurmasını sağlamak için çalışıyoruz."

"Hekimler için de farkındalık önemli"

Türk Oftalmoloji Derneği Tıbbi Retina Birimi Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Saatci ise projenin hedef kitlesinin tüm diyabetliler ve yakınları, diyabeti takip ve tedavi eden hekimler ve bununla beraber genel olarak tüm toplum olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Saatci, projeyle öne çıkarmak istedikleri mesajları ise şöyle sıraladı:

"Diyabetik retinopati, diyabete bağlı gelişen bir komplikasyondur ve kontrol-tedavi edilmezse körlüğe yol açan sonuçları olabilir. Diyabetik retinopatinin yol açtığı görme bozukluğu-körlük erken teşhis ile önlenebilir. Hastalık sinsi ilerler, ciddi kayıplara yol açmadan önce hasta durumu fark etmeyebilir. Proje kapsamında yapılan etkinliklerle diyabetik retinopatinin sebep olduğu görme kaybına dikkat çekilerek toplumdaki farkındalık seviyesinin yükseltilmesi amaçlanıyor. Şimdiye kadar Konya, Adana ve Gaziantep'te yapılan halk toplantılarında, diyabet ve diyabetik retinopati ile ilgili genel bilgilendirme yapıldı. Erken teşhis edildiğinde hastalığın önüne geçmek mümkün. Bu doğrultuda hastaların ve hekimlerin farkındalığının artırılması son derece önemli. Proje ve hastalıkla ilgili detaylı bilgiye www.diyabetitanigozunukoru.com adresi üzerinden ulaşılabiliyor."

"Türkiye'de diyabet oranı dünya ortalamasından 2 kat fazla"

Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz da "Diyabeti tanı, gözünü koru" kampanyası ile başta diyabetli ve diyabetli yakınları olmak üzere tüm toplumu ve diyabeti takip ve tedavi eden hekimleri hedefleyerek, bu hedef kitlelere yönelik aktiviteler gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bu kapsamda 2 bin 600 kişiye ulaştıklarını belirten Yılmaz, Türkiye'de diyabet oranının dünya ortalamasından 2 kat, Avrupa ortalamasından da 3 kat fazla olduğunu söyledi.

Türk Diyabet Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Hasan İlkova ise diyabetin, insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan ve kan şekeri yüksekliği ile seyreden, kronik ve ilerleyen bir hastalık olduğunu belirterek, "Diyabet yaşam boyu süren bir hastalıktır, kan şekerinin sürekli olarak kontrol altında tutulmasını gerektirir." dedi.

Prof. Dr. İlkova,; diyabetin gerektiği gibi kontrol edilmediği takdirde kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği, körlük, sinir hasarı ve diyabetik ayak gibi çeşitli sorunlara yol açabileceğine dikkati çekti.

Bayer Türkiye Özel Tedaviler Bölüm Direktörü Cevdet Cenk Çetin de zamanında teşhis ve tedavi ile önüne geçilebilecek bu hastalık hakkında farkındalık yaratma ve hastaların daha sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri konusunu önemsediklerini ifade etti.