Eski Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı Bal Hakkında İddianame - Son Dakika
Güncel

Eski Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı Bal Hakkında İddianame

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, "GSM şebekesi ile Türk Telekom alt yapısının kullanımında güçlük yaşanması durumunda alternatif muhabere vasıtası olarak kullanılmak üzere 190 el telsizinin FETÖ/PDY mensuplarına...

14.03.2017 19:21

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, "GSM şebekesi ile Türk Telekom alt yapısının kullanımında güçlük yaşanması durumunda alternatif muhabere vasıtası olarak kullanılmak üzere 190 el telsizinin FETÖ/PDY mensuplarına dağıtılması talimatı verdiği" gerekçesiyle eski Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı Faruk Bal hakkında iddianame düzenledi.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Ender Coşkun'un hazırladığı iddianamede, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yer alan ve sivil bağlantıları da bulunan FETÖ/PDY mensuplarının, mevcut anayasal düzenin değiştirilmesi, seçilmiş meşru Meclisin lağvedilmesi, seçimle gelmiş meşru hükümetin devrilmesi, halkın oylarıyla seçilmiş meşru Cumhurbaşkanının öldürülmesi amacıyla darbeye teşebbüs eyleminde bulunulduğu hatırlatıldı.

Bu kapsamda, çeşitli askeri birliklere Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığınca "Harekat Yıldırım" öncelik dereceli, "Sıkıyönetim Direktifi, Sıkıyönetim Görevlendirme Listesi ve Sıkıyönetim Mahkemeleri Görevlendirme Listesi"ni içerir mesajların gönderildiğine vurgu yapılan iddianamede, "bu mesajlarda 16 Temmuz 2016 günü saat 03.00 itibariyle yönetime el konulduğu ve sıkıyönetim ilan edildiği, 06.00 itibariyle sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, illerin idaresi için sıkıyönetim komutanları atandığı, Askeri Mahkemelere sıkıyönetim mahkemeleri olarak görev verildiği, ikinci bir emre kadar kamu görevlilerinin atamalarının Yurtta Sulh Konseyi veya onun vereceği yetkiye dayanarak yapılacağı"na yer verildiği belirtildi.

Aynı mesajlarda, "Bakanlar Kurulunun meşruiyetini kaybettiği ve görevden el çektirildiği, Meclisin feshedildiği, vatana ihanet edenlerin en kısa zamanda sıkıyönetim mahkemeleri önünde hesap vereceği, illere atanan sıkıyönetim komutanlarının görevlerini sıkıyönetim kanunu gereğince yerine getirecekleri ve asayişin temini için tüm askeri ve kolluk güçlerini aktif olarak görevlendirebilecekleri, tüm hava meydanları, limanlar ve gümrük kapılarının kontrol altına alınarak, ikinci emre kadar Türk vatandaşlarının yurt dışına çıkışlarının yasaklandığı, valilerin görevden alındığı, Ankara, İstanbul, İzmir ve Kayseri Valilerinin atandığı, diğer valilik, kaymakamlık ve gerekli görülen belediye başkanlıklarına sıkıyönetim komutanları tarafından atama yapılabileceğinin" bildirildiği kaydedilen iddianamede, mesajlarda, "tüm siyasi partilerin faaliyetlerinin sonlandırıldığı, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanlıklar, belediyeler, valilikler ve kaymakamlıkların TSK, Jandarma ve polis teşkilatı tarafından emniyet altına alındığı, toplantı, gösteri ve yürüyüş faaliyetlerinin yasaklandığı, tüm polis teşkilatının sıkıyönetim komutanları emrine görevlendirildiği, gerektiğinde halkın da desteğinin alınması için tedbir alınması gerektiği"nin belirtildiği ifade edildi.

İddianamede, "Yurtta Sulh Konseyi" olarak adlandırılan darbecilerce yayınlanan kanunsuz nitelikteki bu emirlere çok sayıda rütbeli ve rütbesiz askerin katılmak suretiyle kalkışma eylemine iştirak ettikleri ve darbe girişiminin başarısızlığa uğratıldığı hatırlatıldı.

El telsizi dağıtılması talimatı

Şüpheli Faruk Bal'ın olay tarihinde, tuğgeneral rütbesiyle Kastamonu Jandarma Bölge Komutanlığı yaptığına yer verilen iddianamede, Bal'ın, "darbe girişimi esnasında veya sonrasında GSM şebekesi ile Türk Telekom alt yapısının kullanımında güçlük yaşanması durumunda alternatif muhabere vasıtası olarak kullanılmak üzere FETÖ/PDY mensubu personele 190 adet Jemus 4900 Atlas el telsizinin tertip ve dağıtımının yapılması konusunda talimat verdiği" kaydedildi.

Bal'ın, olay tarihinde Ankara'da bulunduğuna dair HTS kayıtları bulunduğu bildirilen iddianamede, Bal'ın, telsizlerin dağıtımı ile ilgili haklarında ayrıca soruşturma yürütülen, suç tarihinde Jandarma Muhabere'de albay olan Şükrü Demirtürk ve yüzbaşı olan Kamil Çetin ile olay günü irtibatının bulunduğu, bu telsizlerin darbeye kalkışmaya iştirak eden birlik ve personele dağıtımı hususunda beraber hareket ettikleri aktarıldı.

FETÖ'nün darbe girişiminden öncesinde veya planlamasında herhangi bir haberi olmadığını ileri süren Bal, ifadesinde "Şu ana kadarki görev hayatımda yasalara ve kanunlara saygılı anayasaya uygun ve devlet büyüklerine saygılı bir şekilde çalıştım, bu suçlarla şu anda ifade veriyor olmayı kabul edemiyorum" dedi.

Sözde "Yurtta Sulh Konseyi" atama listesinde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarı olarak görevlendirilen Bal, şunları öne sürdü:

"Belirtilen evraklara ismim nasıl girdi, jandarma teşkilatı özellikle rütbeli personel yönünden küçük bir teşkilattır. Herkes birbirini tanır, genelde muhafazakar bir insan olarak tanınırım, bu nedenle özellikle 17-25 Aralık tarihlerinden önce meslektaşlarım ile ilişkilerimde dindar görünümlü insanlarla arkadaşlıklarım olmuş olabilir, ancak bunların herhangi bir örgütle bağlantılı olduklarını bilerek kendileri ile ilişki kurmadım. Bahsettiğim insanlar sivilde değil asker olarak çalıştığım iş ortamındaki şahıslardır, şimdiye kadar amirlerimden habersiz herhangi bir iş yapmadığım gibi genelde yapılacak işleri de amirlerimle paylaşır ve iletirim, herhangi bir kimseden gizli saklı bir işlem yapmadım."

Oğlu ve kızının Ankara Anıttepe'de birlikte oturduğunu, eşinin ise zaman zaman çocuklarının yanında, zaman zaman da kendisiyle birlikte Kastamonu'da kaldığını belirten Bal, "Pazar gününden itibaren de yıllık izin alarak memleketim Konya'ya ve Side'ye jandarmanın kampına gidecektik, buna ilişkin rezervasyonlarımız da vardı. İznim pazar günü başlayacaktı ancak oğlumun çarşamba, perşembe günü kalbindeki ritm bozukluğu nedeni ile bir alet bağladılar, perşembe günü Ankara'daki kızım kendisinin yiyeceklerden zehirlenmiş olabileceğini bildiren bir mesaj göndermesi nedeni ile oğlum ve eşim ile birlikte 15 Temmuz 2016'da saat 11.00 sıralarında özel aracım ile Kastamonu'dan Ankara'ya hareket ettik." ifadelerini kullandı.

"Bir şey yapmayın bu emrimi tüm birliklere iletin"

Yorgun olduğu için evde bir süre istirahat ettiğini bildiren Bal, şöyle devam etti:

"Evde, İstanbul'daki köprünün trafiğe kapatıldığına ilişkin haberleri izlerken Ankara üzerinde savaş uçaklarının sesleri gelmeye başladı, biz de korktuk. Ev Anıttepe'ye yakın olduğu için uçaklar da alçaktan uçuş yapıyorlardı, beraberinde çok fazla patlama sesleri ve helikopterlerden sağı solu tarama sesleri gelince biz ışıkları söndürüp televizyondan takip etmeye başladık. Bu arada telefonum arka cebimde ve sessizdeydi. Saat 22.00 sıralarında bende kayıtlı olmayan, ismini tam anlayamadığım Mehmet veya Bülent isminde birisi 'size görev var araç da gönderdik bekleniyorsunuz' dedi. Ben de 'bu saatte ne görevi arkadaş' deyip telefonu kapattım ve darbe girişimi olduğunu o anda anladım."

Gece saat 02.30 veya 03.00'e kadar ışıkları söndürmüş şekilde oturduklarını öne süren Faruk Bal, şunları söyledi:

"Telefonumu kontrol ettiğimde bir sürü tanıdığım ve tanımadığım numaralar vardı. Kastamonu İl Jandarma Alay Komutanı Yavuz Albay'ın aramasını gördüm ve hemen ona dönüş yapıp kendisini aradığımda vali ve emniyet müdürü ile birlikte olduğunu söyledi, ben de kendisine 'bir şey yapmayın bu emrimi tüm birliklere iletin' dedim. Karargah Komutanımız İrfan Kızılaslan'ın da birliğe gelen mesajlarda sıkıyönetim komutanı olarak isminin geçtiğini söyledi, ben de fırsat bulursam geleceğimi kesinlikle bir şey yapmamalarını söyleyip hemen hazırlanıp Gençlik Caddesi'nden Tandoğan meydanı üzerinden havaalanı yolunu takiple Kastamonu'ya döndüm."

Saat 05.30 civarında resmi kıyafetlerini giyerek karargaha gittiğini belirten Bal, Jandarma Genel Komutanlığı karargahında görevli Kurmay Başkanı Vekili Tümgeneral Arif Çetin'i resmi makam cep telefonundan arayarak, darbe girişiminin dışında olduğunu ve mevcut eski komuta kademesine bağlı olduğunu söylediğini ileri sürdü.

Kendi bölgesine bağlı 5 İl Jandarma komutanını arayıp bilgi aldığını savunan Bal, "Herhangi bir eylemde bulunmamalarını söyledim. Karargaha geldiğimde üzerinde 'Harekat Yıldırım' yazılı Genelkurmay'dan 15 Temmuz 2016 saat 21.30'da gönderilmiş bir mesaj formu bulunduğunu ve bundan başka gece boyunca gelen ve değişik karargahlardan daha doğrusu Kara Kuvvetleri Komutanlığından, Jandarmadan ve Genelkurmaydan gelen ve birbiri ile çelişkili bir çok mesaj olduğunu gördüm. Yaklaşık 10 mesaj vardı bu mesajların bir kısmını darbe yapan şahısların çektiğini anladım." ifadelerini kullandı.

İfadesinde "Harekat Yıldırım" yazılı mesajda isminin geçtiğini, bu mesajın darbeciler tarafından çekildiğini değerlendiren Bal, "Bu mesajlara göre herhangi bir işlem yapmadım, ismimi de ilk kez sabahleyin bu mesajlar getirildiğinde gördüm ve tekrar Arif paşayı aradığımda bana benim gibi Zonguldak Eğitim Tugay Komutanı Birol Şimşek ve Tokat Jandarma Bölge Komutanı Adnan Arslan'ın da isimlerinin karıştırıldığını, kendilerinin beni ve bu arkadaşları bildiğini, bizden bir endişesi olmadığını ve bunu bakanlığa ilettiklerini söyledi." diye konuştu.

Darbecilerle birlikte hareket etmediğini savunan Bal, "FETÖ ile herhangi bir irtibatım yoktur, bunların yıllardır çok tehlikeli olduğunu da bilen birisiyim. Ben daha önce karargahta İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapmıştım, bu görevi yaptığımı ve muhafazakar yapımı bildikleri için benim kendilerine biat edebileceğimi düşündükleri için sanıyorum kendileri o zan ile yazmış olabilirler." dedi.

Bal, ifadesinde şunları kaydetti:

"Dosyalarımız Genelkurmaydan bu mesajı çıkaran dairenin elinde bulunmaktadır, oradan çalışarak ismimize ulaşmış olabilirler. Kaldı ki atama listesinde hem İstihbarat Başkanı hem de İçişleri Bakanlığı Müsteşarı gibi iki ayrı birbiri ile alakası olmayan görevleri yazmışlar, bunun tamamen darbeyi planlayanlar tarafından bilgim haricinde düzenlendiğini düşünüyorum. Zaten tutarlı bir atama emri de değildir. Zaten atamayı imzalayan Tuğgeneral olup, normalde bir Tuğgeneralin görevlendirmesini ancak bir Orgeneral yapar, bu şekilde bir atama Askeri temayüllere de uygun değildir bu nedenle de inandırıcı bulmadım, buna göre de hareket etmedim.

Gerek daha önceki görev yaptığım yerlerde, gerekse Kastamonu'da görev yaptığım süre içerisinde ilişkide bulunduğum insanlara kamu görevlilerine, sivil şahıslara ve siyasetçilere darbeye karşı olduğumu Türkiye'nin darbeler ile yönetilemeyeceğini, sivil bir şekilde yönetimin kendi içerisinde hukuk içerisinde hareket etmesi gerektiğini demokrasiye olan inancımı her zaman ifade etmişimdir, hatta terörün azgın olduğu dönemlerde aşırı milliyetçi bazı arkadaşların darbe söylemlerinde bulunduklarında onlara karşı çıktığımı herkes bilir."

Bal'ın, cep telefonunda 4 Ekim 2014'ten itibaren FETÖ üyelerinin haberleşmede kullandığı belirtilen ByLock programı kullanıldığı tespit edildi.

İddianamenin kabulü halinde Bal, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, TBMM'yi ortadan kaldırma veya görevini engellemeye teşebbüs etme" suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Eski Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı Bal Hakkında İddianame - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement