"İslam İktisadı ve Finansı: Türkiye Örneği" Konferansı - Son Dakika
Ekonomi

"İslam İktisadı ve Finansı: Türkiye Örneği" Konferansı

M.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Beşer: "Katılım bankalarının, Bankacılık Kanunu'na tabi olması, güven sağlayıcı olmasının yanında bir çok problemi de barındırıyor."

11.11.2014 14:00  Güncelleme: 10:29

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Faruk Beşer, katılım bankalarının, Bankacılık Kanunu'na tabi olmasının, güven sağlayıcı olmasının yanında bir çok problemi de beraberinde getirdiğini belirterek, "İslami bankaların faizli bankalar için hazırlanan şablona uydurulmaması gerekir" dedi.

"Tarihi, Teorisi ve Pratiğiyle İslam İktisadı ve Finansı: Türkiye Örneği" temalı uluslararası konferansta düzenlenen panelde Beşer, Türkiye'de İslami finans kurumlarının yapısı ve işleyişi konusunda değerlendirmeler yaptı.

Beşer, modern dünyada ekonominin, hayatın neredeyse tamamını oluşturduğuna, araç değil amaç olarak görüldüğüne işaret ederek "İslam'da ise ekonominin, iyi bir kul olmanın aracı olduğu bilinmektedir, bu yüzden 'ekonomi, uygulamalı ahlaktır' sözü çok anlamlıdır" dedi.

Beşer, İslam ekonomisinin en ayırıcı özelliğinin Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle "batıl yollarla mal elde etmeme" olduğunu belirterek, bu yolların başında da faizin geldiğini söyledi.

Faizin çok farklı uygulamalarla oluşturulabileceğinin, bu yüzden her türlüsünün haram kılındığının altını çizen Beşer, İslam'ın tamamlanması sürecinde faiz yasağının dört ayrı aşamada ve ancak Müslüman insan unsuru yerleştikten sonra nihai olarak yerleşebildiğini anlattı.

Faruk Beşer, şöyle devam etti:

"Borsa temel esprisi bakımından İslami, ama bugünkü işleyiş biçimiyle anlattığım olumsuzlukların hemen hepsini içeren bir kazanç aracı olarak görülebilir. Böyle olunca da cevazı tartışmalı hale gelir. Oysa borsaya dayalı Katılım Endeksi dedikleri şey şimdilerde bu bankaların önemli bir enstrümanıdır. Katılım bankacılığı da borsa gibi faizin alternatiflerinden biri olduğu için çok önemli bir kurum sayılmalıdır. Mükemmele doğru ağır adımlarla da olsa yol almaktadır. Ancak zaman zaman faizle alışveriş arasındaki çizgi faiz yönüne doğru meyledebilmektedir."

Bugün itibariyle Katılım bankacılığının en olumsuz yönünü, "Kendi ahlak anlayışı üzerine oturmuş olmamasının yanında, şaz fikirlerle oluşturulup geliştirilmeye çalışıyor olması" olarak yorumlayan Beşer, katılım bankacılığının sürekli daha meşru olana doğru yol alması gerektiğini söyledi.

Beşer, Katılım Bankacılığı'nın Ar-Ge çalışmalarını, ekonomik kazançlarını daha da artırma ve diğer bankalarla rekabet edebilme konularında yoğunlaştırdıklarına ve cevaz sınırını daha da genişletme imkanı aradıklarına dikkati çekerek, "Bu özellikleriyle faizli bankacılığa doğru evriliyor oldukları söylenebilir" dedi.

Konuşmasında yapılması gerekenlere de değinen Beşer, katılım bankalarının fıkıh danışmanlarının kendi özel seçtikleri kişiler olmaması gerektiğini, Malezya ve Körfez ülkelerinde olduğu gibi "Meşruiyet Kurulu" benzeri bir yapı oluşturulması gerektiğini aktardı.

Faruk Beşer, katılım bankalarının, Bankacılık Kanunu'na tabi olmasının, güven sağlayıcı olmasının yanında bir çok problemi de beraberinde getirdiğine vurgu yaparak, İslami bankaların faizli bankalar için hazırlanan şablona uydurulmaması gerektiğini söyledi.

Kullanılan kavramların hızla faizli bankacılık literatürüne kayıyor görünümü verdiğini dile getiren Beşer, "Banka kavramı bile bizce başlı başına bir problemdir. Oysa bunlar tamamen İslam fıkhının kavramlarıyla anlatılmalı ve faizsiz bankacılık literatüre mümkün olduğunca ayrı oluşturulmalıdır" dedi.

"FİNANSAL KRİZ DÖNEMLERİNDE İSLAMİ YATIRIM FONLARININ DAHA AZ ZARAR ETTİRDİĞİNİ GÖRÜYORUZ"

Bentley Üniversitesi Öğretim Üyesi Jahangir Sultan ise İslami finansal ürünlerde işlem hacminin düşük olduğunu, prensiplerin yeterince oturmadığını anlattı.

İslami finansmanın yatırımcıda yeterli bir karşılığa ulaşması için kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğunu belirten Sultan, sağlıklı bir gelişim için bilim çevreleri ve regülasyon kurumlarına önemli bir rol düştüğünü anlattı.

Faizsiz yatırım araçlarının henüz istenilen seviyede kazanç sağlayamadığını, buna karşın bu yatırım türünün küresel belirsizlik ortamlarında daha fazla kazandırdığını aktaran Sultan,"Özellikle finansal kriz dönemlerinde İslami yatırım fonlarının daha az zarar ettirdiğini, kazançların burada daha fazla olduğunu görüyoruz" dedi.

Türkiye'nin İslami yatırım araçlarında dünya genelinde ilgi gören bir ülke olduğunu belirten Sultan, "Türkiye'nin İslami yatırım türünde dünyada önemli bir noktaya konumlandığını görüyoruz. Borsa İstanbul'un burada önemli bir çabası var" ifadelerini kullandı.

"BUGÜNKÜ FAİZİN MEŞRU OLDUĞU GİBİ YORUMLAR DA DUYUYORUZ"

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Süleyman Kaya da İslam'ın faizi kesin bir şekilde yasakladığını belirterek, "Faize dayalı yeni yorumlar yapılıyor, özellikle rekabetçilik öne sürülerek bugünkü faizin meşru olduğu gibi yorumlar da duyuyoruz. Zannediyorum belki 10 yıl sonra faizsiz kredi almanın haram olduğu bile dile getirilebilecektir" yorumunu yaptı.

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Mehmet Saraç da İslam dünyasında ekonomi bilimi çevrelerinde disiplinlerarası bir eğitim reformuna ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi İsmail Cebeci de İslami finansla ilgili bilimsel eserlerin arttığını belirterek, kalitenin yükseldiğini kaydetti. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Ekonomi 'İslam İktisadı ve Finansı: Türkiye Örneği' Konferansı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement