Karanlıktan "Mucizevi" Kurtuluş

Gülcan Kaplan - Çocukken sapan taşı gelen gözü kör olan Mehmet Mutlu, palet tamiratı yaparken havalı tabancadan fırlayan 3 santimetrelik paslı çivinin sağ gözüne saplanmasıyla, bu gözü de görme yeteneğini kaybetti.

Gittiği hastanedeki doktorlar "ameliyatla bu göz kurtarılamaz, kör olur" deyince, önce ameliyat olmaktan vazgeçen Mutlu, ailesinin ve patronunun araştırmasıyla ulaştığı başka bir göz doktorunun "kurtarabiliriz" demesi üzerine ameliyat olmaya ikna edildi.

"Mucize" gibi gerçekleşen ameliyat sonrasında gözü yüzde 10-15 oranında görmeye başlayan Mutlu, şimdi diğer gözünün de ışığa kavuşmasını ümit ediyor.

Ameliyatı gerçekleştiren Batıgöz Hastanesi Göz Doktoru Operatör Mehmet Söyler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanın kendilerine geldiğinde, gözün şişmiş durumda olduğunu söyledi.

Hasta ilk geldiğinde dışarıdan çivinin görünmediğini, çünkü gözün üst kapağı, içi, her tarafının şiş olduğunu belirterek, "Gözün oynayacak hali kalmamıştı. Ciddi bir ağrısı vardı. Önce kapağı gevşettik. Grafilerde çivinin yeri tam belli değildi. 24 saatten fazla beklediği için göz de reaksiyona bağlı olarak şişmiş. Göz kapağını gevşetip açtığımız zaman çiviyi gözle görebilir hale geldik ve yaklaşık çivinin de 6'da, 7'de biri dışarıdaydı. Açık olan kısmından çiviyi çıkardık" diye konuştu.

Sol gözünün de daha önce yaralanma nedeniyle görmediğini, dolayısıyla tek gözü olan bir hasta olması hasebiyle durumun daha da hassaslaştığını ifade eden Dr. Söyler, "Geldiğinde çivinin nerede olduğu da görünmüyordu. Acilen filmini istedik. Filmlerde gözün üst kısmında yaklaşık 2,5-3 santimetre boyutunda bir çivi parçasının olduğunu gördük. Acilen ameliyata almak durumundaydık" dedi.

Çivinin gözün ön kısmından girip, limbus denilen korneanın konjonktivayla birleştiği yerin hemen iki iki buçuk milimetre üzerinden saplanmış olduğunu, gözün içerisinden geçip, arkasından çıkıp, görme sinirinin hemen üzerinde sonlanacak şekilde boylu boyunca geçmiş durumda bulunduğunu anlatan Dr. Söyler, şunları anlattı:

"Geldiğinde gözde hiçbir şekilde hareket yoktu. Sağa sola hareketi söz konusu değildi ve gözün çevresinde bizim konjonktiva dediğimiz o beyaz dokuda da ciddi bir şişme, ödem vardı. Biz de ameliyat esnasında önce kapağın ödemini giderdik. Göz kapağını açar hale getirdikten sonra çevredeki tüm dokuları ayırıp çiviyi bulunduğu pozisyondan göz sinirine ve göze herhangi bir zarar vermeden çıkardık. Paslı, kötü nitelikli bir çiviydi. Çifte, yani girişli ve çıkışlı bir yaralanma şekli. Gördüğümüz en büyük yaralanmalardan bir tanesiydi."

Dr. Söyler, gözde lens yaralanmasının da olduğunu, bu nedenle ameliyat sırasında lensi de aldıklarını, daha sonra gerçekleştirilen ikinci ameliyatta hem gözün arka kısmına silikon yerleştirdiklerini, hem de gözün ön kısmına lensi alınan bölüme göz içi merceği koyduklarını söyledi.

Şu anda hastanın görme yetisinin yüzde 10-15 civarında bulunduğunu ifade eden Dr. Söyler, "Fakat gözün içerisinde silikon var. Silikonu alındığında bunun yüzde 20-25'ler civarında, belki biraz daha fazla olmasını umut ediyorum. Çünkü gözün arka tarafında görme merkezi olarak tabir ettiğimiz yerde herhangi bir yaralanma yok. Fakat tabii çok büyük bir yaralanma. Bu yaralanmadan kaynaklanan gözde ekstra bir toksikasyon olmadığı müddetçe, görme merkezi etkilenmediği müddetçe belki birazcık daha görme ihtimali olacak" şeklinde konuştu.

Dr. Söyler, hastanın gözündeki çivinin çıkarıldığı ilk ameliyatın yaklaşık 2 buçuk saat, ikinci ameliyatın 2-2 buçuk saat sürdüğünü, önümüzdeki günlerde gözün içindeki silikonu alacakları daha kısa bir ameliyat daha olacağını ve ne kadar gördüğüne bakacaklarını sözlerine ekledi.

-DİĞER GÖZÜ İÇİN DE ÜMİDİ VAR-

Mehmet Mutlu da trajik öyküsünü şu sözlerle aktardı:

"Palet tamiratı yapıyorum. Havalı tabanca kullanıyordum. Nasıl olduysa tabanca çiviyi kırdı, çivi gözüme saplandı. Acilen bir hastaneye gittik. 24 saat bekledim orada, gözümde çiviyle. Bir müdahale yapılamadı. Hatta doktorlara sordum, 'Bir gözüm zaten görmüyor. Bu gözümün görme imkanı var mı?' diye. Doktor bana 'Bu gözünün durumuna baktığımızda görme şansın sıfır dedi. Ben de bunun üzerine ameliyat olmak istemediğimi belirttim, patronuma da söyledim.

İstanbul'dan bir hastaneyi aradık, oradan da bize 'Hiç buraya kadar gelmekle vakit kaybetmeyin' dediler. Mehmet Bey'in telefonunu verdiler, 'Hemen ona götürün, ameliyatı o yapar' dediler. Geldik, filmler çekildi, ameliyata alındım ve çiviyi çıkardılar. Mehmet Bey gözümün görme şansımın olduğunu söyledi. Daha tedavim bitmediği halde buradaki herkesi görebiliyorum."

Diğer gözünü ilkokula giderken sapan taşının isabet etmesi sonucu hasar gördüğünü ancak ameliyat sonrası birkaç gün görmesine rağmen sonrasında kör olduğunu dile getiren Mutlu, sağ gözünün tamamen iyileşmesinin ardından diğer gözü için de ümidinin olduğunu sözlerine ekledi.

- İZMİR