MHP Mahalli İdareler Seçimi Aday Takdim Toplantısı ANKARA - Son Dakika
Politika

MHP Mahalli İdareler Seçimi Aday Takdim Toplantısı ANKARA

MHP Mahalli İdareler Seçimi Aday Takdim Toplantısı ANKARA

29.09.2013 18:59

MHP Mahalli İdareler Seçimi Aday Takdim Toplantısı - ANKARA

MHP Mahalli İdareler Seçimi Aday Takdim Toplantısı

-MHP Genel Başkanı Bahçeli: (1) -"Bu üç seçimin, özellikle gelecek yılki ilk durağın, bir siyasi partinin tercih edilmesinden veya herhangi bir adayın seçilmesinden de öte bir anlamı vardır" -"30 Mart 2014 günü, milletimizin bekası ve egemenlik hakları oylanacaktır. Türkiyemizin geçmiş ve geleceği topluca değerlendirilecektir. Kardeşliğimiz hakkında hüküm verilecektir" -"Kısaca Türk milleti kendi talihinin yönünü çizecek, nerede durduğunu, nereye varmak istediğini belirleyecektir" -"Ya zillete, rezalete ve melanete set çekilecek ya da bölünme selinin altında topyekun kalınacaktır"

ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu üç seçimin, özellikle gelecek yılki ilk durağın, bir siyasi partinin tercih edilmesinden veya herhangi bir adayın seçilmesinden de öte bir anlamı vardır. 30 Mart 2014 günü, milletimizin bekası ve egemenlik hakları oylanacaktır. Türkiyemizin geçmiş ve geleceği topluca değerlendirilecektir. Kardeşliğimiz hakkında hüküm verilecektir" dedi.

Bahçeli, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen Mahalli İdareler Seçimi Aday Takdim Toplantısı'nda, 182 gün sonra yapılacak yerel seçimlerin Türkiye için karar ve kader anı olduğunu belirterek, bu seçimde Türkiye'nin geleceğinin oylanacağını söyledi. Yerel seçimleri çok önemsediklerini ve ciddiye aldıklarını ifade eden Bahçeli, MHP olarak yerel yönetimlerde iktidar olmaya talip ve hazır olduklarını vurguladı. MHP haricindeki tüm alternatiflerin tükendiğini dile getiren Bahçeli, "Zalimlerin önümüze çıkması nafiledir. Hainlerin senaryoları boşunadır. Eşbaşkanların tezgahları, tezviratları, tertipleri işe yaramayacaktır" dedi.

Gelecek 2 yıl içinde 3 seçim yapılacağına işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu üç seçimin, özellikle gelecek yılki ilk durağın, bir siyasi partinin tercih edilmesinden veya herhangi bir adayın seçilmesinden de öte bir anlamı vardır. 30 Mart 2014 günü, milletimizin bekası ve egemenlik hakları oylanacaktır. Türkiyemizin geçmiş ve geleceği topluca değerlendirilecektir. Kardeşliğimiz hakkında hüküm verilecektir. Kısaca Türk milleti kendi talihinin yönünü çizecek, nerede durduğunu, nereye varmak istediğini belirleyecektir. Ya zillete, rezalete ve melanete set çekilecek ya da bölünme selinin altında topyekun kalınacaktır. Ya aldatma, riya ve namertlik kaybedecek ya da milli vicdan çökecektir. Ya AKP, PKK, BDP, İmralı canisi ve BOP yerle yeksan olacak ya da Türk milleti birbirine düşecek, ağrılı ve kanlı bir bölünme akıntısına kapılacaktır. Türkiye ya AKP ile eksik kalmış bir yıkımı tamamlayacaktır ya da kendi geleceğini kendi azim ve kararı ile tayin edecek, ilk sandıkta ihanetin belini kıracaktır."

-"Ne kadar ilkellik varsa iktidarın kanatları altındadır"

"AKP ile geçen yaklaşık 11 yıllık sürede; tahrip edilmemiş hiçbir milli varlığımız, israf edilmemiş hiçbir değerimiz, mütecaviz emellere kurban edilmemiş hiçbir kabulümüz kalmamıştır" diyen Bahçeli, AK Parti iktidarında milletin kamplaştırıldığını, etnik ve mezhep kışkırtıcılığı yapıldığını öne sürdü.

AK Parti'nin başörtüsü hassasiyetinden geçindiğini, imam hatip liselerinden nemalanmaya çalıştığını, mağdur edebiyatı yaptığını iddia eden Bahçeli, bugün şiddetin revaçta olduğunu, toplumsal uyum, sosyal barış, iletişim, uzlaşma ve diyaloğun kopma noktasına geldiğini, hayatın her alanının şiddetin pençesinde olduğunu ileri sürdü.

Tırmanan gerginliklerin etnik ve ideolojik bir içeriğe bürünmesinin tam anlamıyla çatışmaları kitselleştireceğini, bu durumun da felakete neden olabileceğini savunan Bahçeli, "Türkiye iyi yönetilmemektedir. İnsanlarımız birbirine düşürülmektedir. Gençlerimiz hakarete uğramaktadır. Eğitim ve öğretim hayatı çürümek üzeredir. Öç almak, yok etmek, çatışmak, boğuşmak, çekişmek neredeyse salgın haline gelmiş ve herkesi vurmuştur. Ne kadar ilkellik varsa iktidarın kanatları altındadır" diye konuştu.

-"Bu, filmlerde bile olmayacak düzmece bir hadisedir"

Ne kadar suç ve suçlu varsa iktidarın güvencesi altında olduğunu öne süren Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bingöl M Tipi Cezaevi'nden 80 metrelik tünel kazarak kaçan, arkasından elle konulmuş gibi bulunan PKK'lılar iktidarın psikolojik operasyonun bir parçasıdır. Şu işe bakınız ki silahlı teröristler, şehir eşkıyaları, her yerde devlete ve millete açık açık kafa tutarken, tehdit ve tacizlerini sürdürürken kimseler görmemiştir ama ne hikmetse cezaevinden firar edenler birkaç gün içinde kıskıvrak yakalanabilmişlerdir. Bu filmlerde bile olmayacak düzmece bir hadisedir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti Türk milletinin aklıyla, zekasıyla alay mı etmektedir?"

Türkiye'de cinayet ve cinnetin her yerde kol gezdiğini savunan Bahçeli, Türkiye'nin bir çıkmazda olduğunu iddia etti.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşkence, baskı, kaba kuvvet, AKP takviyeli palalılar hak arayanların ensesindedir. Başbakan ise çapulcu avındadır. Stadyumlarda sebep olduğu olaylara karışanların peşindedir. Gezi Parkı üzerinde kurduğu derin komployu sürdürmenin ve seçimlere kadar sıcağı sıcağına götürmenin arayışındadır. Türkiye'yi kafasında bölen birisi Başbakan'dır. Sanal düşman icat ederek muhalif duruşa sahip kim varsa savaş açan birisi Başbakan'dır. Ayrımcılığı güçlendiren, fanatizmi besleyen, bizden-sizden çetelesi tutan birisi ne yazık ki bu ülkede Başbakanlık makamındadır.

Sorarım sizlere, riyakarlığın bu kadar prim yaptığı başka bir dönem olmuş mudur? Hainliğin bu kadar kutsandığı, vicdansızlığın bu kadar öne geçtiği, milli ve manevi değerlere bu kadar sövüldüğü başka bir dönem yaşanmış mıdır? Hakkın ve hukukun bu denli çiğnendiği başka bir dönem görülmüş müdür? İnanınız saymakla bitiremeyiz, söylemekle yetiremeyiz. Başbakan Erdoğan 'hırs bir toplumu çürütür' derken doğru bir yere temas etmiştir. Unutmasın ki, kontrolsüz bir hırs kibir ve kendini beğenmişlikle birleşince aynı zamanda siyasetçiyi de çürütecek ve çöküşe götürecektir. Kendisini bekleyen makus ve malum son da budur ve elbette bu olacaktır."

(Sürecek)

MHP Mahalli İdareler Seçimi Aday Takdim Toplantısı

-MHP Genel Başkanı Bahçeli: (2) -"(Demokratikleşme Paketi) Bu paket PKK'nın tetiğe uzanan elini şimdilik de olsa inmesine yönelik tavizkar bir hamledir. Bu paket İmralı canisi, Kandil Dağı ve Başbakan arasında kurulan masada muhteviyatı kaleme alınmış yeni bir ihanet reçetesidir" -"İslam dini merhamettir, hoşgörüdür, şefkattir. İslam'a sırtını yaslayarak insan öldürenler olsa olsa yabancıların piyonu, dinimizin gizli hasmı ve şeytanın hizmetkarıdır. Hiçbir Müslüman bilerek, isteyerek ve kasten cana kıymayacaktır. Kaynağı ne olursa olsun terörizm, sonuçta bir şiddet ideolojisidir ve hangi mazeretten ilham aldığı önemsizdir" -"Bu itibarla insanlığın, elinde silah, vücudunda bomba, aklında kan olan terörist kişi ya da gruplara karşı müşterek bir refleks göstermesi ve cephe oluşturması gerekmektedir. Bu titizlik ve duyarlılık her ülkenin, her milletin ve hepimizin görevi olmalıdır. Son günlerde değişik ülkelerde meydana gelen vahşet dolu manzaraları, saldırıları ve İslami terör isimlendirilmesini kınıyor ve lanetliyorum"

ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yarın açıklanacak Demokratikleşme Paketi ile ilgili "Bu paket PKK'nın tetiğe uzanan elinin şimdilik de olsa inmesine yönelik tavizkar bir hamledir. Bu paket İmralı canisi, Kandil Dağı ve Başbakan arasında kurulan masada muhteviyatı kaleme alınmış yeni bir ihanet reçetesidir" dedi.

Bahçeli, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen Mahalli İdareler Seçimi Aday Takdim Toplantısı'nda, Türkiye'nin karşısında 5 tehlike olduğunu ifade ederek, bunların güvenlik tehditleri, milleti bölünmeye doğru götüren cepheleşme, siyasi ve sosyal bünyedeki çözülme, ekonomik kriz, yokluk, yoksulluk ve Türkiye'nin bekasını tehdit eden küresel gelişmeler olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan tarafından yarın açıklanacak Demokraktikleşme Paketi'ne de değinen Bahçeli, şöyle konuştu:

"PKK'lı teröristler küstahça konuştukça Başbakan bunalmış ve köşeye sıkışmıştır. Süreç ihanetinin sözüm ona ikinci aşamasına geçilmesi maksadıyla AKP'nin elini çabuk tutması, yoksa bedelinin vahim olacağı caniler tarafından hemen hemen her gün iddia edilmiştir. PKK bastırdıkça, Başbakan erzak paketi gibi demokratikleşme paketi hazırlamaya can havliyle koyulmuştur. Şimdi soruyorum sizlere, demokrasiyi pakete sığdırmak nasıl bir siyasi aklın harcıdır? Kimseye sormadan, PKK ve İmralı canisi dışında hiç kimseyle tartışmadan, üstelik herhangi bir katılım sağlamadan demokratikleşme adımı atılmasından bahsetmek nasıl bir küflenmiş aklın ürünüdür? Sayın Başbakan, demokrasiyi paketlemeyi makarna, nohut, bulgur, pirinç paketlemeye mi benzetiyorsun? Bu demokratikleşme paketi madem 76 milyonu ilgilendiriyor, madem her sorunu çözüyor, madem her yaraya merhem oluyor da neden ve hangi maksatla hazırlık aşaması sır gibi saklanmış, redaksiyon bu kadar uzun sürmüştür?"

Demokraktikleşme Paketi hakkında AK Parti'li milletvekillerinin bilgilendirilmediğini savunan Bahçeli, "Bugüne kadar yaşananlardan çıkan sonuç şudur ki, Başbakan'ın demokratikleşme paketi PKK'ya sunulmuş, üzeri şehit kanıyla ciro edilmiş bölünme çekidir. Bu paket bir diyettir. Bu paket PKK'nın tetiğe uzanan elinin şimdilik de olsa inmesine yönelik tavizkar bir hamledir. Bu paket İmralı canisi, Kandil Dağı ve Başbakan arasında kurulan masada muhteviyatı kaleme alınmış yeni bir ihanet reçetesidir. Anlaşılmaktadır ki bu paket, 2009 tarihli demokratik açılım isimli yıkım projesinin, Oslo'da, İmralı'da ve Avrupa'nın farklı ülkelerinde yapılan pazarlıkların, bu yıl içinde başlatılan sözde çözüm ve barış sürecinin süzülmüş, damıtılmış ve rafine edilmiş hali olacak" diye konuştu.

Terör örgütü PKK'nın anadilde eğitim, anadilde kamu hizmeti, bazı yerleşim yerleri isminin değişmesi gibi talepleri olduğunu dile getiren Bahçeli, "AKP buna eyvallah diyecek midir?" diye sordu. Yarın açıklanacak demokratikleşme paketiyle ilgili ayrıntılı değerlendirme yapacaklarını anlatan Bahçeli, demokratikleşme paketinin ne ilk ne de son olacağını öne sürdü. Bahçeli, şöyle konuştu:

"Eğer, yarınki açıklamada PKK'nın ve bölücü çevrelerin istekleri gözetilmezse diyeceğimiz bir şey yoktur. Tersi olursa ki olacak olan da budur, Sayın Arınç sorarım sana, asıl densizi, gerçek münasebetsizi itiraf edebilecek cesareti gösterecek misin? Hatırlarsanız, "PKK'yla müzakere ediliyor" dediğimizde Başbakan sinir küpüne dönmüştü. Ne var ki, zaman birçok konuda olduğu gibi, bunda da bizi haklı çıkarmıştı. Başbakan Erdoğan bir kez daha namluyu ters tuttuğunu görememiş, ateşle oynarken kendini yakmaktan kaçamamıştı."

-"İslam dini merhamet, hoşgörü ve şefkattir"

Türkiye'nin zorlu bir coğrafyada bulunduğunu, Orta Doğu'nun kan revan içinde olduğunu, İslam aleminin belirsizliğe, bunalıma ve iç kargaşaya savrulduğunu ifade eden Bahçeli, İslam adına işlendiği ileri sürülen cinayetlerin kendilerini çok üzdüğünü bildirdi. Barış ve kardeşlik dini İslam'ın terörizmle yan yana getirilmesinin, "Allah Allah" sözleriyle vahşi katliamlar yapılmasının büyük bir saygısızlık ve hakaret olduğuna işaret eden Bahçeli, şu görüşleri dile getirdi:

"İslam dini merhamettir, hoşgörüdür, şefkattir. İslam'a sırtını yaslayarak insan öldürenler olsa olsa yabancıların piyonu, dinimizin gizli hasmı ve şeytanın hizmetkarıdır. Hiçbir Müslüman bilerek, isteyerek ve kasten cana kıymayacaktır. Kaynağı ne olursa olsun terörizm, sonuçta bir şiddet ideolojisidir ve hangi mazeretten ilham aldığı önemsizdir. Bu itibarla insanlığın, elinde silah, vücudunda bomba, aklında kan olan terörist kişi ya da gruplara karşı müşterek bir refleks göstermesi ve cephe oluşturması gerekmektedir. Bu titizlilik ve duyarlılık her ülkenin, her milletin ve hepimizin görevi olmalıdır. Son günlerde değişik ülkelerde meydana gelen vahşet dolu manzaraları, saldırıları ve İslami terör isimlendirilmesini kınıyor ve lanetliyorum."

- Elif Yavuz'un ailesine başsağlığı diledi

Bahçeli, Kenya'da bir alışveriş merkezine, Pakistan'da ise bir kiliseye saldıran El Kaide ve Taliban unsurlarının İslam'ı kötülemek ve kötü göstermek adına görevlendirildiklerini, el altından desteklendiklerini belirterek, "Özellikle Kenya'da ölenler arasında Hollanda doğumlu bir Türk kadının da bulunması hepimizi derinden etkilemiştir. Sekiz aylık hamileyken teröristlerin ateşiyle can veren Elif Yavuz isimli kardeşimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Herhalde merhume Elif, Başbakan'ın dikkatini Mısır'lı Esma kadar çekmemiştir. Esma'ya haklı olarak ağlayan Başbakan, nedense Elif'i aklına bile getirmemiş, getirememiştir. Bu çifte standart bile Başbakan'ın timsah gözyaşlarını ele vermiş, nerede durduğunu ve kimler için mücadele verdiğini ortaya koymuştur" diye konuştu.

-"Omuzlarımızdaki yük ağır"

Dünyevi zevkler uğruna, basit çıkarlar adına, günü birlik hevesler için ülkülerinden dönmediklerini, ülkeye sırt çevirmediklerini, millete vefasızlık yapmadıklarını vurgulayan Bahçeli, "Sorumluluğumuz çoktur. Omuzlarımızdaki yük ağırdır. Fakat seve seve talip olduğumuz, hiç şikayet etmediğimiz, hiç yüksünmediğimiz ve hiç de sızlanmadığımız görevimiz bir o kadar büyük, bir o kadar kutludur" diye seslendi.

Vatanın her köşesinde uzanacak el ve tutacak dal bekleyenlere hızır gibi yetişeceklerini dile getiren Bahçeli, hiç kimseyi ayırmadan, yabancı görmeden, en ufak bir gönül kırgınlığına, burukluğa ve kuşkuya müsaade etmeden herkesi sahipleneceklerini söyledi.

Yerel seçimlerin millet için yeni bir başlangıç olacağını, bundan dolayı da partililerine büyük iş düştüğünü vurgulayan Bahçeli, partililerden oturmamalarını, herkesin gönlünü kazanmalarını istedi. Bahçeli, "Ancak eski ülkücü sıfatıyla fitne ve fesat yayarak, Milliyetçi Hareket Partisi'nin kaybetmesi, başarısızlığa uğraması ve sandığa gömülmesi için el ovuşturan, internet köşelerinden zehir kusan kim olursa olsun, affetmeyeceğimizi, bunlara fırsat vermeyeceğimizi herkes iyi bilmelidir. Hiçbir dava arkadaşım bu art niyetlilere aldanmayacak ve prim de vermeyecek" dedi.

-Üretken belediyecilik vizyon belgesi

Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz da belediye başkan adayları için yol haritası ve rehber niteliğinde olan "üretken belediyecilik vizyon belgesini" hazırladıklarını belirterek, hazırlanan vizyon belgesinin aynı zamanda bir belediyecilik modeli olduğunu söyledi.

Akademisyen, bürokrat ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu bir ekip tarafından hazırlanan vizyon belgesinin merkezinde Allah korkusu ve insan sevgisi olduğunu söyleyen Durmaz, katılımcı, dürüst, eşitlikçi ve rekabetçi bir belediyecilik anlayışını milletin istifadesine sunduklarını ifade etti.

Lider ülke Türkiye hedefine giden yolda insanların hizmet beklentilerini dikkate alan bir anlayışla yola çıktıklarını anlatan Durmaz, MHP'nin yerel yönetim anlayışının üretkenlik, bütüncüllük ve birlikte yönetim, yaklaşım üzerine kurulduğunu dile getirdi.

Durmaz, "Üretken belediyecilik vizyonunun oluşturulmasında 9 temel ilke esas alınmıştır. bunlar milliyetçilik, çalışkanlık, adalet, dürüstlük, çağdaşlık, kalkınmacılık, katılımcılık, rekabetçilik ve şeffaflıktır" dedi.

-Notlar-

Saygı duruşu va İstiklal Marşı ile başlayan toplantı için kurulan sahneye "Artık Yeter, Şimdi Söz Senin Türkiye", salona ise "Belediyecilik, gülümseyen yüzdür, uzatılan eli geri çevirmeyen cömertliktir, darda kalanların acil yardımıdır", "Üretken belediyecilik, ayrıştıran değil birleştiren belediyecik demektir", afişleri asıldı. Salonda başka afiş ve pankart açılmasına izin

verilmedi.

Bazı belediye başkan aday aday adayları, üzerlerinde isimlerinin ve fotoğraflarının bulunduğu lokum ve çerezler dağıtarak tanıtımlarını yaptı. Salonda zaman zaman "Ne mutlu Türküm Diyene", "Devletin Başına Devlet Gelecek" sloganları atıldı.

(Bitti)

-bahçeli

Kaynak: AA

Son Dakika Politika MHP Mahalli İdareler Seçimi Aday Takdim Toplantısı ANKARA - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement