Nitelikli İşgücü Eksikliği Firmaların Sonunu Getiriyor…

Neredeyse iş dünyası kuruluşlarının tamamının gündeminde yer alan nitelikli işgücü sorununu değerlendiren Faveo Eğitim ve Danışmanlık Genel Müdürü Barış Gül, konunun artık firmaları zora sokar hale geldiğini ifade ederek, "Her yer iş ilanlarıyla dolu ancak firmalar aradığı niteliği bulmaktan şikâyetçi. Yeni nesil üretmek istemiyor. Konunun özü; ülke olarak iş beğenmiyoruz" dedi.

Tüm seminer ve konuşmalarda nitelikli işgücü sorununun ele alınarak, durum analizi yapıldığına da değinen Barış Gül, "Hepimiz hala bu süreçte durum analizi yapıyoruz. Tüm seminerlerde, konuşmalarda, iş dünyası nitelikli personel bulamamaktan, bırakın nitelikliyi çalışmayı isteyen personel bulamamaktan yakınıyor ve bu durumu dillendiriyor. Herkes şikâyet ediyor. İşveren, aradığı nitelikte çalışacak personeli nereden ve nasıl bulacağını artık bilmiyor. İŞKUR, elimde binlerce talep var diyor. Özel istihdam büroları, gazeteler, internet siteleri, belediyeler, kamu kuruluşları, kısacası her yer iş ilanları ile dolup taşıyor. Sonuç? hüsran. Ya çalışan iş beğenmiyor, ya da işyeri aradığı nitelikleri bulamıyor. Bir hafta dolmadan personeller, bu şartlarda çalışılmaz, bu iş çok zor gibi sebeplerle istifa bile etmeden işten ayrılıyor" şeklinde konuştu.

Yeni nesil üretmek istemiyor…

Bursa iş dünyasının istihdam havuzunun 3'e ayrılmış durumda olduğunu da kaydeden Barış Gül, "Fabrikalar bir tarafı, AVM'ler bir tarafı, küçük esnaf ve KOBİ'ler de diğer tarafı oluşturuyor. Acaba biz bu işsizlik sebeplerine yanlış taraftan mı bakıyoruz. Büyüme hedeflerini üretime odaklamış bir ülkede, üretimde çalışacak personel yetiştirmenin bu kadar arka plana atılması bana garip geliyor. Ne aileler, ne de okullar artık üreten nesil yetiştirmek istemiyor. Ya da yeni nesil üretmek istemiyor" ifadelerini kullandı.

"Analiz etmek yerine uygulamaya geçmeliyiz"

Bu konunun teknik eğitimden çıkıp, sosyolojik ve psikolojik bir hal almaya başladığını dile getiren Gül, sözlerini şöyle sürdürdü;

"30 yaş altı gençler, yüksek ücretlerle temiz işlerde çalışmak istiyor. 30 yaş üstü ise kendini gelişime kapatmış, hedefsiz ve halinden memnun bir profil çiziyor. Böyle olunca da üretim kendine çalışacak işgücü bulamazken, diğer 'temiz' iş yerleri de nitelikli çalışan bulamıyor. Böyle devam ederse 2023 hedeflerine nasıl ulaşacağız? ya da Orta Doğu'nun orta ve ileri teknoloji üreten ülkesi nasıl olacağız?

Tamam, aileler çocuklarının fabrikalarda tulum giyip, 3 vardiyada makine başında çalışmalarını istemeyebilir. Çocuklarının iyi okullarda okuyup daha fazla para kazanmalarını isteyebilir. Aman çocuklarımız yorulmasın rahat işlerde çalışsın diyebilir. Bunları da ülke olarak tartışabiliriz. Fakat OECD'nin raporuna göre ülkemizde 4 milyon üniversite mezunu ne iş arıyor, ne de işe girebilmek için mücadele ediyor. Bu durum lise mezunlarında yüzde 38'e, ilköğretim mezunlarında ise yüzde 49'a çıkıyor. Yani ülke olarak üretmiyor, üretmek istemiyoruz. Başkaları çalışsın ben rahat yaşayayım diyoruz. Ülke olarak tembelleşmeye mi başladık acaba? Yoksa kendimizi dev aynasında görüp, iş mi beğenmez olduk?

İşletmelerin personel devir oranları ortalama yüzde 50'leri geçti. Yani işe giren her 100 kişiden en az 50'si 1 yıl dolmadan işten ayrılıyor. Devamlılığı ve sürdürülebilirliği sağlayamıyor. Bu da hem üretene, hem müşteriye, hem ekonomiye, hem de ülkemize zarar veriyor. Artık herkes bu gerçeği görmeli ve oturup düşünüp analiz etmek yerine uygulamaya geçmeli."