"Ortaöğretimden Yükseköğretime Sorunlar ve Çözüm Önerileri" Paneli

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karip, "MEB ile üniversitelere giriş sınavını hazırlayan ÖSYM arasındaki ilişkinin güçlü olması, bu kurumların birlikte çalışması çok önemli" dedi.

Sabahattin Zaim Üniversitesince Halkalı'daki merkez kampüsünde düzenlenen "Ortaöğretimden Yükseköğretime Sorunlar ve Çözüm Önerileri" konulu panele katılan Karip, milli eğitimdeki birtakım değişikliklerin gerekliliğinden bahsederek, bu değişikliklerin zorunluluktan kaynaklandığını belirtti.

Prof. Dr. Karip, üniversite giriş sınavları ile milli eğitim müfredatı arasındaki bağlantının önemine dikkati çekerek, üniversite sınav sistemiyle ilgili pek çok kişinin haksız eleştirilerde bulunduğunu söyledi.

Sınav müfredatının, milli eğitim müfredatıyla uyumlu olmasının önemli olduğunu vurgulayan Karip, "Biz bunu her sınav sonunda ölçümlüyoruz. MEB ile üniversitelere giriş sınavını hazırlayan ÖSYM arasındaki ilişkinin güçlü olması, bu kurumların birlikte çalışması çok önemli" diye konuştu. .

Üniversite sorularının zor olduğuna ilişkin eleştirilerin yapıldığını belirten Karip, şöyle konuştu:

"Çok dar bir alanda öğrencileri sıralamaya çalışıyoruz. Zor soruların olmasının sebebi budur. Sorular lise müfredatı dışında olmamasına rağmen, birden çok kavram ve kazanımı içerdikleri için zor oluyorlar. Öğrencilerin bir soruyu çözebilmesi için birden çok kavramı çok iyi şekilde bilmesi gerekiyor. 2016-2017'de mezun olacak öğrenciler için ÖSYM ile birlikte özel olarak hazırlanmak durumundayız. Şu ana kadar öğrenciler 9. sınıfa geldiklerinde, derslerin ağırlığından dolayı duvara çarpmış gibi oluyorlardı. Artık 9 ve 10. sınıflarda temel düzey yoğunluğu daha az olacak. 11 ve 12. sınıflarda ise ileri düzeyde eğitim alacaklar. Yaklaşık 40 yıl müfredata dokunmadık 2005'ten bu yana dünyayı yakalamaya çalışıyoruz."

"Üniversitelere sınavsız geçiş, şu an mümkün değil"

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız da şu anda Seviye Belirleme Sınavı yerine, 28-29 Kasım'da yapılacak sınavın hazırlığı içerisinde olduklarını anlatarak, bu nedenle tüm ilçe müdürlüklerince hummalı bir çalışma yaptıklarını dile getirdi.

Bu sınava henüz bir isim konulmadığını anlatan Yıldız, aslında herhangi bir isim koymak da istemediklerini söyledi. Yükseköğretimdeki sıkıntının arz talep dengesinden kaynaklandığını kaydeden Yıldız, ancak üniversitelerin sıklıkla açılmasının bu sıkıntıyı gidereceğini umduğunu ifade etti.

Öğrencilerin yükseköğretime sınavsız geçiş beklentilerinin olduğunu dile getiren Yıldız, "Bu, şu anda mümkün olan bir şey değil, ancak ileride olmasını umuyoruz" dedi.

İlköğretimde artık fırsat eşitliğinin sağlandığını ve arz talep dengesinin de kurulduğunu anlatan Yıldız, "Ancak temel çalışma, ülkeyi emanet edeceğimiz çocuklarımızın eğitimlerinde gördükleri müfredat olmalıdır. Öğrencilere neyi ne kadar verdiğimizi ölçmemiz gerekiyor. O yüzden hiçbir sıralamaya yavrularımızı koymasak da onlara neyi ne kadar verdiğimizin hesabını yapmak zorundayız. Yılın belli zamanlarında bunu mutlaka yapmak zorundayız. Öyle bir zamanda yapmalıyız ki öğrencinin telafi fırsatı olabilsin" diye konuştu.

Atanamayan öğretmenlerin problemlerine de değinen Yıldız, 215 bin öğretmenin başöğretmeni olarak onları çok sevdiğini belirtti. Yıldız, "Özveriyle sevgiyle bir meslek yapıyorlar. Diğer mesleklerde olduğu gibi onların da bazı sorunlarının olması bu işin hakikaten çok problemli olduğu anlamına gelmez. Ordu denebilecek çoklukta büyük bir iş yapıyoruz. Çok meşakkatli bir iş" ifadelerini kullandı.

Aldığı twettler içerisindeki konuların başında atanamayan öğretmenlerin geldiğini aktaran Yıldız, bu öğretmenlerin mağduriyetlerini de açık yüreklilikle her platformda dile getirdiğini söyledi.

"Son 12 yılda 5 Milli Eğitim Bakanı değişikliği oldu"

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ömer İnan ise öğrencilerin, üniversiteye girdikleri anda hedeflerine ulaştıklarını sandıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Çünkü kendilerine hedef olarak üniversiteyi kazanmayı koyuyorlar. Bu yarışı kısaltmakta fayda var. Ortaöğretimle üniversite sınavı arasında bir paralellik olmalı. Dershanelerin yukarıdan bir müdahaleyle kapatılması yerine, bu kurumlara ihtiyaç kalmadığı için kapatılması gerekiyor. Son 12 yılda 5 Milli Eğitim Bakanı değişikliği oldu. Her bakan ilk olarak milli eğitim müfredatına el atıyor. Son 12 yılda sadece bir sağlık bakanı değişikliği olmasına rağmen, 5 milli eğitim bakanı değişikliği oldu. Bu çok fazla. Ayrıca 4 yıllık eğitim sonunda çocukları tek bir sınava tabi tutuyoruz. Bu da büyük bir sorun. 4 yıl boyunca her sene, yıl sonunda müfredattan sınava tabi tutulmaları gerekiyor." - İstanbul