Uluslararası Kabartma Kur'an Hizmetleri Birliği Toplantısı - Son Dakika
Güncel

Uluslararası Kabartma Kur'an Hizmetleri Birliği Toplantısı

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: "(Başbakan Erdoğan'ın Mısır'da öldürülen Esma için ağlaması) Bir başka siyasi çıktı, 'Bu çaresizliktir, zavallılıktır. Çocuk gibi ağlama. Ben olsam ağlamam' dedi. Ağlamak ne zamandan beri zavallılık oldu? Ne zamandan beri çaresizlik oldu?" "Ağlamak insanlıktır, ağlamak adamlıktır, ağlamak merhametli olmanın işaretidir. Ağlamak, kalbi merhamet, şevkat ve sevgiyle dolu olanların yapabileceği bir iştir. Ağlamak insan olduğumuzu gösterir bizim. Kimler ağlamaz? Kalbi taşlaşmış olanlar, taştan da katı olanlar ağlamazlar" "Ne yapıyor Birleşmiş Milletler? Yaptığı şey şu: Ölüleri sayıyor, ölü sayıcılığı yapıyor. Sorarsanız Mısır'da, Suriye'de kaç tane ölü var, size rakamları verebilirler" "İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi hükümleri, öldürülenler Müslüman olduğu zaman ihlal edilmiyor mu? Bu sözleşme hükümlerinin ihlal edilebilmesi için ölenlerin gayrimüslim olması mı lazım?"

26.08.2013 13:37

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Mısır'da öldürülen Esma için ağladığını hatırlatarak, "Bir başka siyasi çıktı, 'Bu çaresizliktir, zavallılıktır. Çocuk gibi ağlama. Ben olsam ağlamam' dedi. Ağlamak ne zamandan beri zavallılık oldu? Ne zamandan beri çaresizlik oldu? Ağlamak insanlıktır, ağlamak adamlıktır, ağlamak merhametli olmanın işaretidir. Ağlamak, kalbi merhamet, şevkat ve sevgiyle dolu olanların yapabileceği bir iştir. Ağlamak insan olduğumuzu gösterir bizim. Kimler ağlamaz? Kalbi taşlaşmış olanlar, taştan da katı olanlar ağlamazlar" dedi.

Bozdağ, Beylikdüzü Kültür Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası Kabartma Kur'an Hizmetleri Birliği Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, zihinlerdeki engellerin ortadan kaldırılmasıyla, dünyanın daha güzel olabileceğini söyledi.

Esas engelli olmanın, kalp körlüğünden, kulakları duyar olduğu halde gerçeklere kulaklarını kapamatmaktan, hakkı söylemek varken, hakkı söyleme cesareti olmamaktan kaynaklandığını dile getiren Bozdağ, "Engeller, sadece fiziksel yapılarda değil, insanın kalbini, aklını, kulağını, gözünü, sıhhatli olsa dahi bunları sıhhatli çalıştırmamasından kaynaklı, gönül körlüğünden, kulak duyar olduğu halde gerçeklere kapalılığından kaynaklanan engellerdir" diye konuştu.

Bozdağ, hükümetleri döneminde engellilerle ilgili düzenlemeler yaparak ciddi adımlar attıklarına değinerek, engelli vatandaşlarla ilgili müstakil bir yasa yapıldığını, konusu engellilerin hakkı ve hukukunu korumak olan bir yasayı hayata geçirdiklerini anlattı.

- "Engelli bakış açısının İslam dünyasında ne kadar ızdıraba neden olduğunu görüyoruz"

İslam dünyasının içinde bulunduğu duruma bakıldığında, nasıl bir sıkıntıyla karşı karşıya bulunulduğunun daha net görüldüğünü ifade eden Bozdağ, "Engelli bakış açısının Müslümanları ne kadar rahatsız ettiğini, İslam dünyasında ne kadar gözyaşına, ne kadar kana, ne kadar acıya, ne kadar ızdıraba neden olduğunu hep beraber görüyoruz" dedi.

Bozdağ, Suriye'de 100 binden fazla Müslüman öldürüldüğünü, kimyasal silah kullanılmak suretiyle masum yüzlerce insanın katledildiğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Mısır'da aynı şey sözkonusu. Bakıyorsunuz, orada Esma, bir keskin nişancının hedef gözeterek açtığı ateş sonucu şehit oldu. Orada da yüzlerce, binlerce insan bir başka zalimin kurşunlarına hedef olarak hayatını kaybetti. Lübnan'da cami çıkışında bombalar patlıyor, insanlar hayatını kaybediyor. Irak'ta öyle, başka yerde öyle. Allah aşkına, elinizi vicdanınıza koyun, bu, Kur'an'a, İslam'a, hakiki Müslüman'a yakışan bir durum mudur? Eğer Müslümanlar, Kur'an'a engelsiz bakabilmiş olsalar, peygamberine engelsiz bakabilmiş olsalar ve onun mesajlarını, bir takım ideolojik, bir takım siyasi çıkar hesaplarıyla değiştirerek o mesajları farklı farklı yorumlama yerine hakikatin gözüyle bakabilmiş olsalar, bunlar olabilir mi? Mümkünatı var mı böyle bir şeyin?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır'da öldürülen Esma'nın ve diğerlerinin, Suriye'de hayatını kaybeden insanların durumu dile getirildiğinde samimi gözyaşlarını tutamadığını belirten Bozdağ, şunları söyledi:

"Bir başka siyasi çıktı, 'Bu çaresizliktir, zavallılıktır. Çocuk gibi ağlama. Ben olsam ağlamam' dedi. Ağlamak ne zamandan beri zavallılık oldu? Ne zamandan beri çaresizlik oldu? Ağlamak insanlıktır, ağlamak adamlıktır, ağlamak merhametli olmanın işaretidir. Ağlamak, kalbi merhamet, şevkat ve sevgiyle dolu olanların yapabileceği bir iştir. Ağlamak insan olduğumuzu gösterir bizim. Kimler ağlamaz? Kalbi taşlaşmış olanlar, taştan da katı olanlar ağlamazlar. Ağlamak, peygamberlerin sünnetidir. Ağlamak, Allah'ın sevdiklerinin niteliğidir. Kur'an'da Allah, ağlayanları methediyor. Bugün Suriye'de olana ağlamayacağız da neye ağlayacağız? Esma'nın o şehadetinden vicdan sahibi olan birisi rahatsızlık duymayacak da neden rahatsızlık duyacak?"

Bekir Bozdağ, dünyanın neresinde olursa bir gözyaşı varsa Türkiye'nin, o gözyaşını akıtanların karşısında ve gözyaşı dökenlerin yanında olduğunu dile getirerek, Türkiye'nin sadece din eksenli değil, insan eksenli bir bakışla olaylara baktığını, mağdur edilen, zulme uğrayan kim varsa, onun dinine, diline, rengine bakmaksızın ona sahip çıkmanın insanlık olduğunu bildiğini ve bu anlayışla politika ortaya koyduğunu belirtti.

"Artık bırakın yorumları"

İnsanlar ölürken yorum yapılmaya devam ettiğini kaydeden Bozdağ, "Artık bırakın yorumları. 100 binden fazla insan ölmüş. Binlerce insan, Sisi ve katilleri tarafından öldürülmüş, hala yorum yapılıyor. İnsanlar ölürken, neyin yorumunu yapıyorsunuz? Ölümü durdur, ondan sonra hangi yorumu yapacaksan gene yap" dedi.

Bozdağ, Mısır'da, Suriye'de, diğer ülkelerde "bunca kan akarken", Birleşmiş Milletler'in toplantı yaptığını, karar alamadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Ne yapıyor Birleşmiş Milletler? Yaptığı şey şu:  Ölüleri sayıyor, ölü sayıcılığı yapıyor. Sorarsanız Mısır'da, Suriye'de kaç tane ölü var, size rakamları verebilirler. Sıhhatli de olabilir rakamlar. Peki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi niçin var? İnsanların haklarını tanzim edip, bu hakları koruma görevini kime vermişler? Birleşmiş Milletler'e vermişler. Peki İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi niçin var? Yine insan haklarını korumak için. Buradan sormak istiyorum, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi hükümleri, öldürülenler Müslüman olduğu zaman ihlal edilmiyor mu? Bu sözleşme hükümlerinin ihlal edilebilmesi için ölenlerin gayrimüslim olması mı lazım?

Eğer Suriye'de öldürülenler kimyasal silah kullanılarak hayatına son verilenler veya Mısır'da bu katliama muhatap olanlar gayrimüslim olsaydı, acaba bugün Birleşmiş Milletler ve 'Biraz daha konuşalım, biraz daha inceleyelim' diyenler, o zaman da 'Biraz daha konuşalım, biraz daha inceleyelim' diyecekler miydi?"

Hz. Ali'yi şehit edenlerin İslam'a hizmet ettiğini zannettiğini söyleyen Bozdağ, "Dün Hz. Ali'yi şehit edenler neyi düşünerek bunu yaptılar, bugün diğer bir Müslüman kardeşine silahı doğrultarak yapanlar, neyi düşünerek yapıyor? Hz. Ali'yi öldürmede Allah'ın rızasını gören göz, engelli midir engelsiz midir? Dün Hz. Ali'yi şehit etmeyi ibadet zannedenlerle, bugün kardeşlerini öldürmeyi cihat, ibadet zannedenler arasında ne fark var? Sadece zaman farkı var" dedi.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın sonunda, Bekir Bozdağ'a, birliğin Malezya temsilcisi Norma Haşimi tarafından Filistinli Mahkumların Günlüğü isimli kitap hediye edildi. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Uluslararası Kabartma Kur'an Hizmetleri Birliği Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement