Basın İlan Kurumu (BİK) ile Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneğinin (ESKADER) ortaklaşa düzenlediği "Matbuat Dünyasından Sanatkar Çehreler" isimli etkinlik kapsamında, fikir adamı Cemil Meriç anıldı.
Çemberlitaş Basın Müzesinde gerçekleştirilen anma etkinliğinde, yazar Haluk İmamoğlu, şair ve ses sanatçısı Memduh Cumhur ve tarihçi Dursun Gürlek, Cemil Meriç'in yanında geçirdikleri döneme dair anılarını paylaştı.
Haluk İmamoğlu, şöyle konuştu:
"Böylesine güzel bir etkinlikte buluşmuş olmamız nedeniyle çok mutluyum. Cemil Meriç'le öğrencilik yıllarımda tanıştım. O yıllarda Türkiye'de şiddetli ideolojik bir ayrılma mevcuttu. Herkes mutlaka, gerici, solcu, faşist gibi kelimelerle anılırdı. Biz de peki 'Cemil Meriç hangisinden?' diye sorduğumuzda, hiçbirinden olmadığını şaşkınlıkla karşılamıştık. Sohbetlerinde 10 yıl boyunca bulunarak onun kim olduğunu yakinen görme fırsatı yakalamış olduk."
Bütün telefon numaralarını aklında tutamadığını ancak hala Cemil Meriç'in ev numarasının aklında olduğunu ifade eden İmamoğlu, "Biz üstada soru sorardık ve o da bize anlatırdı. Bize gazeteleri, dergileri okutur dinletirdi. Evinin neredeyse bütün duvarları kütüphaneydi. Görme engeli olduğu için kitapları bizden isterdi. Hangi kitabın nerede olduğunu ezbere bilir, hangi kitabın hangi sütunda olduğunu bize söyler ve kitabı getirirdik. Cemil Meriç bizim düşünce ufkumuzu tamamen değiştirdi." şeklinde konuştu.
Memduh Cumhur ise 70'li yılların insanların giyiminden sağcılık veya solculuk damgası yediği zor dönemler olduğunu anlatarak, kimin neden öldüğünün belli olmadığı bir dönemde Cemil Meriç'le tanıştığını ifade etti.
Cemil Meriç'i kargaşa ortamında Hareket Dergisi'ndeki yazılarından tanıdığını ifade eden Cumhur, şöyle konuştu:
"Onunla çay içmek için evine gittik, o gün yatıya kaldık. O zamanlar ses sanatçılığı yapıyordum, hocaya tasavvuf musikisinden parçalar okurdum ve çok sevinirdi. Onu 73'te tanıdığımda, onun üzerinde durduğu bir kelime vardı o da vuzuhtu. Açıklık, netlik anlamına gelen bu kelime onun için doğru düşüncenin anahtarıydı. Kelimelerin doğru kullanılmasına özen gösterirdi. Sağcı ve solcu kelimelerinin bize ait olmadığını, batılılaşmanın Türk milletini ana ekseninden ayırdığını söylerdi. İlericilik veya gericilik kavramlarının ise bizi sınırlayan kelimeler olduğunu Cemil Meriç'ten öğrendim."
Dursun Gürlek, Cemil Meriç'le 77 - 78 yıllarında tanıştığını, öğrencilik yıllarında yazarları ve şairleri ziyaret etmeye çalıştığı için bugün pek çok hatıraya sahip olduğunu belirtti.
Gürlek, "Osmanlıca dersleri veren biri olarak, Osmanlıca kelimelerin kullanımında hata yapmam ama Cemil Meriç'in yanında bir ses hatası bile yapsam hemen müdahale ederdi. İnsanlar şimdi bunlara tahammül edemiyorlar oysa bunlar eğitimin bir parçasıydı. Evindeki kütüphanede, Osmanlıca, Arapça, Fransızca ve İngilizce kitaplar bulunurdu. Fransızcayı Türkiye'de en iyi bilen insandı. Türkçe konusunda o kadar titizdi ki her defasında yanlış kullanımları düzeltmek zorunda kalırdı." diye konuştu.
Cemil Meriç'in bütün makalelerini ve kitaplarını öğrencilik yıllarında takip ettiğini ifade eden Gürlek, sözlerini, "Cemil Meriç'in kendine özgü bir üslubu vardı. O kadar güzel makaleler yazardı ki bazılarını ezberlediğimi hatırlıyorum. Onu bu kadar yakından takip ettiğimi öğrenince çok mutlu olmuştu ve boş zamanlarında kendisine yardım etmem için çağırmıştı. Uzunca bir zaman sekreterliğini yaptım. Görme engeli olduğu için makalelerini o söyler biz yazardık, istediği kitapları ve gazetelerdeki köşe yazılarından paragrafları da yine ona okurduk." diye tamamladı.
Son Dakika › Kültür Sanat › Cemil Meriç, Anıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?