
Garip ve çelişkili bir esprinin kavşağında, yorgun düşlerimle oturdum. 'Şiirin ülkesi yok, şairin dili var' söyleminin karmaşasına oturdum. Şiirin ülkesi de var sınır tanımaz, şairin dili de var, ama dilin 'anası' da var. İşte ben 'Anası yasaklanmış dil'in insanıyım. Karmaşayı çözdüm, yasaklı dilimle aramaya koyulan hayırsız mesafeleşmelerin yıkılmış köprülerini kurdum. Bu geçiş sürecinde, emek verdiğim Türkçe şiirlerim yarılanmış, dosyamda asılı ve gecikmeli duruyordu. 'Anası yasaklı dil'ime ağırlık vermenin tarihi rahatlığıyla, şiir ve emek aşkına, yarı kalmış bu Türkçe dosyamı tamamladım. Bu, bütün edebi söylemlerde, şair ve şiir üzerine belirlenmiş esprilerin benli itirafıdır. Anlamsız esprilerin kurbanı olmak, gerçekleri acıtır. Yasaklı bir dilin yasaklanmış gerçeği, çok acıtır beni. Çünkü ben, tam da bu acı gerçeğin insanıyım. Statüko ve hobi şiirlerinden, şairlerinden bahsetmiyorsak, itirafım ve anlamı, anlaşılacağına inanıyorum. Şiirin evrensel hoşluklarından, bütün dillerin bir çiçek oldukları gerçekliğinden dinletiler sunarlarken, Zazaca-Kürtçe edebiyatından, şiirlerinden açılan sözlere tahammül edemeyen 'şair'lerin garip agresifliklerini koyabileceğimiz bir 'evrensel yer' yok. Böyle bir çelişkili şakayı kaldıracak bir 'kirli derviş sabrı' da yok. Çifte standartlık bir gen vakası mı, bilemem, ama toplumsal-evrensel şiirlerin iddiası ve isteminin sahiplerinin, icazetleri yırtmış özgür kalemlerin insanı olduklarını bilirim. Böyle bütün şairlerin yüreklerini icazetler, sansürler, yasaklar acıtmıyor muydu? Yalanlar, inkârlar gerçeklere yönelmiyor mu? Gerçeklerin acı olmasının serüveni bundandır. Katlandığımız budur. Severek. Acıyı, tatlıya çeviren işte bu 'sevmektir'. Bu 'sevmelerin' tiryakisi bir bilinç sahibi şair, şiirlerini yazarken, bedellerini düşünmeye zaman bulamayacağı kadar sevdalıdır. Her sevdanın bir şairi, her şairin bir sevdası vardır. Uğruna hapisler yatan, sürgünler, hasretler çeken. Yirmi sekiz yıldır ülkemde uzak, demlenmiş hasretlerin yükünü taşıyabilmemin tılsımı, böyle bir sevdadır işte. Bu çalışmamda, daha evvel değişik yerlerden yayımlamış, görsel medyada okunmuş bir kaç şiirim de var. Neden 'Çewlik Bir Şiirdir Şimdi'? Birinci neden; Çewlik gerçekten bir şiirdir, vurulmuş, kıyılmış şiir. İkinci neden; Bu isimle, daha evvel yazmış olduğum şiirsel tadında bir yazının, beni de şaşırtan ve o kadar da sevindirecek ilgi bulması. Bu ilginin hatırına, bu çalışmama bu ismi verdim; 'Çewlik Bir Şiirdir Şimdi' Yani; Yöneldiğim anadilimden dolayı, gecikmiş, dosyası bütünlenmiş Türkçe şiirler... Yasakları yasaklayan şiirlerle, şiirce kalın... Şimdi size 08/09/1980 gecesi gözaltına alınıp Bingöl Jandarma Kışlasında "Kışladan Kaçtı" deyip kaybetirilen "Hüseyin Morsümbül'ün Anısına" diye yazılan şiiri okuduğumuzda Şiir kitabının temasını da algılamamıza yardımcı olur. İşte İlhami Sertkaya'nın Şiirlerine bir örnek:Burası Çewlik'tir Kirvem(Çewlik'te kirvem; Saat bir, asır eylüldür. Geceler eylül akar, inkâr adaletleri gibi geceler kara. Çewlik 'Bingöl' olalı, tutulmuş bir ay gibiyim gecelerde, uzun bir yara. Bak ellerim firar kokar o yüzden, ellerim yalın, ellerim Murad suyundan yosun kokar, küskün ipiltiler daha. Ellerim bu sebepten dert. Parantezlere, tezlere sığmayan ahvalimde kayıplar, mezar-sızlar. Ondandır bende tarifsizdir sevdalar, hicranım başka sızlar. Riyakâr kanunlara savrulmuş yıllarım. Yıllarımda dipcikler, jandarmalar, külüstür bekçiler, kasaturalar, kanlı üniformalılar. Çewlik'te kirvem; Saat bir, asır inkârdır, tufandır hayatlar. Kaç eylül afat yağmurlarında, zamansız ölümlere verilmişim ben. Bu yüzden kirvem; yaylalarım, bağlarım uzun ağıtlar yeri, inkâr adaletleri vurdu beni bilmezsiniz, şimdi yokum ben) Bakışlarım dağ rüzgârlarıyla yüklü Yaman yalnızlıkların, köklü duruşların piriydim Alnımda cümle baharların narin şiirleri Aşkıma ateşler sükûn ederdi Şimdi kederli Şimdi ölü kuşlar, solgun ışkınlar mevsimindeyim kirvem Benzimde az dağlarının şafak yeli, Zaza sevdasının kıyımlar vakti 'Faili meçhullere' almışlar yüreğimi kirvem Habersizim, vuran vurana beni Karanlık dehlizlerde kilitlediler gözlerimi Gözlerimde tutulmuş kışla kapıları, gözlerimde eylül geceleri Duvarlara yaslattılar, kasaturalara verdiler bedenimi Kârer kokan gülüşümü İbrahiman ovasının yanık seslerini betonlara çaldılar...(Tanıtım Bülteninden)
Yazar: İlhami Sertkaya
Yayınevi: Peri Yayınları
ISBN: 9789759010966-308224
Boyut: 14.0x22.0
Sayfa Sayısı: 80
Basım Yılı: 2009
Cilt Durumu: Ciltsiz
Kağıt Türü: 2. Hamur
Dil: Türkçe
Son Dakika › Kültür Sanat › Çewlik Bir Şiirdir Şimdi Kitabı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?