Dilara Şahin'den "Seyir Defteri"

Dilara Şahin'in resme başladığı hemen her dönemine ait çalışmalarından örnekleri izleyeceğimiz "Seyir Defteri" adlı sergi Ortaköy Kültür Merkezi Sergi Salonu'nda izlenebilir. Şahin, gen haritasına bakıldığında bütün DNA çözümlemelerinde resmin izlerine rastlanabileceğini ifade ediyor. Bu da geleneksel bir ilgiden öte yaşamsal bir tutkuya geçişin izlerini ele verir. Yine çeşitli ifadelerinde örneklendirdiği sanat tarihinden kimi kodlar, isimler, işaretler bu ilginin ne denli derinlikli bir yol haritası olduğunun prospektüsünü açıklar. Dilara ve Ahmet Şahin, aynı zamanda sanatla iç içe yaşayan, çeşitli organizasyonlar düzenleyen, koleksiyon oluşturmaya çalışan, sanat kampları kuran bir çifttir.

Sapanca'da kurmuş oldukları ve yaz aylarında uluslararası sanatçıların buluşma mekanına dönüşen göl kenarındaki çiftliklerine, Ahmet Bey'in Ankara'da yaptırdığı Portakal Çiçeği Rezidansı Sanat Galerisi'de eklendi. Bu başlıkların dışında Dilara Şahin için bu ilginin başkaca önemli bir nedeni de 2010 yılında kaybettiğimiz Türkiye'nin en önemli mimarlarından Prof. Maruf Önal'ın kızı olmasıdır. Şahin, henüz çocukluk döneminde çizgiyle, renkle, tasarımla iç içedir. Çocuk yaşta çeşitli sanatsal disiplin ve uygulama alanları ile atölye ortamlarına girmesinin önemli bir etkisi olmuştur. Bu sergi vesilesiyle saygı içinde anılan baba Maruf Önal, çok yönlü kişiliği ile mimarlık dışında diğer disiplinlere de oldukça yakın, ilgi duyan bir isimdi.

Dilara Şahin'in resimlerinde öne çıkan, bugünün çok konuşulan kadın, trajedi ve yalnızlık gibi olaylarına resme başladığından beri oldukça içsel bir yankılanmayla, politik kodların dışında ve tamamen bir sanatçı naifliği ile yaklaşımı dikkat çeker. Bu resimler tıpkı konuşma tarzında yapılmış ve izleyiciyi çözülmek için zorlayan, derdi olan resimlerdir.

Dışarıdan yansıdığı kadarı ile içte giderek yığınlaşan sorunlar bu resimlerin farkındalıksız bir biçimde izleyeceği yolu belirlemiştir. Günümüz "İletişim Çağı"nın içeriğinin tersi olarak insanı derinleşen yalnızlığı, kadın erkek arasındaki ilişkinin sosyal boyutu, hayatın tekdüzeliği ve trajik halleri tuval yüzeylerine aktarmaktadır. Kendini ifade ediş tarzı, herhangi bir üslup ve geleneksel uygulamayla uyuşmaz; resim kültürünün geniş kulvarında hiçbir şeye sığınmadan yeni başlanmış bir yolculuk olsa bile kendi arayışı sonucunda yola koyulur.

05 – 27 OCAK 2012

ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ SERGİ SALONU – ORTAKÖY/ BEŞİKTAŞ