Türk tiyatrosundaki "tuluat" geleneğinin son temsilcilerinden Şehir Tiyatroları sanatçısı Zihni Göktay, İBB Kültür Daire Başkanlığı ve Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği'nin (ESKADER) ortaklaşa düzenlediği saygı programında konuk edildi.
Ali Emiri Kültür Merkezi'nde gerçekleşen programda, sanatçının yönettiği ve rol aldığı tiyatro oyunları, dizi ve sinema filmleri, dublaj çalışmaları, jüri üyelikleri ve ödülleri konuşuldu.
Usta tiyatro ve sinema oyuncusu Göktay, burada yaptığı konuşmada, kendisini gururlandıran bir gecede ağırladıkları için emeği geçen herkese teşekkür ederek, "Sevgili arkadaşlarım, kardeşlerim olan, 45 yılı aşkın süredir benimle birlikte uzun yıllar, kuru bir tahtanın üstünü, sevinci, kederi paylaşan Hikmet Körmükçü ve Selma Karahan Kutluğ'u sevgiyle saygıyla kucaklıyorum. Damadım demeyeceğim o da benim oğlum oldu, oğluma ve sevgili kızıma, beni bu günlere getiren, her sabah ilacımı getiren, yediğim yemekten içtiğim suya kadar her türlü zararlı maddelerden arındırarak her şeyimle ilgilenen sevgili 40 yıllık eşime de teşekkür ediyorum." dedi.
Tiyatro hayatının 54 yıllık sürecinde çeşitli zorlukları da yaşadığını ve hemen bu günlere gelmediğini anlatan Göktay, şöyle devam etti:
"Şairin 'ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden' dediği gibi biz de ağır ağır, yudum yudum meşakkatlerini çekerek, şu anda da bulunduğumuz yere geldik. Buna şöhret demiyorum çünkü bunlar gelip geçici şeylerdir. Bu mevkiye gelirken halkın bana olan teveccühlerini hazmederek, emerek yaşamaya çalışıyorum. 7 yaşındaki bir çocuk, kağıt toplayan bir arkadaşımız, çiçek satan roman vatandaşımızla vapurda, trende, otobüste medeni cesaret sahibi olan bütün seyirciler veya her kim olursa olsun, benimle konuşmak istedikleri zaman konuşuyorum. Ben ehliyet almadım, araba kullanmayı bilmediğim için sürekli toplu taşımalarda, halkın arasındayım. Bunlar güzel şeylerdir, herkese nasip olmaz."
Göktay, hayatta iz bırakmanın önemini dile getirerek, "Bir salyangoz bile geçtiği yerde iz bırakıyor, biz insanoğlu olarak niçin geçtiğimiz yerde iz bırakmayalım? Anılmak çok önemli, hepimiz bir gün toprak olup gideceğiz, bir mezar taşı başımızda olacak şu veya bu sebeple eceli kaza, eceli müsemma nitekim öleceğiz ama arkamızda, baki kalan bu kubbede iyi ve hoş bir seda bırakmak çok önemlidir." şeklinde kuştu.
Hayatta olduğu sürece sahnelerde hizmet etmeye devam edeceğini vurgulayan usta oyuncu, tiyatro sahnesinde yaşadığı aksaklıkları nasıl bertaraf ettiğini ve yaşadığı anılardan anekdotlar paylaştı.
"Dünyayı ayaklarınızın altına serecek zekaya sahiptir"
Şehir Tiyatroları Müdürü Salih Efiloğlu da Türkiye'nin önemli tiyatro sanatçısı Göktay'ı hayattayken anmak ve hatırlamak için programı düzenleyen ESKADER'e ve emek verenlere teşekkür ederek, "Bu kadar güzel bir insanı tanıtmak elbette kolay bir şey değil ama Azeri bir hocamın, 'Biz bir medeniyetin uşaklarıyız' ifadesindeki gibi bir medeniyetin çocukları olarak, kendi kültür değerlerini ve yaşama biçimlerini medeniyete dönüştürmüş bir coğrafyanın insanlarıyız. Hepimiz, aynı duygular içinde ve aynı dili konuşan, aynı dili konuşmasak bile paylaşımlarda bulunabilen insanların beraberce yaşamış olduğu bir coğrafyadayız. Zihni Göktay gibi hocalarımızın anılıyor olması, ESKADER gibi kültür ve edebiyat araştırmaları yapan bir kurumla birlikte olmak bizim için ayrıca bir mutluluktur." dedi.
Yönetmen Süha Uygur da çok değerli ve anlamlı bir akşam yaşandığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği görevimde, 31 Aralık'ta 2. senemi dolduracağım ama tiyatroda kendimi sanki doğduğum günden beri varmış gibi hissediyorum, buna sebep olan da Zihni Usta gibi ustalardır. Kendisiyle ilgili bir anımı anlatmak istiyorum. Göreve geldiğimde beni ziyarete geldiler, sohbet ederken bir arzusunu dile getirdiler. Kızı ve damadıyla aynı oyunda oynamak istediler ve biz de bu talebi 'Hisse-i Şayia'da hiç tereddüt etmeden hayata geçirdik. Ellerinden öpüyorum, sağlıklı uzun bir ömür diliyorum."
Oyuncu Hikmet Körmükçü de kalpten gelen cümleleriyle usta oyuncuyu anlatmak istediğini aktararak, "1973 yılından bu yana pek çok oyunda birlikte oynadık. Kuliste olan bir kızgınlık anında olsa bile bakışlarında öyle bir zeka, ışık, kıvılcım vardır ki onun karşısında oynamak gerçekten çok zordur ama diğer yandan da dünyanın en güzel, en tatlı ve en zevkli işidir. Bütün dünyayı ayaklarınızın altına serecek bir zekaya sahiptir, benim için değeri çok büyük olan bir sanatçıdır." diye konuştu.
Oyuncu Selma Karahan Kutluğ da yaklaşık 40 yıldır tanıdığı bir arkadaşını anlatmanın çok zor olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz Zihni Göktay ile 1973'de 'Bizans Düştü' oyununda tanıştık ve o oyunda yeteneğini herkese hemen gösterdi ve herkes tarafından dikkati çekti. Çok başarılı bir oyuncuydu. Bütün samimiyetimle söylemek isterim ki Zihni, çok disiplinli, prensipli, yetenekli ve gerçekten büyük bir ustadır. Herkesin ondan öğreneceği çok şey var. Sahne adabına uyan, mesleğine aşıktır ve kulisi olağanüstü güzeldir. Biz, pek çok sahneyi birlikte paylaştık, televizyonda pek çok projede yer aldık ve radyo evinde pek çok çalışmalarımız oldu. Bu 40 yılın içine onun sayesinde çok şeyi biriktirdim, doldurdum. Okumayı seven, günlük olayları sıkı takip eden, gazete kupürlerini biriktirip arşiv yapan, notlar alan ve hangi konuda ne öğrenmek istiyorsanız, tarihi ve isimleriyle Zihni Göktay'dan öğrenmeniz mümkündür."
Göktay'ın damadı Uğur Dilbaz ve kızı Zeynep Göktay Dilbaz ise usta sanatçının evladı olarak yaşamanın ayrıcalık olduğunu dile getirerek, genç oyuncular olarak usta bir duayen ve babadan, her zaman yeni şeyler öğrendiklerini kaydetti.
Konuşmaların ardından ESKADER Başkanı Şerif Aydemir, usta oyuncuya çiçek takdim etti.
Son Dakika › Kültür Sanat › Zihni Göktay'a 'Saygı Gecesi' Düzenlendi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?