Prof. Dr. Beksaç, yüzey araştırmaları ve diğer çalışmaların ışığında dolmenlerin, günümüzden 3 bin 500 yıl öncesine kadar giden bir tarihi olduğunu ifade etti.
Dolmenlerin Trakya'nın yanı sıra Bulgaristan ve Yunanistan'da da görüldüğünü anlatan Beksaç, bu yapıların Edirne ve Kırklareli sınırları içerisinde sayılarının yaklaşık 160 olduğunu dile getirdi.
Beksaç, dolmenlerin, Trakların yapılanma süreciyle bağlantılı bir anıt tipi olduğunun anlaşıldığını belirterek, şöyle devam etti: "Dolmenler genellikle mezar anıtları olarak bilinir ama esasında sadece bir mezar niteliğine haiz değildir. Ana tanrıça kültüyle bağlı bir eser tipidir. Daha çok yılın belirli dönemlerinde yapılan törenlerle yakın bağlantısı vardır. Coğrafi yapı üzerindeki konumlanmaları, içinde yer aldıkları coğrafyanın kutsal niteliğiyle birlikte değerlendirmemizi gerekli kılıyor. 21 Aralık tarihinde, güneşin en alçak konumda olduğu süreçle bağlantılı olduğunu biliyoruz. Dolmenler, bir ölüp dirilme töreninin yapıldığı yapılar olarak karşımıza çıkıyor. Eski yılın ölüp yeni yılın tekrar doğduğu, güneşin ölüp doğma süreciyle ilişkili bir tören ve inanç sistemi var."
"Mezar ve tören alanı olarak kullanılmış"
Dolmenlerin yapısına dikkat edildiğinde "ana tanrıça rahmi" olarak yapıldıklarının çok net görüldüğünü vurgulayan Beksaç, "Mezar olarak kullanılmış olanları da törensel olarak kullanılmış olan örnekleri de var." dedi.
Beksaç, "Çok ilginç bir biçimde arkeoastronomik değerlendirmelerle anlaşılabilen durumları var dolmenlerin. Güneşin, ayın hareketleri hatta zaman zaman da Orion takım yıldızının hareketleriyle bir kurgu sistemi yaratıldığı artık netlikle anlaşılabiliyor." diye konuştu.
Engin Beksaç, İngiltere'deki Stonehenge ile dolmenler arasında bir bağ kurulabileceğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Trakya dolmenleri ile İngiltere'nin en önemli tarihi anıtlarından Stonehenge işlevsel açıdan benzerlik gösteriyor. Her iki anıt tipi benzer prensiplere sahip. Stonehenge ile arkeoastronomik açıdan bir bağlantı kurulabilir ama Stonehenge farklı bir tapınak. İşlevsel açıdan benzer bir durumu söz konusu. Törenlerin ve astronomik gözlemlerin yapıldığı, belirli takvimsel işlevlerin görüldüğü bir yer Stonehenge. Bunlarda da (dolmenler) aynı prensipler var. Tabi işlevleri, nitelikleri, yapılış amaçları ve yapan uygarlıklar farklı."
Hacılar dolmeni Edirne Müzesi'nde sergileniyor
Trakya'da ilk dolmen kazısı, 1983 yılında Lalapaşa'nın Hacılar köyünde Edirne Müze Müdürlüğü tarafından gerçekleştirildi. Yerel şist taşından yapılmış dolmen müze bahçesine taşınırken, kazıda elde edilen buluntular müze içerisinde sergileniyor.
Son Dakika › Magazin › Trakya dolmenlerine Stonehenge benzetmesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?