AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Türkiye ile ilgili açıklamasına, " Libya'da suç işleyen sizsiniz. Libya'da tehlikeli bir oyun oynuyorsunuz. Geçmişte Ruanda'da yaptığınız hataların aynısını Libya'da tekrar ediyorsunuz. Libya'da içine düştükleri durumdan dolayı bir çıkış noktası arıyor ve bunu Türkiye'ye saldırarak telafi etmeye çalışıyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (YYK) toplantısı yaklaşık 2,5 saat sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'ndeki toplantıya Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden video konferans yöntemiyle katıldı. Toplantı sürerken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik basın toplantısı düzenleyerek MYK gündemindeki konulara ilişkin bilgi verdi. Yerel Yönetimler Başkanının toplantıda sunum yaptığını ve TBMM çalışmalarının Kurul tarafından kapsamlı biçimde değerlendirildiğini söyleyen Çelik, koronavirüsle mücadele çalışmalarının sürdüğünü, normalleşme sürecinin pekişmesi ve güçlenmesi için maske, temizlik ve mesafe kuralına iyi uyulması gerektiğini vurguladı.
'DESTEK TUTARI 280 MİLYAR LİRAYA ULAŞTI'Zaman zaman medyada bu üç kuralın iyi işletilmediğine dair örneklerin yer aldığına işaret eden Çelik, normalleşme sürecinin tersine dönmemesi için kurallara uyulmasını isterken, virüs salgınının bitmediğinin, hastalığın herhangi bir tedavisinin ya da aşısının bulunmadığının altını çizdi. Salgın döneminde Türkiye'nin birçok ülkeye yardım gönderdiğini hatırlatan Çelik, en son Sırbistan'ın Sancak bölgesinden yardım talebi geldiğini, buradaki insanlara da yardımların güçlü bir şekilde ulaştırılacağını açıkladı. Çelik, salgın sürecinde vatandaşın zarar görmemesi için çeşitli sektörlerin desteklendiğini ifade ederken, "Bütün bu tedbirlerin toplam tutarı bugün itibariyle 280 milyar liraya ulaşmıştır. Bireysel ihtiyaç desteği, esnaf kredisi, işe devam kredisi desteğiyle 6 milyon 755 bin vatandaşımıza, 1 milyon 267 bin esnafımıza ve 205 bin 227 firmamıza toplam 228 milyar 433 milyon finansman desteği sağlanmıştır." bilgisini paylaştı.'1 Milyon Yazılımcı Projesine' 7 haftada rekor başvuru yapıldığına dikkat çeken AK Parti Sözcüsü Çelik, "Gençlerimizin buna gösterdiği ilgi hepimiz açısından sevindiricidir. 616 bin 713 kişiye ulaştı bu. Bu, bu projenin ne kadar doğru ve isabetli bir proje olduğunu gösteriyor." dedi.'AVUSTURYA POLİSİNİN SORUŞTURULMASINI BEKLİYORUZ'Terörle mücadelede Pençe Kartal ve Kaplan Operasyonu'nun pek çok operasyonun tamamlayıcısı olduğunu belirten Çelik, Europol'un hazırladığı 'Avrupa Birliği'nde (AB) terörizmin durumu ve trendi 2020' adlı rapordaki tespitlerin Türkiye'nin tezleriyle uyumlu olduğunu vurguladı. Dün Viyana'da PKK terör örgütü mensuplarının düzenlediği gösteride Türk bayrağının yakıldığını, bu çirkin eyleme izin veren Avusturya polisinin olaya tepki gösteren Türk vatandaşlarına ise sert müdahalede bulunduğunu kaydeden Çelik, "Avusturya makamlarını bu terörü himaye etme şeklindeki sistematik davranışlardan uzak durmaya davet ediyoruz. Maalesef Avusturya, Türkiye, İslam karşıtı aşırı sağcı faşist hareketlerin merkezi haline gelmiştir. Avusturya kendi tarihinden ders çıkarmamakta ısrar ediyor. Siyasi hesaplarla terörizmi kucaklayan ama vatandaşlarımıza karşı bu şekilde sert davranış içerisinde olan Avusturya polisinin soruşturulmasını Avusturya makamlarından bekliyoruz. Terörizmin kınanması yetmiyor. Türkiye sonuç odaklı, somut, elle tutulur eylemler beklemektedir." ifadelerini kullandı.Bataklık Operasyonu ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Çelik, "İçişleri Bakanımız tarafından ilan edilen bu operasyonun tarihi niteliği büyüktür. Bundan sonrasında da uyuşturucu satıcılarına, uyuşturucu kullanılmasına karşı tedbirler alarak kesinlikle göz açtırmayacağız." vurgusunu yaptı. 'LİBYA'DA SUÇ İŞLEYEN MACRON'Libya konusunu güçlü bir şekilde değerlendirmeye devam ettiklerini söyleyen Ömer Çelik, Darbeci Hafter'e destek veren Fransa'nın Türkiye'yi suçlamasına tepki gösterdi. Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un sözlerine şöyle yanıt verdi: "En son Macron yine çıkmış Türkiye'nin bir suç işlediğini ifade ediyor. Sayın Macron'a buradan ifade etmek isteriz, Libya'da suç işleyen sizsiniz. Libya'da tehlikeli bir oyun oynuyorsunuz. Geçmişte Ruanda'da yaptığınız hataların aynısını Libya'da tekrar ediyorsunuz. Burada eğer bir insanlık suçundan, hukuka aykırı bir durumdan bahsedilecekse Macron'un arkasında olduğu eylemlerdir hukuka aykırı olanlar. Macron 14 ay boyunca Hafter'in havaalanına saldırısı karşısında sessiz kalırken, Hafter yenildikten sonra şimdi iki tarafa da eşit mesafedeyim diyor. Bütün dünya biliyordu ki Hafter'e destek veren Fransa'dır. Libya'da içine düştükleri durumdan dolayı bir çıkış noktası arıyorlar. Bu çıkış noktasını yine yanlış bulmuş Macron ve bunu Türkiye'ye saldırarak telafi etmeye çalışıyor. Türkiye BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne destek vermiştir."'TÜRKİYE'NİN GÜNEY KIBRIS İLE MUHATAP OLMASI SÖZ KONUSU DEĞİL'Çelik, İsrail'in Batı Şeria'daki bazı bölgeleri ilhak planına da değinirken, "Bunun sadece kınamakla bir yere varılamayacağı, sadece protestolarla İsrail'in durmayacağı açıktır. Dolayısıyla burada küresel düzeni yok etmeye dönük bir sonuç doğuracak bir tutum ortaya koyduğunu, bunu herkesin görmesi gerekiyor. Uluslararası düzenin temellerini tamamen sarsacak bir adımdır Batı Şeria'nın ilhakı. Buna karşı etkili bir şekilde eylem ortaya koyacak bir şekilde dünya ayağa kalkmazsa kademe kademe İsrail uluslararası düzenin tamamını, bütün meşruiyetini yok edecektir." diye konuştu.Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki meşru hak ve çıkarlarının korunması konusunda her süreci adım adım takip ettiğini belirten Çelik, AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Borrel'in Güney Kıbrıs'a yaptığı ziyaret sırasında Yavuz sondaj gemisinin bulunduğu bölgeyi ziyaret ettiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Eğer karşımızda hukuktan ve hakkaniyetten yana bir muhatap varsa Türkiye, masada adil bir taraf olmaya her zaman hazırdır. Ama hukuku ve hakkaniyeti bir kenara bırakıp bizim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin sesini kısmaya çalışanlar, Türkiye'nin meşru hak ve menfaatlerini görmezden gelmeye çalışanlara da kesinlikle vereceğimiz en ufak bir taviz söz konusu değildir. Şimdiye kadar Kıbrıs Türklerinin, Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerini görmezden gelenler, Avrupa Birliği tarafı, Kıbrıs Türklerinin bu yok sayma politikasına devam edip Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Türkiye ile masaya oturmasından bahsediyor. Böyle saçma sapan bir teklif olmaz. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin muhatabı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile meselelerini çözmelidir. Orada Kıbrıs Cumhuriyeti ismini haksız yere gasp eden Güney Kıbrıs Yönetimi ile Türkiye'nin herhangi bir şekilde muhatap olması söz konusu değildir."'TÜRK DONANMASINA ŞAKA BOYUNUZUN ÖLÇÜSÜNÜ AŞAR'Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nden bir bakanın 'AB Türkiye'ye karşı Akdeniz'de kalıcı bir donanma kursun' sözüne de değinen Çelik, "Türkiye'ye karşı şununla veya bununla hareket etmeniz Türkiye'nin tavrını değiştirmez. Hukuk ve hakkaniyet temelinde bir çözüm arıyorsanız bulabileceğiniz en iyi muhatap Türkiye'dir. Hukuk ve hakkaniyet temelinde hareket ediyoruz, ama onun dışında hukuku ve hakkaniyeti terk edip fiili güç kullanmaktan bahsediyorsanız size basit bir uyarıda bulunmak isterim. Türk donanması ile şaka yapılmaz. Türk donanmasına şaka yapmak boyunuzun ölçüsünü çok aşar. Hukuk ve hakkaniyet temelinde bir çözümden yana olmamız Akdeniz'deki istikrar açısından herkes için kazan-kazan formülünü ortaya çıkarır. Onun dışında 'Şu gücü arkamıza aldık, bu gücü arkamıza aldık.' diye Türk Silahlı Kuvvetleri ya da Türk Donanması ile şaka yapmaya kalkmayın." uyarısında bulundu.Açıklamasının ardından soruları da yanıtlayan Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantıya video konferans yöntemiyle katılma nedenini şöyle açıkladı: "Sabahleyin Emin Akbaşoğlu arkadaşımızın testi pozitif çıkınca bugün tedbir olarak daha önce yaptığımız gibi böylesi bir yaklaşım ürettik. Daha önce de zaman zaman video konferans yöntemiyle yaptığımız oldu, zaman zaman yüz yüze yaptığımız oldu. Sabahleyin böyle bir gelişme olduğunda tedbir olarak bir bakıma içimizdeki bir arkadaşımızda pozitif çıkması sebebiyle kendi kendimize böyle bir yöntemle işte bahsettiğim sosyal mesafe, maske konusundaki tedbirimizi uygulamış olduk."'CUMHUR İTTİFAKI FETÖ İLE MÜCADELEDE KARARLIDIR'Bir soru üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Mümtazer Türköne ile ilgili açıklamasını değerlendiren Çelik, Bahçeli'nin sözlerine muhalefetten gelen 'FETÖ ile mücadele gevşiyor mu' eleştirisine ilişkin şunları söyledi: "Dün FETÖ devlete karşı saldırdıktan sonra bunların kurumlarına karşı devlet bir tavır aldığında, o süreçte kim gidip de bunların televizyonlarını korumak için siper olmuşsa ya da 'özgür medya kapatılıyor' demişse bir terör örgütünün medyası kapatılırken ya da dersaneleri kapatılırken kim kendini siper etmiş yerlerde yuvarlanmışsa, bugün bu açıklamalardan yola çıkıp FETÖ meselesinde bir gevşeme mi var diyor. Cumhur İttifakı Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele konusunda son derece kararlıdır, asla bir gevşeme söz konusu olmayacaktır. Hatta tam tersine bu örgütün sinsi yöntemlerini bildiğimiz için eskisinden daha çok bileylenmiş ve dikkatli bir şekilde bu mücadeleyi yürütüyoruz. Sayın Bahçeli'ye o şekilde ifadelerle saldırmaya çalışanların her birinin FETÖ'nün gazetelerini ve televizyonlarını, dersanelerini korumak için siper olmuş, kalkan olmuş görüntüleri vardır. Cumhur İttifakı içerisinde gerek AK Parti gerek MHP bu konuda yüzde 100 aynı görüşe sahiptir. FETÖ'ye karşı en ufak bir taviz verilmeyecektir."'BAROLAR İLE İLGİLİ MODEL ESASINDA DEMOKRATİKLEŞTİRİCİ'CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun barolar ile ilgili düzenlemeyi eleştirirken söylediği 'Aynı vilayete iki vali olmaz' sözlerine ilişkin soruyu da yanıtlayan Çelik, Kılıçdaroğlu'nun bu görüşünü 'totaliter zihin' örneği olarak niteledi. Çelik, şöyle konuştu: "Totaliter zihinde devlet ile sivil toplum örgütü arasında fark yoktur. Kamu kurumuyla meslek örgütü arasında fark yoktur. Üstelik devlet memuru ile vatandaş arasında fark yoktur. Şimdi kendisinin verdiği örnek devlet memuriyeti yapan, kendi özel niteliği olan ve devlet aygıtı içinde görevi olandır. Diğeri ise meslek örgütü, şimdi tutuyor bu örnekten yola çıkıp bir meslek örgütüyle ilgili modelleme içerisine girmeye çalışıyor. Avukatlar Türkiye'de devlet memuru olarak maaş mı alıyorlar, böyle bir statüleri mi var? Bu nüansları iyi bilerek konuşmak lazım. Yapılmak istenen şu, bir çoğulculuk gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Tabandaki çoğulculuk yukarıya doğru gittikçe bir tekelciliğe dönüşüyor. Şimdi meslek örgütlerinde insanlar kendilerinin takdir ettiği yönetimler çerçevesinde farklı barolara üye olabilecekler. Bu çoğulculuğun olmasında hiçbir mahzur yok. Bunun meslek örgütlerinin faaliyetlerini yerine getirmesi, avukatlık mesleğinin yani savunmanın nitelikleri açısından hiçbir zarar verici tarafı yok. Kılıçdaroğlu'nun örneğinden gidersek Türkiye'de çok sendika da olmaması lazım, sendikaları da teke indirmek lazım. Totaliter zihin nedir derseniz budur. Meslek örgütü ile kamu kurumunun misyonlarını birbirine karıştırır, devlet ile sivil toplum örgütünü birbirine karıştırır. Yaptığımız iş baroların meslek örgütü olarak faaliyetleri ile ilgili olarak bu seçimler sonucunda oluşan iradenin yönetimlere yansımasını sağlayacak bir modeldir. Esasında demokratikleştirici bir modeldir. Savunmanın bütün unsurlarını yönetimlere yansıtacak, dolayısıyla savunma erkini daha da güçlendirecek bir model üzerinde çalışıyor arkadaşlarımız." 'PATRİOT İLE İLGİLİ İRADEMİZİ ABD DEĞERLENDİRMELİ'Çelik, Bülent Arınç'ın FETÖ ile ilgili yaptığı 'Hiçbirimiz masum değiliz' açıklamasına ilişkin soruya ise, "Çeşitli siyasilerin çeşitli fotoğrafları var bunların sivil toplum örgütü gibi hareket ederek kendisini gizlediği zamanlarda. Pek çok siyasi partiden, sağdan soldan akademisyenlerden. Kastedilen şey odur zannediyorum. Siyasetçilerin, çeşitli arkadaşlarımızın yaptığı açıklamaları kendilerine sormanızda fayda var." yanıtını verdi.
ABD'li bir senatörün Türkiye ve ABD arasındaki S-400'lere ilişkin sıkıntının aşılmasına yönelik teklifi ile ilgili soru üzerine Çelik, "Türkiye Cumhuriyeti köklü bir devlettir. Bütün ülkelerle ilişkilerini hesap ederken, adımlarını atarken buna göre atar. 'Bizim aldığımız bir silah sistemini başkası alsın, işte bu yoldan CAATSA yaptırımları delinsin.' gibisinden bir yaklaşım tabii ki Türkiye Cumhuriyeti açısından doğru kabul edilecek bir yaklaşım olarak gündeme gelmez. Burada doğru olan şudur. Nasıl S-400'ler konusunda bu iradeyi ortaya koyduysak Patriotlar konusundaki irademizin müttefikimiz ve dostumuz Amerika Birleşik Devletleri tarafından değerlendirilmesini bekleriz. Onu değerlendirirlerse Patriot da söz konusu olur." yanıtını verdi.
Son Dakika › Politika › AK Parti Sözcüsü Çelik: Libya'da suç işleyen Macron - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?