CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (3)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Emekliye iki maaş ikramiye vereceğiz dediğimiz zaman, 'para yok' diyorlardı. Bu seçimin maliyeti ne? Nereden buldunuz bu parayı? Demek ki vardı para. Biz de biliyorduk para vardı ama siz, faturayı milletin cebine çıkarıyorsunuz. Demokrasilerde dayatma olmaz" dedi.

Kılıçdaroğlu, CNN Türk- Kanal D ortak yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Amerika'nın PYD'ye yaptığı silah yardımını tehlikeli buluyor musunuz? Ankara'nın bu silahların PKK'nın eline geçmesi endişesini nasıl buluyorsunuz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Endişe haklı. Ortadoğu'da radikal gruplara verilen her silah, bir süre sonra Türkiye'ye dönecektir" yanıtını verdi.

"CHP'ye göre PYD terör örgütü müdür?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bize, masum insanlara yönelik bir saldırı olursa, kim yaparsa yapsın adı PYD mi olur, PKK mı olur, IŞİD mi olur terör örgütüdür. Terör örgütlerinin uluslararası bir tanımı vardır, o tanıma kim uyuyorsa, onu terör örgütü olarak kabul edeceğiz" ifadesini kullandı.

"Türkiye, Ortadoğu bataklığından çıksın" dediklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Ortadoğu'yu bataklığa dönüştüren kimdi? Türkiye'ydi. Neden Ortadoğu'nun dengeleriyle oynuyorsunuz? Bizim Esad'la bir sorunumuz yoktu, vizeleri kaldırmıştık, 'kardeşim Esad'dı, Bodrum tatilleri, ailecek görüşmeler, futbol maçları, haftasonu Suriyelilerin Türkiye'ye gelmesi... Herkes hayatından memnundu, bir gece tablo değişti. Suriye'de bir sorun yoktu. Kim değiştirdi? Biz değiştirdik" dedi.

"Rusya'nın tutumu, Türkiye'nin uçaklarına radar kilitlemeleri ve hükümetin uyarıları konusunda ne dersiniz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Sınırlarımızın, hava sahamızın ihlal edilmesi bağlamında yapılan uyarılar son derece haklı. Rusya'da kabul etti, 'hata' olduğunu söyledi. Bir çatışmanın, kavganın olmaması olumlu bir sonuç" yanıtını verdi.

"PKK'nın eylemsizlik kararını inandırıcı buluyor musunuz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "PKK'nın silahlarını teslim etmesi lazım. Terör yoluyla bir hakkın elde edilmesi mümkün değil. Türkiye kendi içinde oturup, kendi sorununu çözebilecek bilgiye, birikime ve kapasiteye sahiptir. Gelecekler, silahlarını bırakacaklar, teslim olacaklar, bütün sorunlarını çözer Türkiye" cevabını verdi.

"Passolig'i kaldırıp, gençlerle maça gideceğim"

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'koalisyona açığız' ifadelerinin" hatırlatılarak, "Bu size mi, AK Parti'ye mi bir mesajdı?" diye sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Kime mesaj verdiğini bilmiyorum. Fakat Sayın Bahçeli'nin bu açıklaması önemli, koalisyona açık olması güzel bir şey. Sonuçta demokrasi dediğimiz, bir uzlaşma kültürüdür" dedi.

"Siyaset çözüm üretmek zorunda, aksi takdirde başka şeyler ortaya çıkabilir dediniz. Bu başka şeyler, darbe endişesi mi?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Ben, darbeler döneminin bittiğini düşünüyorum. Endişem şu; vatandaş, siyasetçiye olan güveni tümüyle sıfırlayabilir" yanıtını verdi.

Vatandaşlardan, Başbakan Davutoğlu'na, "Neden koalisyon kurmadınız?" sorusunu sormasını isteyen Kılıçdaroğlu, "Emekliye iki maaş ikramiye vereceğiz dediğimiz zaman, 'para yok' diyorlardı. Bu seçimin maliyeti ne? Nereden buldunuz bu parayı? Demek ki vardı para. Biz de biliyorduk para vardı ama siz, faturayı milletin cebine çıkarıyorsunuz. Demokrasilerde dayatma olmaz" diye konuştu.

"İktidara geldiğinizde, Passolig uygulamasını kaldırdığınızda gençlerle maça gidecekmisiniz?" sorusunu, Kılıçdaroğlu, "Niçin gitmeyeyim? Kabul ederlerse mutlaka giderim. Passolig'i kaldıracağız, gençler özgürce gidecek. Passolig'in getirilmesinin asıl nedeni gençlerin fişlenmesiydi, bu doğru değil" diye yanıtladı.

"Bize yeleğin içindeki adam lazım"

"Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, sizinle temasa geçip, 'Cumhurbaşkanının ailesine dokunmayın' dedi mi?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Hayır" cevabını verdi.

"Ankara'daki canlı bomba saldırısına ilişkin çağrınız ne?" sorusuna, Kılıçdaroğlu şu karşılığı verdi:

"Çağrım çok net ve açık; Eğer bu ülkede demokrasi varsa, eğer biz insan haklarına saygı gösteriyorsak, ölen çocuklarımıza, ailelerine saygı gösteriyorsak, bu ülkede demokrasi kültürünün derinleşmesini istiyorsak, iki bakanın görevlerini bırakmaları lazım. Bu ülkeye çok büyük katkıda bulunacaklardır görevlerinden ayrıldıkları zaman. Demokrasiye katkıda bulunacaklardır, 'acıyı paylaştık biz, eksiğimiz, hatamız var' diyeceklerdir.

Bir bakanın, o ağır tablonun, atmosferin bulunduğu bir ortamda gülerek televizyonlarda cevap vermesi kabul edilemez, toplum vicdanında derin yaralar açmıştır. Adalet Bakanının hemen çekilmesi lazım. İçişleri Bakanı sorumludur. 'Güvenlik açığı yoktur' diyor. Bu cümleyi kullanmak bile başlı başına büyük bir sorumsuzluktur. Güvenlik açığı yoksa 97 çocuğumuz nasıl, niçin öldü? 'Biz yelekleri bulduk' diyorlar, bize yelek değil, yeleğin içindeki adam lazım."

(Bitti)