Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Terörle Mücadele Kanunu'na şu anda ihtiyaç olmadığını, bu kanundaki bütün maddelerin karşılığının Türk Ceza Kanunu'nda olduğunu söyledi.
Atalay, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen, "Demokratikleşme paketi" olarak bilinen Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısının 2. bölümü üzerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.
Adalet Bakanlığı'nın yeniden yargılama ile ilgili çalışması olduğunu belirten Atalay, "Bu konuda kapsam vesaire ne kadar, onun hacmini bilmek gerekiyor" dedi.
Atalay, Terörle Mücadele Kanunu'na şu anda ihtiyaç olmadığını, kanundaki bütün maddelerin karşılığının Türk Ceza Kanunu'nda olduğunu ifade ederek, "Bu kanunun kalkmasıyla hiç bir boşluk oluşmuyor. İleriki bir zaman içinde onun da yapılması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Tutukluluğun bir ceza değil tedbir olduğuna ve bunun mümkün olduğunca kısa sürmesi gerektiğine inandığını belirten Atalay, tutukluluğun süresinin son yapılan çalışmayla 5 yıla indirilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti. Atalay, tutuklamayı zorlaştıran epey düzenleme yaptıklarını söyledi.
Beşir Atalay, Türkiye'nin AİHM'deki konumunun herkesi üzdüğünü dile getirerek, "AİHM'de süreç çok yavaş işliyor. Son yıllarda AİHM'e başvuru azaldı. Bu, iyi bir şey ve bundan sonra daha da azalacak. Mesela son zamanlarda Türkiye'den giden işkence davası hiç yok. 2013 yılında başvuruda 5. sıradayız. 47 Avrupa Konseyi ülkesi arasında nüfus oranlamasına göre ise 30. sıradayız" ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Atalay, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, "Hain" sözünün Kaplan'a yakışmadığını da belirtti.
Bir milletvekilinin, "Demokratikleşme AK Parti'nin tarihi misyonuna uymaz" dediğine değinen Atalay, "Ben, ilk AK Parti hükümetinden beri görev yapan birisiyim. Bu düzenlemeleri bu yüce Meclis çıkardı. Bu dönem, demokratikleşme adına, 11 yılda çok başarılı adımlar attık, çok şey değişti Türkiye'de. Bu yüzden bu lafı demek yanlış olmuştur" dedi.
Başbakan Yardımcısı Atalay, tasarının, "Yer isimlerinin değiştirilmesine ilişkin maddesiyle" ilgili de açıklama yaptı.
1949 yılında ilgili kanunla devlete, Türkçe olmayan yer isimlerini değiştirme görevi verildiğini belirten Atalay, "12 bin kadar yer ismi değişmiş. Bazen o ismin kökeni belli değil ama yıllardır oralarda o isimlerle biliniyor. Şimdi yapacağımız düzenlemeden sonra vatandaş kendi yaşadığı yerin ismini değiştirmek istiyorsa referandum yapacak, sonucunu da İçişleri Bakanlığı'na gönderecek. O yerin ismi de İçişleri Bakanlığı'nın onayı ile değiştirilecek" diye konuştu.
Tasarının görüşmeleri 2. bölüm üzerinde sürüyor. - TBMM
Son Dakika › Politika › Demokratikleşme Paketi' TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?