Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Ulusal güvenliğimizi tehlikeye sokacak gizli, problemli ilişkilerin içinde olanlarla işbirliği yaptığını iddia edenleri savunamayız" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'li milletvekillerinin hakkında verdiği soruşturma önergesi üzerinde konuşan Ala, demokrasilerde iktidarların Meclis denetimine tabi olduğunu ancak demokrasilerde muhalefete de yaptırımlar bulunduğunu söyledi. Ala, "Bir muhalefet partisi örneğin birkaç seçimi kaybetmişse, bir seçimi kaybetse bile gelişmiş demokrasilerde onun yönetimi, genel başkanı, teşkilatları yenilenir. Ama birkaç seçimi kaybetmişse, gelişmekte olan bir demokrasideysek, hiç olmazsa bu saatten sonra yenilenmesi beklenir. Tabii bu kendi bilecekleri bir iş. Üç genel seçim, üç yerel seçim, iki referandum, Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybetmiş bir muhalefet, bunların tamamını kazanmış iktidara sorular soruyor, sorulacak tabii. Biz sorulan soruyu bir fırsat olarak değerlendiririz, tehdit olarak değil" dedi.
Hakkında verilen soruşturma önergesine "Gerçekten 1 Nisan şakası gibi... Çünkü basına neden müdahale etmediğime ilişkin bir soru önergesi" diyen Ala, kendisi için bunun izahını yapmanın güç olduğunu kaydetti. "Biz iktidara geldiğimizde bu gazeteleri kapatacağız" diyen bir genel başkan yardımcısına sahip partinin önergeyi vermesinden daha doğal bir şey olamayacağını ifade eden Ala, kendilerinin demokrasiyi içselleştirmiş, zihinsel kodları 1940'larda kalmamış bir parti olduğunu söyledi.
Ala, basın özgürlüğünü savunduklarını, basın özgürlüğüne yönelik tehditleri ortadan kaldırmayı da görev edindiklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle siyasi kuraklık içerisinde politik çölleşme yaşamak bize yakışmıyor. Biz ana muhalefet partimizin de son derece gelişmiş projeler üreten, bizi sorularıyla sıkıntıya sokacak derecede çalışan ve milletimizin derdine deva olacak çözüm önerilerinde bulunan bir parti olmasını isteriz. Bir yerde haklısınız; neden CHP'yi savunmamışım ve neden müdahale etmemişim? 'Bizi de savunun' diyorsunuz. Haklısınız, çünkü biz savunmayı çok iyi biliyoruz. Biz 1960'ta, 1971'de, 1980'de demokrasiyi savunduk. 28 Şubat'ta değerlerimizi savunduk. 27 Nisan'da millet iradesinin ne olduğunu Hükümet bildirisiyle bildirdik. Biz 367 saçmalığında hukuku savunduk. Biz kapatma davasında partimizi ve Meclis'imizi savunduk. Biz 17-25 Aralık'ta devletimizi, milletimizi savunduk. Tarih şahittir ki biz savunmayı iyi biliyoruz. Haddini bilmeyene de haddini bildiriyoruz. Biz bunları savunurken siz neredeydiniz? 1960'da neredeydiniz? 28 Şubatta neredeydiniz? 17-25 Aralıkta neredeydiniz? 27 Nisan'da biz bildiriyi, bildiriyi verenlerin başına geçirirken neredeydiniz? Ulusal güvenliğimizi tehlikeye sokacak gizli, problemli ilişkilerin içinde olanlarla işbirliği yaptığını iddia edenleri de savunamayız. Biz onları iyi biliyoruz ama bu öyle bir durum ki bunu savunamayız.
Siz çıktınız dediniz ki bu ülkenin Başbakanına 'yurt dışına gidecek' dediniz. Hangi bilgiyle dediniz, hangi odaklarla işbirliği içinde o bilgileri aldınız da söylediniz? Genel Başkanınız da aynı şeyi söyledi, nasıl oluyor bu? Hangi kirli ilişkilerin sonucunda bu bilgiler elde edilir ki böyle bir şey söylenir? Bunu söyleyen herhangi birisi değil, ana muhalefet partisinin Genel Başkanı, genel başkan yardımcısı... O zaman ya yalan söylüyor ya da hangi kaynaktan aldı da bu iftiraları attı, onu çıkıp söyleyecek. Millet size soruşturma komisyonu kurma önergesi vermiş de sandıkta, haberiniz yok. Siz bize soruşturma önergesi verseniz ne olur, vermeseniz ne olur. Biz de çıkar anlatırız mevzuları. AK Parti grubumuzun işi zor ama millet ve memleket için bunu yapacağız. Çünkü siz 2002'de batmış ekonomiyi, bitmiş siyaseti, perişan sosyal politikayı aldınız düze çıkardınız, millete ve memlekete hizmet ettiniz, bölgeye ve dünyaya örnek olacak performansı ortaya koyan Hükümeti dizayn ettiniz, arkasında dimdik durdunuz. Şimdi muhalefet de bizden yardım istiyor. İyi şeyler yapın yardım edelim. O zaman sıkıntıya düşerseniz sizinle birlikte oluruz. Buraya eli boş gelmiş değilim. Reçetem yok ama tavsiyem var; gelin sandıktan başka güç tanımayan, ileri demokrasi hedefi olan, Türkiye'yi gelişmiş ilk 10 ülke içinde görmek isteyen, hayal yerine proje üreten yapıcı muhalefet olun, millete de memleket de kendinize de bir faydanız olsun."
"Yolsuzluğun projesi olarak ortaya çıkmış bakansınız"
Ala'nın konuşmasına CHP milletvekilleri tepki gösterdi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, sataşma gerekçesiyle söz alarak, "Bir insan bir yerlere hak etmediği ve belli bir projeyi gerçekleştirmek üzere gelirse, konuşacağı şeyler bunlar olur. Burada konuşan sayın kişi, saygısız üslupla grubumuza sataşmada bulundu. Kendisi 17 Aralık'tan sonra, 17 Aralık yolsuzluğunu kapatmak için bakan yapıldı. Bütün misyonu budur. Tarih varoldukça, Türkiye'nin bugünlerdeki siyaseti ileride yazıldıkça siz iki şeyle anılacaksınız; birincisi Bakanlar Kurulu'nda yolsuzluğa bulaşanları ve onları koruyanların aklanması projesinin bakanı, ikincisi de Peygamber'e saygısızlık yapan bakan..." dedi.
Hamzaçebi, dört eski bakanla ilgili oylamanın bir hafta sonraya ertelendiğini belirterek, "Neden ertelendi biliyor musunuz? Sayın Davutoğlu, burada kalarak yolsuzluk dosyalarına hayır oyu vermek istemiyordu, içine sinmiyordu, kendisi yurt dışına kaçtı, biraz önce burada oturan o proje adamını bu işe memur etti, sizler bu proje adamının söylediklerine uydunuz ve hayır oyu verdiniz. Burada konuşan bakan, odaklar, cemaat, paralel yapı gibi bir şeylerden söz etti. 24 saat onlarla beraber oldu. Onlarla beraber camiye girdiniz, namaz kıldınız, secdeye vardınız, sonra döndünüz şimdi onu paralel odak olarak suçluyorsunuz. Asıl paralel sizsiniz, bu devleti tarumar, talan eden, tüm kurumları çökerten, TSK'ya kumpas kuran sizsiniz. Bu kumpası siz kurdunuz. Bugün paralel dediklerinizle o kumpası TSK'ya, bu devlete kurdunuz. Siz yolsuzlukları aklayan bu hükümetin proje adamısınız. Yolsuzluğun projesi olarak ortaya çıkmış bakansınız" diye konuştu.
-Sataşma gerekçesiyle söz verince tartışma çıktı
Başkanvekili Güldal Mumcu'nun sataşma nedeniyle söz isteyen Ala'ya söz vermesi tartışmaya neden oldu. Ala kürsüye geldiğinde, CHP'li Hamzaçebi ve milletvekilleri itiraz etti. Bu sırada Ala'nın mikrofonu kapatıldı. Mumcu, "Sayın eski bakan burada, geldi savunmasını yaptı. Bu kürsüye gelip konuşma hakkına sahipse, sataşmaya da cevap verme hakkına sahiptir" dedi. AK Parti'liler Mumcu'yu alkışlarken, Hamzaçebi usul tartışması açılmasını istedi.
Mumcu'nun Ala'yı yerine oturmaya davet etmesine AK Parti'li milletvekilleri tepki gösterdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, dört yıldan beri milletvekili olduğunu belirterek, "Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı olduğu günden beri bu Meclis'te bir şey yaşıyoruz; her konuda bir meşruiyet krizi... Yargıyı, askeri, emniyeti, orduyu, kendisinin yönetmediği her alanı gayrimeşru gören ama kendi meselelerinde eğer bir husus kendi iddialarını destekliyorsa seslerini çıkarmıyorlar. Ama diğer konularda direnme hakkından, sokaktan, isyandan bahseden; siyasetin meşru zeminine ihanet eden, demokrasiyi sadece CHP seçim kazandığında demokrasi olarak gören, kendisi seçim kazanmadığında milletin iradesi başka şekilde tecelli ettiğinde Özal ve Menderes'e diktatör diyen, bugün AK Parti'nin uygulamalarına diktatoryal uygulamalar diyen bir anlayışıyla siyasetin zeminini devam ettirmeye çalışıyorlar. Böyle siyaset olmaz. Dün çok acı bir olay yaşadık. Günlerden beri sokak çağrısı, anti siyaset yapan, direnme hakkından bahseden, yargıyı meşru görmeyen, adeta DHKP-C'nin söylemlerine çanak tutan bir dil kullanılmasının dün sonucunu yaşadık. Artık bundan sonra siyasetin, demokrasinin, hukukun, İçtüzüğün gereğini yerine getiren, demokrasi ve siyasete saygı duyan bir CHP görmek istiyoruz" diye konuştu.
Ünal, savunma hakkının kutsal olduğunu belirterek, Ala'nın kendisine yapılmış sataşmaya da yanıt hakkı olduğunu, İçtüzük'te bunun aksine bir ifadenin olmadığını söyledi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da Ala'ya sataşmadan dolayı söz hakkı verilemeyeceğini belirterek, "Hukuk tanımayan Bakan'a burada olmayan hakkı veremezsiniz. Anayasa ve İçtüzük tanımıyor, ona savunma da yaptırmamak lazım. Sayın Arınç burada. 100 dosyası var dedi, kaç tane soruşturma açtırdın? Kuralım komisyonu gelsin savunsun kendini" görüşünü savundu.
Hamzaçebi ise Ala'nın bir kez daha kürsüye çıkamayacağını belirterek, "Kendisi Anayasayı tanımayan bakan olduğu için İçtüzüğü de tanımayıp talepte bulundu. Anayasayı tanımıyorum diyen bakan, bakan değildir. Ben de onu tanımıyorum. Demokrasi, hak, hukuk bu Bakan'ın ağzına hiç yakışmıyor. MİT içindeki birimin saray ile bağlantısını Bakan sağlıyordu. Bu yasa dışı bakandır" dedi.
Mumcu, usul tartışmasının ardından "Şahsi görüşüm; eski bakanı konuşuyorsa, cevap verme hakkının da olmasıdır. İçtüzüğe bağlı çalışmak durumundayız. Bu konu İçtüzük'te açık ve netlikle ifade edilmiş değil. Milletvekilinin üstüne bir kurgu var" diyerek Ala'ya yeniden söz hakkı vermedi.
Konuşmaların ardından yapılan gizli oylamada, Ala hakkında Soruşturma Komisyonu kurulması kabul edilmedi.
Son Dakika › Politika › Eski İçişleri Bakanı Ala Hakkındaki Soruşturma Önergesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?