Hdp Parti Sözcüsü Bilgen Açıklaması

HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, "Öz yönetim bize göre Türkiye'nin barış içinde birlikte yaşayabilmesi için bir fırsat ve haktır" dedi.

Mecliste gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bilgen, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Rusya temasları ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eleştirilerine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, her vesileyle HDP'nin hedef alındığını savundu.

Bunları topyekun siyasete saldırı olarak gördüklerini, Meclis'te üçüncü parti olan HDP'nin Eş Genel Başkanının temaslarının polemik konusu yapılmasını anlamadıklarını belirten Bilgen, şöyle devam etti:

"Dışişleri Bakanımızın, Lavrov'la görüşmek için ne kadar çabaladığını bütün dünya biliyor. Putin ile görüşmek için Cumhurbaşkanının nasıl bir çaba içerisine girdiğini biliyoruz. Yine uçağın düşmesinden sonra, 'Rus uçağı olduğunu bilseydik düşürmezdik' açıklamaları resmi ağızlardan yapıldı. Demek ki bir yanlışlık olduğunun farkında olan bir algı var ortada. Benzer sözleri eş başkanımız kullandığında ihanetle eşleştirilerek tarif edilmesi bize bu ülkenin gazete manşetleri ile savaş ilan ettiğini ve bizim haberimiz olmadığını hatırlatıyor. 'Lavrov'la görüşülecekse bunu sadece biz yaparız' anlayışı ile dış politika olmaz. Bu yaklaşım bize Enver özentiliğini hatırlatıyor. Cumhurbaşkanının bu konuyla ilgili eleştirilerini yaparken, partimizi hedef gösteren sözler söylerken, bir Enver özentiliğini paylaşmış olmasını yadırgadık."

Anayasa tartışmalarının ve "AK Parti ile HDP'nin anlaştığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine de Bilgen, anayasa yapım yöntemine ve yeni anayasa ihtiyacına dair net vurgu yaptıklarını kaydetti.

Hükümetin, anayasa konusundaki girişimlerini ve diyalog kurmasını önemsediklerini anlatan Ayhan Bilgen, kangrenleşmiş sorunlara anayasal çözüm bulma ihtiyacının açık olduğunu ifade etti.

AK Parti ile HDP arasında bir anlaşmanın söz konusu olmadığını bildiren Bilgen, "Biz modellerin tartışılabileceğini düşünüyoruz. İçerikle ilgili bizim önerimiz güçlü bir denge-denetleme sisteminin olması yönündedir. Başkana, Başbakana yasama ve yargıya dair yetkiler veremezsiniz. Böyle bir modeli de başkanlık diye sunamazsınız. Türkiye ister parlamenter sistemle ister partili cumhurbaşkanı yapsın, yerel yönetimlerini güçlendiren adımlar atmak zorundadır" diye konuştu.

Bir gazetecinin "Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi derken öz yönetime yakın bir şey mi bahsettiğiniz? Bir de başkanlık vurgusunda yumuşama mı var?" sorusunu da şöyle değerlendirdi:

"Öz yönetim bize göre Türkiye'nin barış içinde birlikte yaşayabilmesi için bir fırsat ve haktır. Demokrasinin de daha nitelikli, kaliteli, katılımcı hale gelmesinin yeni alternatifidir. Bu doğru bulunmuyorsa başka alternatifleri diğer partiler sunabilirler. Biz öz yönetimi bir rejim veya harita değişimi değil, demokrasinin olmazsa olmazı olarak görüyoruz. Partiler arası mekanizma oluşursa, önerimizi sunacağız."