MHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

MHP TBMM Grup Toplantısı

MHP TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan Bahçeli: (2) "Demek ki 'Alo Fatih' hattı biz konuşurken sürekli açık ve çalışır vaziyettedir " "Buradan Başbakan'a bir teklifte bulunuyorum; şahsımın ne zaman, ne kadar süreyle, hangi sınırlarda, nerede ve nasıl konuşması gerektiğini bildirirsen senin gönlünü kırmaz, deyim yerindeyse sana bir güzellik yapmaktan çekinmeyiz.

11.02.2014 12:50

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, açıklamalarının televizyon yayınlarından kaldırılması iddialarıyla ilgili, "Demek ki 'Alo Fatih' hattı biz konuşurken sürekli açık ve çalışır vaziyettedir. Buradan Başbakan'a bir teklifte bulunuyorum; şahsımın ne zaman, ne kadar süreyle, hangi sınırlarda, nerede ve nasıl konuşması gerektiğini bildirirsen senin gönlünü kırmaz, deyim yerindeyse sana bir güzellik yapmaktan çekinmeyiz. Sayın Başbakan yeter ki sıkma canını, bu kadar çırpınma, bu kadar dert etme. Her şeyin orta yolu vardır ve bize bir 'Alo' demen kafidir" dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya, Van'ın Saray ilçesinde askeri aracın devrilmesi sonucu şehit olan 3 askere rahmet, ailelerine ve millete başsağlığı dileyerek başladı.

Kıbrıs'ta yeni müzakere süreci başladığını anımsatan Bahçeli, hükümetin "adil ve kalıcı çözüm" parolasıyla tarafların masaya oturmasını dikkatle izlemesi, Kıbrıs davasından geri adım atacak ödünlere fırsat vermemesi gerektiğini belirtti.

Doğu Akdeniz'deki enerji hesaplarının, İsrail, ABD ve Rum yönetimi arasındaki paslaşmaların Kıbrıs'ı milli tezlerin aleyhine olacak bir güzergaha soktuğunu savunan Bahçeli, Rum yönetiminin tek taraflı ilan ettiği "Münhasır Ekonomik Bölge" kararının Kıbrıs meselesini farklı bir mecraya çektiğini ifade etti.

Rum kesiminin AB'yi, ABD'yi ve İsrail'i arkasına alarak, Türk toplumunu çözüm ve müzakere ambalajında bezdirerek sorunun çözülmesini hedeflediğini dile getiren Bahçeli, adil, kalıcı ve iki kesimliliği teminat altına almayan hiçbir plan, proje ve kararın kendileri için meşru ve geçerli olmayacağını söyledi. Bahçeli, "Kıbrıs Türklüğü'nü sığınmacı, yurtsuz, ikinci sınıf insan yapma teşebbüslerini, 1974'ün rövanşını almaya dönük hamleleri asla kabul etmeyeceğimizi bu vesileyle ilan ediyorum. Dileğim yeni müzakere sürecinin Kıbrıs Türklüğü'nün çıkarlarını ve egemenlik haklarını tescil etmesidir" diye konuştu.

-"Öğretmenlere gelince mi bütçeyi hatırladı?"

Devlet Bahçeli, AK Parti hükümetinin milli eğitim sisteminin ahengini bozduğunu ve yarınları sabote ettiğini savunarak, eğitim ve öğretimdeki "millilik" vasfının küllenmesi ve karartılmasından kaygılandıklarını ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın reform olarak gündeme getirdiği her yeni düzenlemenin artan problemlere, yayılan uyum zorluklarına, yoğunlaşan kafa karışıklıklarına önayak olduğunu öne süren Bahçeli, "Milli eğitim yapısı içinde devrilmedik çam, kırıp dökülmedik değer bırakılmamıştır. Öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve veliler sürekli değişen, çocuk oyuncağına dönen sistem arayışlarından bunalmış ve usanmıştır" dedi.

Atama bekleyen öğretmen sorununun çözülmediğini ifade eden Bahçeli, geçen perşembe günü yapılan 10 bin atamanın pansuman işlevi göreceğini söyledi.

Atama bekleyen öğretmenlerin feryatlarının duyulmasını isteyen Bahçeli, şöyle konuştu:

"Başbakan Erdoğan her tarafa harcayacak para bulmuştur da sıra öğretmenlere gelince mi bütçe imkanlarını hatırlamıştır? Suriyeli sığınmacılara 2,5 milyar doları yağmur gibi saçarken veren el olmuştur da konu öğretmenler olunca mı anında araziye uymuştur? Ayakkabı kutularına deste deste para dizen rüşvetçi iktidar, emeklerinin karşılığını isteyen kardeşlerimize kalp gözünü kapatmamalı, vicdanen duyarsız durmamalıdır. Taktıkları kol saatinin fiyatı 700 bin lirayı bulan bakanlar her şeye layıktır, fakat öğretmenlerimizin karın tokluğuna çalışmaya talip olmaları bile çok görülmektedir. Para kasalarına tıkıştırılan milyon dolarlarla azan bakan çocukları, iş takibi yapan, işadamlarını markaja alan, kamu arazilerini zimmetine geçiren Başbakan çocukları masumdur, komplo kurbanıdır; ancak hakkını isteyen öğretmenler suçlu ve hadlerini aşmaktadır. Başbakan'ın birinci derece sit alanlarına villa yapması, devlet hazinesini ona buna peşkeş çekmesi normaldir, ama öğretmenlerimizin çalışmak istemeleri, hakları olan siyasi tasarrufu talep etmeleri anormaldir, falsolu davranışa girmektedir."

Hükümetin Türkiye'yi her zeminde küçük düşürmekle kalmadığını, milyonlarca Türk vatandaşını yokluğa, yoksulluğa, açlığa, muhtaçlığa terk ettiğini öne süren Bahçeli, "Nasılsa Başbakan'ın işleri tıkırındadır. Nasılsa kurduğu soygun çarkının haram geliri kendisine akmaktadır. Deve kuşunun başı nasıl kuma gömülüyse, bunların başı da kutulara girmiştir. Şu anda atanamayan her mazlumun, ücretli köleliğe maruz kalan her eğitim neferinin vebali Başbakan'ın omuzlarındadır" diye konuştu.

-"Dershaneler cezalandırma fırsatı"

Bahçeli, Meclis'e sevkedilen ve dershaneleri de kapsayan kanun tasarısında birçok tutarsızlık olduğunu savunarak, "Hükümet dershaneler bazında sürdürdüğü gerginlik politikasını, yıllarca beraber yürüdüğü ve işbirliği yaptığı camiayı cezalandırma fırsatı olarak görmektedir. Dershanelerin kapatılması bir ihtiyacın eseri değil, sürekli ivme ve mevzi kazanan sürtüşmenin cephanesi olarak telakki edilmektedir" dedi.

Dershanelerin kapatılmasını ilkesel düzeyde benimsediklerini dile getiren Bahçeli, öncelikle dershanelerin ihtiyaç olmaktan çıkarılması gerektiğini vurguladı. Bahçeli, "Yine merak ediyoruz ki Başbakan'ın dershaneleri kapatma inadında Oslo'daki müzakerelerin de tesiri var mıdır? Dershane kapatma meselesini silah gibi kullanan, eğitim hayatının dokusunu zedeleyen bu zihniyet dikkat etsin ki tuttuğu namlunun ters tepmesi direkt kendisini vuracaktır" diye konuştu.

Dershanelerde görev yapan öğretmenlerin KPSS şartı aranmadan, yalnızca sözlü sınavla Milli Eğitim sistemine dahil edilme hazırlığı olduğunu anlatan Bahçeli, "Dershane öğretmenlerini mülakatla alma niyetinde olan hükümet, acaba atanamayan, yıllardır gözyaşı döken kardeşlerimize ne diyecek,  bahane olarak neyi gösterecektir?" diye sordu.

Memuriyete yeni başlayan öğretmenlerin siyasi görüşlerine ve hükümete yakınlıklarına veya uzaklıklarına göre değerlendirmeye alınacağını savunan Bahçeli, "Bu fahiş hata yasalaşırsa, öğretmenlerimizin iş güvencesi tehdit altına girecek, yandaşlık özendirilecek, AKP öğretmenliği adı altında yeni bir kariyer grubu oluşturulacaktır" dedi.

Hükümetin Milli Eğitim Bakanlığı'nda Müsteşar dışındaki tüm üst düzey kadroları boşaltma, tüm makamları tasfiye etme sinsiliği içinde olduğunu, bunun yeni ve şiddetli bir kadrolaşmanın habercisi olarak okunması gerektiğini savunan Bahçeli, "Dört yıl ve üzerindeki okul müdür ve yardımcılarını bile hedef alan hükümet yangına adeta körükle gitmektedir" diye konuştu.

-"Yayınımızı derhal kesin"

Siyasetin ideal, ahlak ve meşru düzlemden kopmasının, içe kıvrılıp çatışma üretmesinin sahip olunan her şeyi tüketeceğini ve erozyona uğratacağını dile getiren Bahçeli, toplumsal kutuplaşmalar kanalıyla birlikte yaşama ruhunun tahrip edildiğini, ideolojik bölünmelerle yılların heba olduğunu, bölücülüğün hükümet eliyle resmileştiğini söyledi.

Siyaseti kavga arenasına çeviren ve bozgunculuğu rehber edinenlerin milletin zamanından çaldığını ve tarihin tekerrür etmesine yol açtığını ifade eden Bahçeli, "Zamanın ileriye doğru akmasına karşılık, milletçe çağın gerisine düşmek, yüz yıl önceki olayların neredeyse tıpa tıp benzerlerine muhatap kalmak başka türlü izah edilemeyecektir. Türkiye'nin bugünkü hal ve özeti Fetret Devri'ne bile rahmet okutacak düzeydedir" diye konuştu.

İktidarın milli birliğe saldırdığını, toplumsal huzuru sakatladığını, ifade hürriyetine sataştığını, demokratik tercihleri sık boğaz ettiğini öne süren Bahçeli, şöyle devam etti:

"Başbakan siyasetini tamamıyla kavgaya ve kutuplaşmaya bağladığından, tarihteki tüm bozgunculara, tarihteki tüm fitnecilere, tarihteki tüm kriz tellallarına taş çıkarmaktadır. AKP'nin 12 yıla giren iktidar dönemi kurulan tuzakların, kapanmayan yaraların, dinmeyen oyunların, kesilmeyen provokasyonların icazet ve gölgesinde geçmiştir. Milli hedeflerin, milli güvenliğin, milli bekanın, milli kimliğin ve milli stratejinin bu denli yabancısı bir iktidar sanıyorum düşman başına bile gelmemiştir.

Başbakan Türkiye'yi gerçekten de harap etmiş, milleti korkutarak, hayali düşmanlar icat ederek siyasetini ikmal etmeye çalışmıştır. Yalancı, yüzsüz, riyakar, dedikoducu, karanlık suratlı bir yığın adam AKP'nin etrafında toplanmış, maneviyat sömürüsüyle günahın ve şeytani heveslerin özel kuryeliğine soyunmuşlardır. Herhalde bu sözlerimize Başbakan yine dayanamayacak, yine tahammül edemeyecek ve uzandığı ilk telefonla Fatihlerine emirler yağdıracaktır. Anlaşılan, Başbakan Erdoğan'ın paralı askerleri, yandaş lejyonerleri, medyadaki soytarıları 24 saat eksiksiz hizmet vermektedir. Demek ki, 'Alo Fatih' hattı biz konuşurken sürekli açık ve çalışır vaziyettedir.

Başbakan Erdoğan dünyanın neresinde olursa olsun aslan parçası fatihleri, kula kulluk eden iki ayaklı dama taşları tetikte beklemişler, adeta amuda kalkarak emre amade olduklarını göstermişledir. Şimdi de biz fatihciklere sesleniyoruz: 'Alo Fatih', haberiniz olsun tehlike büyük, çünkü MHP sel gibi, kurşun gibi, fırtına gibi geliyor. Bu nedenle yayınımızı derhal kesin, durum raporunu da sahibinize takla ata ata bildirin ve ezile büzüle en kısa yoldan ulaştırın.

Buradan Başbakan'a bir teklifte bulunuyorum; madem sözlerimizden çok alınıyorsun, üzüntüden fatihlerini ikide bir azarlıyorsun, o halde gel bu işi çözelim, sonuca erdirelim. Şahsımın ne zaman, ne kadar süreyle, hangi sınırlarda, nerede ve nasıl konuşması gerektiğini bildirirsen senin gönlünü kırmaz, deyim yerindeyse sana bir güzellik yapmaktan çekinmeyiz. Sayın Başbakan yeter ki sıkma canını, bu kadar çırpınma, bu kadar dert etme, her şeyin orta yolu vardır ve bize bir 'Alo' demen kafidir."

- TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika MHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    Yorumlar (1)

  • Yaşasın başkan APO:
    Yavru muhalefetin ne çok sesi çıkıyor ya. Ülkücüler gelin pkk'ye katılım yapın. Bırakın bahçelinin boş vaatlerini:) 0 0 Yanıtla
  • SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement