MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, partisinin milli savunma mekanizmalarını etkinleştirmek namına ve hükümetin bu maksadı aşmaması kaydıyla Suriye Tezkeresi'ne destek verdiğini söyledi.
TBMM Genel Kurulu'nda, Suriye'ye ilişkin hükümete verilen yetkinin süresinin bir yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi üzerinde görüşmeler başladı.
MHP Grubu adına söz alan Türkeş, AK Parti iktidarının Suriye'deki iç savaşa ilk günden itibaren gereğinden fazla angaje olduğunu ileri sürdü. Hükümetin Suriye konusunda yanlış bir politika uyguladığını savunan Türkeş, bunun Başbakanlık Tezkeresi'ne de yansıdığını söyledi. Geçen yıl sunulan tezkere ile bu yıl sunulan tezkere arasında ciddi farklılıklar olduğunu belirten Türkeş, "Geçen yılki son derece faydalıydı. Bugün şartlar değişti. Günümüz Suriye manzarasına bakın. ABD ve Rusya ikilisi asgari müzakare şartlarında anlaştı. Suriye'ye yönelik askeri müdahale seçeneği ortadan kalktı. Ortadoğu'da oyun kurucu olacağı iddiasıyla yola çıkan AKP, G-20 zirvesinde de tespit edildiği gibi uluslararası platformda tecrit edildi" diye konuştu.
Hükümetin sürdürdüğü dış politikanın meşruiyetini yitirdiğini öne süren Loğoğlu, AK Parti'nin, "hayal bulutlarından gerçeğin sert zeminine düştüğünü" iddia etti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun sürdürdüğü siyaset sonucu Türkiye'nin Suriye sınırının "El-Kaide ve PKK" olmak üzere iki azılı terör grubu tarafından paylaşıldığını iddia etti.
Tezkerenin gerekçelerinde "Suriye kaynaklı saldırılar" ifadesinin yer aldığına dikkati çeken Türkeş, "Türkiye-Suriye sınırında tek bir Esad yanlısı yapı kaldı mı? Sınırımızın diğer tarafında, bir kısmı insanlıktan nasibini almamış terörist gruplar, diğer kısmı ise müzakere yürüttüğünüz bebek katillerinin ellerinde. Hangi Suriye saldırılarından bahsediyorsunuz?" diye konuştu.
Suriye'de kimyasal silah kullanılmasına da değinen Türkeş, "Bu kimyasal silahı kullananlar ya sizin müttefikleriniz ise?" diye sordu. Tuğrul Türkeş, Türkiye'nin Suriye politikasının, bu ülkenin toprak bütünlüğünü korumak olduğunu ifade etti.
Türkeş, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
" Milliyetçi Hareket Partisi, milli refleksin biricik teminatı ve temsilcisidir. Vatanımız doğrudan bir saldırı tehdidiyle karşılaşmadıkça, tavrımız bellidir ve barıştan yanadır. Şayet AKP iktidarı bunun haricinde bir inisiyatif kullanmak isterse, kendi kaderini tayin etmiş olacak ve yalnız yürüyecektir. Bu bağlamda, Milliyetçi Hareket Partisi tezkereye, milli savunma mekanizmalarımızı etkinleştirmek namına ve hükümetin bu maksadı aşmaması kaydıyla destek vermektedir."
-"Sınır, terör örgütlerinin geçiş noktası oldu"
CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu da Suriye'de iç savaşın sona erdirilmesi için uluslararası platformlarda diplomatik çabalar hızlanmışken, AK Parti iktidarının "bir savaş tezkeresi" sunduğunu ileri sürdü. Loğoğlu, Hükümetin "sorumsuz" Suriye politikasının, Türkiye'yi savaşın eşiğine getirdiğini iddia etti.
Türkiye-Suriye sınırının, terör örgütlerinin geçiş noktası haline geldiğini belirten Loğoğlu, şunları söyledi:
"El Kaide başta olmak üzere dünyanın en tehlikeli terör örgütleri ülkemizin yeni komşuları ve konukları haline gelmiştir. AKP'nin Suriye siyaseti, Türkiye'nin Ortadoğu politikasında savrulmalara da yol açmıştır. Türkiye, silahlı unsurları himaye eden ve komşu ülkedeki iç savaşa taraf olan bir ülke konumuna girmiştir. Türkiye bölgesinde yalnızlaşmıştır. Türkiye'nin dostları artık Hamas, Müslüman Kardeşler ve El Kaide çizgisindeki örgütlerdir.
AKP Hükümeti'nin bu felaketi halkımıza "değerli yalnızlık" gibi anlamsız yakıştırmalarla satmaya çalışması ayıptır, utanç vericidir. Türkiye, AKP'nin sayesinde bugün terör ithal eden, terör örgütleriyle içli dışlı ilişkiler içinde olan bir ülke konumundadır. Defalarca sorduğumuz halde AKP Hükümeti, Nusra cephesinin bir terör örgütü olduğunu niçin kabul etmemektedir?
AKP'nin dayanaksız iddiasının tam aksine, CHP'nin Suriye'de çatışan taraflardan birisini desteklemek gibi bir siyaseti hiçbir zaman olmamıştır. Ama akan kanı durdurma ve çatışmaları sona erdirme gayretiyle tarafların hepsiyle görüşmüştür. CHP, yurtta kutuplaşma, bölgede savaş siyasetinin değil, 'Yurtta barış, dünyada barış' yaklaşımının temsilcisidir.
Suriye politikasını değiştirmesini beklediğimiz Hükümet, tam tersine, karşımıza bir savaş tezkeresiyle çıkma pişkinliğini gösterebilmektedir"
Suriye'de devam eden iç savaşın bölgesel ölçekte yarattığı en büyük sorunun Suriyeli sığınmacılar olduğunu kaydeden Loğoğlu, "Esad'ın iki-üç haftada devrileceği varsayımına dayanan Suriye politikası, ülkemizi korkunç bir insanlık dramıyla ve güvenlik sorunuyla baş başa bırakmıştır. Sığınmacılar bugün sadece kamplarda değil, Türkiye'nin her yerinde boy göstermektedirler. Kimi iyi ama büyük çoğunluğu insanlığa yakışmayan koşullarda yaşamlarını idame ettirmeye çalışmaktadırlar.Türkiye, giderek artan bu yükü hangi kaynaklarla ve nasıl göğüsleyecektir? Suriyeli kadınların satıldıkları, çocukların Suriye'deki savaş sahalarına sürüldükleri, bir çoklarının ucuz işgücü olarak sömürüldüklerine ilişkin haberler sizin vicdanlarınızda hiç iz bırakmaz mı?" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun "Türkiye hiçbir zaman savaş çağrısı yapmadı" ifadesini anımsatan Loğoğlu, bu ifadeyi, halkın zekasına ve hatırlama gücüne yapılmış bir hakaret olarak kabul ettiğini söyledi.
Tezkeredeki gerekçeyi de eleştiren Loğoğlu, "Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığına yönelik keskin ifadeler vardır. AKP Hükümeti hangi kanıtlara dayanarak kimyasal silah kullanımı konusunda çatışan taraflardan birini işaret etmektedir?" diye konuştu.
Loğoğlu, partisinin tezkere için olumsuz oy kullanacağını kaydetti. - TBMM
Son Dakika › Politika › Suriye Tezkeresi TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?