Televizyon Haberciliği" Çalıştayı - Son Dakika
Politika

Televizyon Haberciliği" Çalıştayı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, seçim dönemlerinde, yazılı basından değil televizyon kanallarından siyasi partilere objektif davranmasının istendiğini belirterek, "Bunun gözden geçirilmesi ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) marifetiyle verilen bu cezaları, son derece haksız verilen cezalar olduğuna inanan birisi olarak, bunu düzenleyecek çalışmaların süratle yapılmasını temenni ediyorum.

06.02.2016 13:58

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, seçim dönemlerinde, yazılı basından değil televizyon kanallarından siyasi partilere objektif davranmasının istendiğini belirterek, "Bunun gözden geçirilmesi ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) marifetiyle verilen bu cezaları, son derece haksız verilen cezalar olduğuna inanan birisi olarak, bunu düzenleyecek çalışmaların süratle yapılmasını temenni ediyorum. Medyadan, medya kuruluşlarımızdan, medya meslek kuruluşlarımızdan bize gelen talepler doğrultusunda nihayetinde biz siyaseti şekillendireceğiz, siyaset üzerine düşeni yapacak" dedi.

Kurtulmuş, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) ve Medya Derneği tarafından düzenlenen "Televizyon Haberciliği" çalıştayının açılışındaki konuşmasında, medyanın 3 temel sütun üzerinde yükselmesi gerektiğini düşündüklerini ifade ederek, bunlardan ilkini "fikirlerde çokluk, fikir özgürlüğü, fikir özgürlüğü üzerinde yükselen basın, medya özgürlüğü" şeklinde açıkladı.

Demokrasinin, "Kamuoyunun fikirleri üzerinde yükselen milli iradenin siyaset mekanizmalarına yansıdığı sistem" olarak tanımlandığını aktaran Kurtulmuş, "Bu, sadece 4 yıldan 4 yıla sandıklarda ortaya konulan fikirlerle oluşacak bir şey değildir. Tam da burada demokrasinin en önemli araçlarından birisi olarak sağlam ve değerli bir medyanın varlığını müşahede etmek durumundayız. Değerli bir medya seçimlerden seçimlere olan o süre içerisinde kamuoyunu hem bilgilendirerek hem kamuoyunu açık ve özgür bir şekilde oluşturarak, kamuoyunun fikirlerinin siyasete yansımasının aracı olacaktır. Böyle olan bir medya milletin beklentilerini, taleplerini, siyasete çok rahatlıkla yansıtabilir ve siyaset kendi mekanizmaları içerisinde kamuoyunun her istediğini, her talebini ciddi şekilde değerlendirme fırsatı bulur" diye konuştu.

Numan Kurtulmuş, basının, basın özgürlüğü çerçevesinde hareket etmesini önemli gördüklerini ifade ederek, "Türkiye demokrasisinin gelişmesinin de temel şartlarından birinin bu olduğunu geçmiş tecrübemizle biliyoruz, bundan sonra da daha ileriye gitmesini temenni ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Medyanın üzerinde yükseleceği ikinci ana sütunun, "basın ahlakı" olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kişisel onurları korumak, insan şerefine hürmetkar olmak, yalan yanlış şeyler yazmamak, söylememek... Bunun en temel hususu da siyaseten rakip olarak gördüğümüz ya da toplumsal olarak rakip olarak gördüğümüz insanların hakkını, hukukunu dahi en az kendi hakkımız, hukukumuz kadar kutsal bilmek. Dolayısıyla medyadan beklediğimiz en temel özelliklerden birisi, Basın Ahlak Yasası, Basın Ahlak İlkeleri var, bunların içselleştirilmiş şekilde, insan onuru ekseninde bir yayıncılığın yapılması. Eleştireceğiz, eyvallah eleştirelim; bazı şeyler söyleyeceğiz, yön göstereceğiz, söyleyelim ama hiçbir zaman insanların onurlarıyla oynamak, insanların onurları üzerinden kendilerinde medya alanı açarak bunun üzerinden bir toplumsal duyarlılık oluşturmak, asla basının özgürlük prensibiyle bağdaşmaz ve asla da basının ahlaklı bir şekilde hareket ettiği anlamına gelmez. Medya eğer bir itibar peşinde koşuyorsa önce insan onurunu korumakla itibarının artacağını bilmek durumundadır. Eğer herhangi bir medya kuruluşu insan onurunu ayaklar altına alan yayınlar yapıyorsa, hiç kusura bakmasın o medya kuruluşunun yöneticilerinin ve o medya kuruluşunun kurumsal kimliğinin dahi kendi onurunu koruması mümkün olmaz. Kendi onuruna, kendi haysiyetine düşkün olan insanların eğer bu düşkünlüklerinde samimilerse bütün insanların onurunu, hakkını, hukukunu koruyacak şekilde hareket etmeleri, yayıncılık yapmaları lazım. Hakaret etmeden de sövmeden de aşağılamadan da ötekileştirmeden de insanlar görüşlerini söyleyebilir, karşısındakinin görüşlerini çok rahat bir şekilde eleştirebilir."

Kurtulmuş, üçüncü sütunu "medyanın milli, manevi ve yerel değerlere sahip çıkması" şeklinde açıklayarak, "Yerli olmayan, milli olmayan, bu ülkenin sesi olmayan, Anadolu, Trakya topraklarının ve yakın coğrafyamızın hissiyatına sahip olmayan medya kuruluşları, suyun üstünde zeytinyağı gibi dururlar. Her medya kuruluşu, farklı bir görüşe sahip olabilir, ama bu ülkenin ortak değerlerini hepimizin korumak, bu değerleri çoğaltmak gibi sorumluluğun da medyanın üzerindeki toplumsal sorumluluklardan biri olduğunun altını çizmek isterim" diye konuştu.

Bahsettiği üç sütunun medyadan beklentileri olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Tam manasıyla bir basın özgürlüğü üzerine oturan, bunu aynı zamanda içselleştirilmiş bir basın ahlakı ve bu ülkenin yerli, milli kültürünü geliştiren, bunları yaygınlaştıran, sonraki nesillere aktaran bir yayıncılık anlayışı. Bu alanlar içerisinde Türk medyasının geliştiğini, şu andaki medyanın tamamen bu üç ana eksen üzerinde yükseldiğini düşünün, herhalde bugün medya ile ilgili konuştuğumuz birçok sorunu konuşur olmayız" değerlendirmesinde bulundu.

"İktidarımızın bir uygulamasını eleştirecek diye Türkiye düşmanlarıyla kimsenin kol kola girme hakkı yoktur"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, görsel medyadaki yasaklara ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Basın özgürlüğünden bahsediyoruz, maalesef hala o tek kamu yayıncılığının olduğu dönemlere ilişkin yasayla televizyonlara diyoruz ki, 'Sen seçim dönemlerinde partiler arasında objektif davranmak durumundasın.' Bunu yazılı basından istemediğimize göre görsel basından niye istiyoruz? Bunun gözden geçirilmesi ve YSK marifetiyle verilen bu cezaları, son derece haksız verilen cezalar olduğuna inanan birisi olarak, bunu düzenleyecek çalışmaların süratle yapılmasını temenni ediyorum. 'Siz, siyaset makamısınız, niye temenni ediyorsunuz?' diyeceksiniz. Şundan dolayı; bu meseleyi meslektaşlarınız arasında ve eş zamanlı olarak toplumla paylaşacak olan sizlersiniz. Medyadan, medya kuruluşlarımızdan, medya meslek kuruluşlarımızdan bize gelen talepler doğrultusunda nihayetinde biz siyaseti şekillendireceğiz, siyaset üzerine düşeni yapacak. Türkiye'de özellikle son seçim dönemlerinde çok yoğun ve çok insafsız bir şekilde yaşadığımız bu yasaklar karşısında duyarlılık oluşturması ve Türkiye'de nasıl sosyal medyada -tabii o da çok denetimsiz bir şey onu kastetmiyorum- herkes her dilediğini söylüyorsa, bu anlamda da herkesin görsel medyada yine bahsettiğim üç temel ilke prensibinde basın özgürlüğü çerçevesi içerisinde hareket etmesinin imkanlı hale getirilmesi gerekiyor."

Çok sayıda özel televizyon kanalı olduğuna değinen Kurtulmuş, "Bu özel televizyon kanallarımızın da söylediğim üç temel ilkeye riayet ederek, dikkat ederek, yalan yanlış haberler yazmaktan, 'karşı tarafı köşeye sıkıştıracağım' diye haysiyetini, onurunu ayaklar altına almaktan ya da 'Türkiye'de siyaset yapacağım' diye Türkiye'yi uluslararası alanda haksız yere şikayet etmekten kendilerini korumaları lazım. 'Ben şu adama ya da şu partiye kızıyorum ama bu partiyi gidip Türkiye düşmanlarına şikayet edeyim' gibi bir anlayış olmaz. 'Türkiye'deki şu uygulamayı beğenmiyorum'... Beğenmeyebiliriz, ama bu uygulamayı gelin her açıdan konuşalım. Beğenmediğim herhangi bir uygulamayı, Türkiye düşmanlarının zafer sarhoşluğu içerisinde kutladıkları masaların mezesi yapmam. Şu anda iktidarda biziz. Bizi, 1 dakika bile iktidarda görmek istemeyen arkadaşlarımız olabilir, sonuna kadar saygı duyarım. Ama bizim iktidarımızın bir uygulamasını eleştirecek diye Türkiye düşmanlarıyla kimsenin kol kola girme hakkı yoktur" diye konuştu.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Televizyon Haberciliği' Çalıştayı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement