Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'de kadınların iş gücüne katılım oranının son 10 yılda arttığını belirterek, "Türkiye'de kadının iş gücüne katılım oranı, 2004'te yüzde 23,3 iken, 2014'te yüzde 30,8'e, kadının istihdam oranı da yüzde 20,8'den yüzde 27'ye yükseldi" dedi.
Davutoğlu, Rixos Otel'de düzenlenen W20 Türkiye Konferansı'nda, "Gençlik 20 ve Sivil 20" gibi toplantılar gerçekleştirildiğine dikkati çekerek, bunların kapsayıcılığın göstergeleri olduğunu söyledi.
Gençlerin, kadınların ve KOBİ'lerin süreçlerin parçası olması gerektiğini anlatan Davutoğlu, cinsiyet eşitliğiyle ilgili küresel anlamda birçok çalışma bulunduğunu anımsattı.
"G20 ülkelerinde kadının iş gücüne katılımı yüzde 58, erkeklerinki ise yüzde 86. Arada hala bir fark var" diyen Davutoğlu, G20 liderleri olarak farkın azaltılmasına dair geçen yıl bir taahhütte bulunduklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bu taahhüt, 2025 yılına kadar yüzde 25 azaltmaktı. Biz, ekonomilerimiz içerisinde yeni bir güç oluşturmak istiyorsak, olumlu bir teşvik yaratmak istiyorsak, kadınlara bu taahhüdü yerine getirmek durumundayız. Eğer bunu başarırsak, 100 milyondan daha fazla kadını dünyada küresel iş gücü piyasasına dahil etmiş olacağız.
İlginç bir projeksiyon var. Dünya Ekonomik Forumunun tahminine göre, kadının iş gücüne katılımı yüzde 1 artırılırsa, dünyada küresel gayrisafi hasılada 80 milyar dolarlık artış oluyor. Yani yüzde 1'lik bir artış olursa, kadının iş gücüne katılımında... 80 milyar dolar ediyor, yüzde 10 olursa, bu 800 milyar dolar ki bu, Türkiye'nin gayrisafi yüksek hasılasına eşit.
ILO ve OECD, bu ilerlemeyi ölçme konusunda çalışmalar yapacak. Arkadaşım, dostum Angel Gurria, bu konuda çalışacaktır ama sizi temin ederim Türkiye, bu hedefe ulaşılması konusunda en önde giden ülkelerden birisi olacak."
"Biz, onları Türkiye'nin geleceği için değil, Suriye'nin geleceği için hazırlıyoruz"
Davutoğlu, cinsiyet eşitliği ve ekonomik fırsatlara kadınların da erişimi sayesinde sürdürülebilir kalkınma hedefine daha da yaklaşılabileceğine işaret ederek, "Kadınların, eğitime, istihdama ve iş fırsatlarına erişebilmesi, aile içindeki yoksulluğun da azalmasını sağlayacak" diye konuştu.
Bu konuda Suriye'ye atıfta bulunmak istediğini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Suriye'de sadece kadınlar değil erkekler de iş bulamıyorlar ama bir gün Suriye yeniden inşa edilmeye başlandığında bu yeniden inşanın tüm Suriyeliler tarafından, erkekler ve kadınlar tarafından yapılması gerekiyor ve bizim de bu noktada onlara destek vermemiz lazım.
Binlerce Suriyeli genç kızlar, mülteciler Türk üniversitelerinde eğitim alıyorlar. Binlercesi, orta okullara gidiyor, binlercesi bu mülteci kamplarında ilkokul ve okul öncesi eğitim alıyorlar. Biz, onları Türkiye'nin geleceği için değil Suriye'nin geleceği için hazırlıyoruz. Bu yeni jenerasyon, bu misyonu kendi ülkelerinde yürütmeye başladığında, Suriye bundan gurur duyacak."
"Kadın girişimcilerin oranı yüzde 4.2'den yüzde 10'a çıktı"
Davutoğlu, bu taahhütle ilgili olarak Türkiye'de de son 13-14 yıl içinde alınan mesafe hakkında da bilgi verdi. Türkiye'nin aldığı yolun bir başarı öyküsü olduğunu ve bunun da uluslararası camiada bilinmesi gerektiğine inandığını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Kadının iş gücüne katılım oranı 2004'te yüzde 23.3 iken 2014'te yüzde 30.8'e yükseldi. Bu da yüzde 7'den daha fazla bir artış demektir. Benzer bir artış da kadının istihdamı konusunda gerçekleşmiştir. 2004'te yüzde 20.8 ve 2014'te yüzde 27'ye çıkmıştır. Yine yaklaşık yüzde 7'lik bir artış var.
Aynı dönem içerisinde erkeklerin iş gücüne katılımı yüzde bir artmışken kadınların iş gücüne katılımı yüzde 2 artmıştır. Bu, gelecek için önemli bir göstergedir. Kadınlar, aynı zamanda ekonomik girişimciler ve ekonomik unsurlar olarak da işlev görmeye başladılar. Kadınlar, bu toplantının organizasyonunu da yaptılar. KA.DER, KAGİDER gibi... Bu dernekler, Türkiye'de ekonomi, siyaset ve toplum alanında da etki yapıyorlar. Başarılı kadınlar, mikro KOBİ'leri işletiyorlar ve iş liderleri de bugünün iş dünyasındaki ortamı şekillendirmede katkı yapıyorlar.
2009'dan 2014'e gelindiğinde Avrupa'da ekonomik kriz vardı, küresel ekonomi de, her yerde kriz vardı. Türkiye'de kadın girişimciler, yüzde 42 arttı ki, 110 bin istihdam bu. Avrupa'daki diğer toplumlarla kıyaslandığında Türkiye'de yüzde 42'lik bir artış var. İşte biz bu nedenle ekonomik krizin etkilerinden kurtulabiliyoruz. Bu krize kadın eli değdiği için ve sizin şefkatinizle ekonominin performansı diğer ülkelerin ekonomilerinin performansından daha iyi. 2004'te kadın girişimcilerin oranı yüzde 4.2 iken şimdi yüzde 10'a çıkmış durumda."
Bu gelişmelerin tesadüf olmadığını vurgulayan Davutoğlu, bunun arkasında iyi yapılandırılmış bir kamu politikası olduğunu söyledi. Davutoğlu, " Hükümet'in politikası, kadınların çalışmasını ve onların çalışmasına uygun ortamı yaratma konusundadır" dedi.
"Şimdi, başörtülü kadınlarla başörtüsü olmayan kadınlar arasında bir ayrımcılık yok"
Kadının ekonomik katılımını kolaylaştıracak bir eko sistemin oluşturulması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, bu yıl kendisinin çok kapsamlı bir reform paketi açıkladığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Kadının iş gücüne katılımını desteklemek ve özellikle de kadınlara çocukları olduktan sonraki dönemde onların hem mali hem de sosyal destek alabilmeleri için reform açıkladım. İhtiyaç duyan kadınlar, günlük yaşamlarında bunu alabiliyorlar. Buraya da kolay gelmedik. Ben hatırlıyorum çünkü, demokrasimiz ve ekonomik fırsatlarımız bir arada olmalıdır. Demokrasi olmazsa eğitim, özgürlüğü olmazsa, iş gücü yani çalışma özgürlüğü olmazsa o zaman kadın güçlendirilemez.
Yakın zamana kadar Türkiye'de özellikle 1990'larda başörtülü kadınlar, eğitim alamıyorlardı. İş gücüne katılmalarını bırakın, eşim dahil o jenerasyon, çok sert sıkıntı ve baskılar yaşadılar. O başörtülü kızlarımızın, üniversitede eğitim almaları engellendi ve kamu sektöründe çalışmalarına da müsaade edilmiyordu. Negatif bir ayrımcılığa maruz kaldılar. Biz, özellikle kadınlar için pozitif ayrımcılık bağlamında çalışırız. Anayasamız da bunu söylüyor ama negatif bir ayrımcılık vardı. Şimdi, başörtülü kadınlarla başörtüsü olmayan kadınlar arasında bir ayrımcılık yok. Herkes özgür, herkes inancında özgür, hangi yaşam sitilini benimsemek istiyorlarsa onda özgür. Hiç kimse başkasına herhangi bir baskıda bulunamaz.
Aynı zamanda şu konuda da ben gururluyum. On yıllar boyu devam eden bu baskıdan sonra bugün benim kabinemde bir başörtülü hanımefendi bakan olarak görev yapmakta ve siyasi yaşama diğer meslektaşlarıyla eşit ölçüde katılmaktadır."
Demokrasiyi "ilaç" olarak nitelendiren Davutoğlu, "Demokrasi, ekonomik kalkınmanın ilacıdır ve kadının güçlendirilmesinin ilacıdır. Eğer demokrasi yoksa, o zaman gerçek bir eşitlikten ve kadın için gerçek özgürlükten bahsedemeyiz" değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › W20 Türkiye Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?