MUSA ÖZYÜREK - Kayseri'de 16 yaşında lösemiye (kan kanseri) yakalanan ve bir yıllık tedavinin ardından hastalığı yenmeyi başaran Özge Özçoban (24), tedavi gördüğü hastanede lösemi hastalarının ilaç takibini yapıyor, onlara moral veriyor.
ERÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun olduktan sonra Histoloji ve Embriyoloji bölümünde yüksek lisansına devam eden Özçoban, kendini kanser hastalarının tedavisine adadı.
Özçoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 16 yaşındayken lösemi hastalığına yakalandığını ilk öğrendiğinde çok üzüldüğünü ve içinde karamsarlık oluştuğunu söyledi.
Daha sonra lösemi ve bu hastalığa yakalanan kişilerin hayatlarıyla ilgili araştırmalar yaptığını anlatan Özçoban, hastalık hakkında bilgi edindikten sonra yeniden toparlandığını ve lösemiyi yenebileceğine inandığını ifade etti.
Kanser hastalığında tıbbi tedavi kadar tedaviyi kabul etmenin ve kişinin iyileşeceğine inanmasının da çok önemli olduğunu kendi hastalığında gördüğünü belirten Özçoban, "2005 yılında 16 yaşında lösemiye yakalandım. 2006 yılında tedavim bitti. En büyük şansım doktorumdu. Prof. Dr. Ali Ünal uyguladığı tedavinin yanı sıra manevi anlamda çok büyük destek oldu. Bir yıl kemoterapi tedavisinin ardından iki yıl idame tedavim devam etti. Şu an gayet sağlıklıyım herhangi bir tedavi almıyorum, hiçbir ilaç kullanmıyorum. Normal bir şekilde hayatımı devam ettirebiliyorum. Sadece grip, nezle gibi enfeksiyon durumlarında doktora gidiyorum" şeklinde konuştu.
- "Lösemiyi inanarak yendim"
Kan kanserine yakalandığında en büyük desteği anne ve babası başta olmak üzere ailesinden gördüğünü ifade eden Özçoban, şunları kaydetti:
"Lösemiyi, iyileşeceğime inanarak yendim. Bana hastalığımı hatırlatacak, beni üzecek, korkutacak her şeyi hayatımdan uzak tuttum ve olumsuz söylemlere kulağımı tıkayıp hayata tutunmaktan vazgeçmedim. Hastalığı hiçbir zaman benimsemedim, kabul etmedim. Mümkün olduğunca hastalıktan ve hastalığın neden olduğu durumlardan uzak kalmaya çalıştım. Kullandığım ilaçlar nedeniyle saçlarım döküldü, bu duruma oturup üzülmek yerine kafama farklı renklerde bandana bağladım. Maske takmak beni huzursuz ettiği için maske takmadım. Nasıl mutlu oluyorsam o şekilde giyinip, davrandım. Beni tanımayan hiç kimse hasta olduğumu anlamıyordu."
Tedavi sürecinde kullanılan ilaçların hastaları çok yıprattığını ve ilaçların oluşturduğu yan etkilerin psikolojiyi olumsuz etkilediğini vurgulayan Özçoban, "Bizi asıl hasta eden kemoterapi tedavisi, aldığımız ilaçlar. Saçlarınız dökülüyor, kendinizi tanıyamıyorsunuz, fiziksel olarak farklı bir görünüme bürünüyorsunuz. Tedavi süreci çok yıpratıyor. Mide bulantısı, halsizlik gibi yan etkileri oluyor. Bir yandan bunlarla baş etmek zorunda kalıyoruz diğer yandan da hastalığın neden olduğu psikolojik durumla savaşıyoruz" diye konuştu.
- Şimdi lösemi hastaları için çalışıyor
Özçoban, ERÜ Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji bölümünde yüksek lisans yaptığını belirterek aynı zamanda kanser tedavisini yapan İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Ünal'la çalıştığını söyledi.
Bu sırada lösemi hastalarıyla sürekli iç içe olduğunu anlatan Özçoban, özellikle yurt dışından gelen kanser ilaçlarını takip ettiğini ve bu ilaçları Prof. Dr. Ünal'ın kontrolünde hastalara verip olumlu, olumsuz etkilerini takip ettiğini söyledi.
Ayrıca zaman zaman lösemi hastalarıyla da görüştüğünü ifade eden Özçoban, şunları söyledi:
"Tedaviyi kabul etmeyen, karamsarlığa düşen özellikle genç hastalarla görüşüyorum. Onlara yaşadıklarımı anlatarak hastalığı yenebileceklerini söylüyor, hayata tutunmalarına yardımcı oluyorum. Bir anlamda lösemi hastaları için model oluşturuyorum. Kendimi lösemi hastalarının tedavisine adadım. Çünkü kanser hastasının tıbbi tedavinin yanında iyileşeceğine de inanması gerekiyor. Eğer hasta tedaviyi kabul etmiyor, kendisini 'öleceği' yönünde şartlandırdıysa tedavi çok mümkün olmayabiliyor. Ben bu tür hastalarla görüşerek herşeye rağmen yaşama tutunabildiğimi ve nerelere geldiğimi gösteriyorum. Bu şekilde görüşerek tedavisi tamamlanan, sağlığına kavuşan birçok kişi oldu. Bu da beni çok mutlu ediyor. Benim söylediklerimi sağlıklı bir insan söyleyince 'sen ne anlarsın' gibi bir tepki oluşabiliyor. Ama bu sözleri aynı hastalığı geçiren birisinden duymaları onları da heyecanlandırıyor ve cesaretlendiriyor."
Özçoban, kanser hastalarına tavsiyelerde bulunarak, "Mutlu olabileceğiniz aktiviteler yapın. Size hastalığı hatırlatan her türlü söylem ve davranışlardan, yaşam tarzından uzaklaşın. Nasıl mutlu oluyorsanız öyle davranın. Hiçbir şeyin sizi üzmesine müsaade etmeyin. Ama en önemlisi bu hastalığı yenebileceğinize, ileride çok iyi yerlere gelerek, iyi işler yapabileceğinize, topluma faydalı birey olabileceğinize inanın" diye konuştu.
Son Dakika › Sağlık › Kanseri yendiği hastanede lösemi hastalarına moral veriyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?