Alpay Özalan "Sabır" İstedi

DENİZ AÇIK - Türkiye A Milli Futbol Takımı'nın ve Türk futbolunun önemli isimlerinden olan Eskişehirspor'un teknik direktörü Alpay Özalan, hem milli takım hem de Eskişehirspor için taraftarlardan sabır göstermesini istedi.

Özalan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, futbolculuk kariyerinin sonlanmasının ardından antrenörlüğe Eskişehirspor ile başladığını anımsattı.

Yurt dışında 11 yıl futbol oynadığını ifade eden genç teknik adam, Premier Lig (İngiltere) ve Bundesliga'da (Almanya) çeşitli takımlarda forma giydiğini anlattı.

Türkiye ve Avrupa'da iyi antrenör ve teknik ekiplerle çalıştığını dile getiren Özalan, şöyle konuştu:

"Bilgi birikimimi sahaya dökmeye karar verdim. Birkaç kulüple görüştüm. Ancak büyük bir camia ve kulüp olan Eskişehirspor'a geldim. Bu iki taraf için de olacak. İyi ve kaliteli bir kadromuz var. Eskişehirspor'un bulunması gereken yer Süper Lig'dir. Bu takım, Avrupa kupalarına katılmak için mücadele vermelidir. Geçmişte bunları başarmış bir kulüp. Bazı olumsuzluklardan ve şansızlıklardan dolayı TFF 1. Lig'e düşmüş. Bu bütün sporseverleri üzdü. Eskişehirspor'u eski güzel günlerine döndürmeyi hedefliyoruz. Burası benim için de iyi bir çıkış olacak."

9. haftada taraftarla buluşma ve hırs

Özalan, Eskişehirspor taraftarının takımın daha iyi yerlere gelmesi için sabır göstermesi gerektiğini belirterek, siyah-kırmızılıların şu anda namağlup ve liderin bir puan gerisinde bir takım olduğunu bildirdi.

Eskişehir temsilcisinin ligin başından beri seyircinin desteğini alıp sahaya çıkamadığını hatırlatan Özalan, "Deplasmanlara bin ila 2 bin arası taraftarımız gelip, bize destekliyor. Ancak sahamızda taraftarın o baskılı tezahüratını arkamıza alıp, maça çıkmak bizi de motive edecek. İyi şeyler yapmaya çalışıyoruz. Galipken, beraberlikle bitirdiğimiz maçlar var. Eksiklerimizi gidermek için çalışıyoruz. Bandırmaspor ile 9. haftada sahamızda yapacağımız maçla taraftarımızla bulaşacağız. Onlarla buluşmanın heyecanını hırs olarak göstereceğiz." diye konuştu.

"Taraftara mahcup olmamam lazım"

Özalan, kariyeriyle ön plana çıkmayı sevmediğine değinerek, Türkiye A Milli Futbol Takımı formasını 100'e yakın kez terlettiğini ve Türkiye tarihinde en fazla milli olan 5 futbolcudan biri olduğunu vurguladı.

Premier Lig'e giden ilk Türk futbolcusu olduğunun altını çizen Özalan, Bundesliga'da da forma giyip, önemli takımlardan önemli isimlerle arkadaşlıklar kurduğunu dile getirdi.

Maç sırasında sahanın kenarında çok heyecanlı olduğunun söylediğini anlatan Özalan, şunları kaydetti:

"Öyle olmalıyım. Saha kenarından gösterdiğimiz heyecanı oyuncularıma yansıtmalıyım ki, futbolcuların da o enerji ile oynamalı. Oyunculuğumdan beri mağlubiyete ve puan kaybına tahammülüm yok. Bu antrenörlüğümde de değişmedi. Hırslı bir kişiliğim var. Beraber kaldığımız maçlarda benim ve oyuncularım kadar kimse üzülemez. Futbol hatalar oyunu. Hatalar yapıp, puanlar kaybedeceğiz. Teknik heyetimiz ve oyuncularımız çok iyi niyetli. Tek eksiğimiz taraftarımız. Eskişehirspor taraftarı geldiğim günden beri destek oluyor ve arkamızda. Onlara çok teşekkür ediyorum. Taraftara mahcup olmamam lazım. Onların yüzünü kara çıkartmamam lazım. Önceliğim bu yönde. Biz onları bekliyoruz. Bize ve takımımıza biraz daha sabır göstersinler. Bugüne kadar aldığım her görevi başarıyla yerine getirdim. Eskişehirspor'daki görevimi de başarıyla yerine getireceğim."

"Önemli teknik direktörlerle çalıştım"

Özalan, futbolculuk kariyeri boyunca önemli teknik direktörlerle çalıştığını hatırlatarak, " Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş ile çok büyük başarılar elde ettim. Hepsinden ayrı ayrı özellikler aldım. Premier Lig'de Graham Taylor, David O'Leary, Almanya'dan Guido Buchwald, Rapolder ve Jürgen Klinsmann gibi önemli hocalarla çalıştım. Bunların her birinden bir şey kapmak çok önemli. Bu konuda çok şanslıyım. Onlardan öğrendiklerimi oyuncularıma yansıtmak önemli. Eksiklerimizden daha fazla artılarımız var. Eksiklerimiz de gidermeliyiz." ifadelerinde bulundu.

Futbolda başarısızlıkta ilk faturanın teknik direktöre kesilmesinin normal karşılanması gerektiğini anlatan Özalan, söz konusu durumun futbol felsefesinin içinde bulunduğunu belirtti.

Teknik direktörlerin yaptığı iyi işlerin konuşulmadığını vurgulayan Özalan, "On kişiyle oynadığımız maçta, 1-1'lik skorda nasıl bir taktik anlayışı sergileyip maçı 3-1'e getirdiğimizi kimse sorgulamıyor. Ancak herkes sonuca bakıyor. Ülkemizde futbol sonuca endeksli. Galipseniz sorun yok. Ancak berabere kalıyorsanız ya da mağlup oluyorsanız ki biz daha Allah korusun mağlup olmadık, hemen hakkımızda 'tecrübesiz, ilk deneyimi' gibi söylentiler çıkıyor. Hırslı bir adamım ve bunlar bana ekstra güç veriyor." yorumunu yaptı.

"Milli takımdaki değişime kimse alınıp, gücenmesin"

Özalan, Türkiye A Milli Futbol Takımı'nın bir değişim sürecinde olduğuna da değinerek, milli takımda jenerasyonun sürekli değişeceğini vurguladı.

"Milli takımdaki değişimde kimse alınıp gücenmeyecekti" diyen Özalan, şunları söyledi:

"Türk futbol tarihine bakıldığından en başarılı ekip, bizim jenerasyondu. Ancak bizim jenerasyon da gelip geçti. Şu anda Fatih hoca, yeni bir jenerasyon yaratmaya çalışıyor. O jenerasyon bittikten sonra yenisi gelecek. Hayat devam ettiği sürece yenilenme olacak. Yeni bir ekip kurulduğundan hemen başarı beklemek yanlış olur. 1993 yılında Akdeniz Oyunları'nda şampiyon olduğumuz ekibin yüzde 80'i 2002 Dünya Kupası'nda üçüncü oldu. Bazı emeklerinizi 10 yıl sonra alabiliyorsunuz. Türkiye'de bu kadar beklemek hayalcilik olur. Biraz zamana ihtiyaç var. Türk vatandaşı olan herkesin sonuç ne olursa olsun milli takıma destek olması lazım."

Türkiye A Milli Futbol Takımı'nın yeni jenerasyonundan son derece ümitli olduğunu dile getiren Özalan, "Emre Mor ve Enes Ünal gibi futbolcularımızın sayısı artmalıdır. Bizim futbol oynadığımız dönemlerde yetenekli oyuncu sayısı sınırlıydı. Avrupa'da eğitim ve pozisyon bilgisi almış birçok yetenekli futbolcumuz var. Ülkemizde de futbol eğitim sistemi değişti. Bunun meyvelerini alacağız." dedi.