İspanya'da liglere verilen 15 günlük aranın ardından mesai tekrar başladı ve beklenildiği üzere üç büyükler kritik 19'uncu hafta öncesi oynadıkları maçları kayıpsız geçti. Lider Barça, evinde ağırladığı Elche'yi Alexis Sanchez'in şov yaptığı maçta geçmeyi başarırken; Real Madrid, Cristiano Ronaldo'nun 400'üncü kariyer golüne ulaştığı maçta mağlup etti. Malaga deplasmanına konuk olan Atletico Madrid, son derece zorlansa da 'kazanma alışkanlığı' sayesinde kritik hafta öncesi gülmeyi bildi.
Cleen Sheet haftası
Ronaldo'dan 400'üncü gol
Bu hafta La Liga'da oynanan karşılaşmalarda en fazla dikkat çeken faktör ise galibiyet alan sekiz takımın yedisinin kalesini gole kapatması oldu. Dahası bu 9 karşılaşmaya bir de 0-0 berabere tamamlanan Valladolid-Betis karşılaşması dahil edilince tam 10 takım haftayı gol yemeden tamamladı. Bu sezon beşinci, yedinci, dokuzuncu ve 12'nci haftalarda sekizer takım kalesini gole kapatmayı başarmıştı fakat bu hafta rekor oldu. Geçtiğimiz senelere göre düşen maç başına atılan gol oranının bu sezon düşmesinin üzerine haftalar ilerledikçe takımların daha temkinli ve az gol bulması gösteriyor ki La Liga'da takımlar artık çok daha dengeli bir futbol sergilemeyi tercih ediyor.
La Liga'daki ekiplerin daha kontrollü futbolları, özellikle Diego Simeone'nin geçtiğimiz hafta vurguladığı "Atletico Madrid, diğer takım taraftarları için de desteklenen bir takıma dönüşüyor." sözünün yanı sıra bir çok takımın da Atletico Madrid'in başarısından esinlenerek önceliğini savunmaya vermediğini de açıkça ortaya koyuyor. Elbette Atletico Madrid gibi başarıya ulaşmak bir anda kolay değil ama La Liga'da yeni trendin açıkça önceliği savunmaya veren bir futbol anlayışı olduğunu söylemek de yanlış olmaz.
Emre Özcan yazdı: Serie A'da 18. haftanın ardından
Cleen Sheet haftasına gölge düşüren karşılaşma ise dün gece Rayo Vallecano ve Villarreal arasında oynanan ve tam 7 gole sahne olan müsabaka oldu. Fakat bunun şaşırtıcı ve beklenti dışında bir durum olduğunu söylemek yanlış olur. Rayo Vallecano, son 2 senedir oynadığı hücum ve pozitif futbolla birçok tarafsız insanın desteğini almış, hatta geçen sene Real Madrid'i bile geride bırakarak Barcelona'nın arkasında La Liga'yı en fazla topla oynayan ikinci takım olarak tamamlamıştı. Fakat ekonomik sıkıntılardan dolayı takım adına önem teşkil eden isimlerin tutulamaması, buna rağmen Paco Jemez'in sisteminden vazgeçmemesi Rayo'yu adeta felakete sürüklüyor. Bu takım geçtiğimiz sene de ligin en fazla gol yiyen takımıydı fakat artık hücumda da eskisi kadar etkili olamayınca bu durum Rayo'yu derinden etkiliyor ve maç başına yenen 2,5 gol de takımın ligde tutunabilmesini zorlaştırıyor. Villarreal mağlubiyetinin ardından Paco Jemez, kötü gidişatı "Takım, La Liga'ya aitmiş gibi bir futbol sergilemiyor. Her sezon çok fazla ve kolay gol yiyoruz. Fakat sorumluluk bende çünkü parçaları doğru şekilde birleştiremiyorum." diyerek kabullendi ve ileride tıpkı düşme hattının yakınındaki takımlar gibi felsefesini kontrol üzerine kuracağının sinyallerini verdi.
Başarının anahtarı rotasyon
Ter Stegen imzaya kaldı
Geçtiğimiz hafta yazdığım La Liga'da ilk yarının değerlendirmesi yazımda hem Real Madrid'in hem de Barcelona'nın ilk yarı boyunca aynı kadroları üst üste kullanmadığını ve kadrodaki herkesi kullanma yoluna gittiğini belirtmiştim. Hafta içi hem Ancelotti hem de Gerardo Martino yaptığı açıklamalarla bu konuya tekrar vurgu yaptı ve hafta sonu da rotasyon uygulayarak kolay kolay bu tercihlerinden vazgeçmeyeceklerini gösterdiler.
Martino, hafta içi oynanacak Getafe ve önümüzdeki hafta sonu konuk olacağı Atletico Madrid maçlarını da düşünerek Neymar ve Mascherano'yu kenarda oturttu. Dahası oyunun son bölümünde forma giymesi beklenen, daha doğrusu istenen, Messi'yi baştan kadroya almayarak Arjantinli oyuncuyu hiç riske etmedi. Ama bütün bunlara rağmen hem istediğini aldı hem de oyuncularını diri tutup mutlu etmeyi başardı.
Real Madrid'de ise saha içi rotasyonu şimdilik baş ağrıtmaya devam edebilecek gibi görünüyor. Di Maria'nın oyundan çıkarken gösterdiği memnuniyetsizlik, maç sonu açıklamaları ve yaptığı çirkin hareket 3-0'lık galibiyetin önüne geçmeyi başardı. Fakat Ancelotti, bütün bunlara rağmen rotasyon ısrarından vazgeçmeyeceğini tekrarladı.
Bask Derbisi hep aynı
Bu haftanın hem en fazla keyif veren hem de en önemli maçı, Real Sociedad'in dördüncülük için kapıştığı ezeli rakibi Athletic Club'ı Anoeta'da ağırladığı karşılaşmaydı. Her Bask Derbisi'nde olduğu üzere bu maçta da taraftarlar karşılaşmayı yan yana, çok güzel bir görüntü oluşturarak izlediler. Taraftarların bu hoş görüntüsünü ise sahadaki futbol bir kademe daha güzelleştirdi. Kısacası Anoeta'da bu hafta futbola dair istenen hemen hemen her şey mevcuttu.
Diğerleri
United'ın gözü Coentrao'da
Küme düşme hattında yer alan Betis ile Valladolid, izleyicileri uyutan bir karşılaşmada neredeyse pozisyon bile bulamadan puanları paylaştı. Geçtiğimiz hafta küme düşme hattından kurtulan Almeria ise Granada'yı 3-0 geçerek yükselişini sürdürdü. Üst sıralarda mücadele eden takımlardan Sevilla da zorlu Getafe'yi Bacca ve Rakitic'in ipleri ellerine aldığı karşılaşmada 3-0'lık skorla çok rahat geçerek yükselişini sürdürdü. Osasuna ise biraz da hakem ve şansın yardımıyla Espanyol'u 1-0 mağlup etmeyi başardı.
Haftanın toplu sonuçları: Malaga 0-1 Atletico Madrid, Valladolid 0-0 Real Betis, Valencia 2-0 Levante, Almeria 3-0 Granada, Sevilla 3-0 Getafe, Barcelona 4-0 Elche, Osasuna 1-0 Espanyol, Real Sociedad 2-0 Athletic Bilbao, Real Madrid 3-0 Celta Vigo, Rayo Vallecano 2-5 Villarreal
Haftanın takımı: Real Sociedad
Bask ekibi, hem derbiyi kazanarak rakiplerine açıkça mesajı verdi hem de sergilediği oyunla bu sene de dördüncülüğün en büyük favorisi olduğunu gösterdi.
Haftanın teknik direktörü: Juan Antonio Pizzi (Valencia)
Valencia'nın başında ilk maçına çıkan Pizzi, son derece büyük bir baskı altında olmasına rağmen daha ilk maçta yaptığı seçimlerle kendinden önce gelenlerin hatalarını tekrarlamayacağının sinyallerini verdi. Oriol Romeu ve Pablo Piatti'yi takıma kazandırmakla kalmayıp etkili bir oyunla derbiyi de kazandı. Eğer yönetim Pizzi'ye kulak verir ve devre arası santrfor takviyesi de yaparsa Valencia ikinci yarıda yükselişini uzun süre sürdürecektir.
Haftanın Kare Ası:
Alexis Sanchez (Barcelona): Barcelona'ya transfer olmasının ardından sürekli eleştiri oklarının hedefi olan ve bir türlü potansiyelini sahaya yansıtamayan Alexis Sanchez, artık tam anlamıyla kabuğunu kırdığını gösterdi. Şilili golcü, Elche karşısında hat-trick yapmakla kalmadı, bir de frikikten muhteşem bir gole imza attı. Dahası geçtiğimiz sezon La Liga'da 8 gol atabilen golcü oyuncu, bu sezon şimdiden 11 gole ulaştı.
Carlos Bacca: (Sevilla): Kolombiyalı golcü, Unai Emery'nin kanatları altında haftadan haftaya büyümeye devam ediyor. Bacca, son derece kritik bir haftada ve kuvvetli bir rakibe karşı hücumda öyle bir performans sergiledi ki maçı takımı için çocuk oyuncağına çevirdi. İki asistini golle süsleyen, daha da önemlisi hücumda 90 dakika yaptığı baskı ile Getafe'yi daha topu oyuna sokmadan zorlayan Bacca, kısacası yapması gereken her şeyi yaptı.
Ruben Pardo (Real Sociedad): 21 yaşındaki yıldız oyuncu, takımı için sezonun en önemli karşılaşmasında öyle bir oyun sergiledi ki sanki 20 yıldır Bask Derbisi oynar görünümündeydi. Takımını saha içinde büyük bir sakinlikle yönetmesi, her topa yardımı ve attığı gol ile takımının galibiyetinde büyük rol oynadı. Maçın sonunda golünü attığı pozisyonda istemeden de olsa topun eline çarptığını açıkça söyleyerek gönülleri de kazandı.
Pablo Piatti (Valencia): Arjantinli sol kanat oyuncusu, bundan 2,5 sene önce Almeria'dan büyük beklentilerle, hatta Mata'nın yerini doldurması için transfer edilmiş ama bir türlü isteneni verememişti. Piatti, önce Estevez şimdi de Pizzi ile bir anda Valencia'nın en iyisine dönüştü. Levante ile oynanan derbi maçında da gol dahil istenilen her şeyi kusursuz biçimde yerine getirdi.
Son Dakika › Spor › La Liga'da 18. Hafta Değerlendirmesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?