Denizli'deki 2200 Yılık Antik Tiyatro, Binlerce Yılın Ardından Ziyarete Açılıyor

Anadolu, pek çok medeniyetin yaşadığı ve pek çok kültürel mirasın bulunduğu, tarih açısından eşsiz bir coğrafya. Göbeklitepe'deki ilk yerleşim yerlerinden günümüze pek çok farklı topluma ev sahipliği yapan bu topraklarda bulunan pek çok tarihi alan var.

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde de yer alan Laodikya Antik Kenti de bu alanlardan biri. Yıl boyunca kazı ve restorasyon çalışmalarının devam ettiği kent, günümüzde Denizli ilinin sınırları içerisinde kalıyor.

Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek önderliğindeki ekip, 2003 yılından bu yana Laodikya'yı gün ışığına çıkarmak için çalışmalarına devam ediyor. Şimdiye kadar şehirde bulunan kilise, tapınak, kutsal agora, kiliseli, peristili ev gibi pek çok eser yeryüzüne çıkarıldı. Antik kentte bulunan Suriye ve Stadyum adlı iki cadde de sütunlarıyla birlikte restore edildi. Laodikya, İncil'de geçen yedi kiliseden de birini barındırmasıyla da biliniyor.

Prof. Dr. Şimşek, kazılara ilişkin verdiği bilgilerde Laodikya'nın Anadolu'daki en büyük antik kentlerden biri olduğunu ve Anadolu'nun en büyük stadyumunun burada bulunduğunu belirtti. Şimşek, "Burası ızgara sistemiyle planlanmış muazzam bir kent. Kuzeyde ve batıda birer tiyatro var" dedi. Tiyatroda restorasyona başladıklarını ve şehrin batısında bulunan 2200 yıllık tiyatronun ayağa kalkması için proje hazırladıklarını söyleyen Şimşek, "İki tiyatrosu olan bir kentte, birinin tamamen ayağa kaldırılması çok çok önemli. Tiyatronun oturma bölümlerini 2 yılda restore etmeyi planlıyoruz. Burada yaptığımız çalışmalarda birçok yeni veriye de ulaştık. Tiyatronun sahne bölümü kabartmalarla süslü ve sütunlu bir galeri sistemine sahip. Aralara da heykeller yerleştirilmiş" dedi. Şimşek ayrıca kuzeydeki tiyatronun da Roma dönemine ait olduğunu söyledi.

Şimşek tiyatronun o dönemdeki kullanımı hakkında da bilgiler verdi. Kombine bilet sisteminin bulunduğunu ifade eden profesör, her iki tiyatroda da şehrin ileri gelenlerine ait oturma alanları olduğunu ve numaralama düzeni bulunduğunu tespit ettiklerini sözlerine ekledi.