18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü

Siirt Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şerif Demir, "Çanakkale bir anlamda sadece gerçekleşen savaşla değil, takip edilen süreç içerisinde inşa edilen yeni düzenin ve barışın temelini oluşturarak önemli bir başlangıcın kapılarını aralamıştır" dedi.

Demir, Çanakkale Zaferi'nin 100. yılı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, vatan uğruna savaşılan Çanakkale'de ismi belirli 41 Siirtlinin şehit düştüğünü fakat bu sayının çok daha fazla olduğunu tahmin ettiklerini söyledi.

Çanakkale savaşlarının Orta Doğu ve İslam dünyası için de bir dönüm noktası olduğunu belirten Demir, "Bir anlamda bu savaşlar 20. yüzyılın son haçlı seferidir. Anadolu insanı, bu mücadeleden de hem bileğinin hakkı hem de alnının akıyla çıkmasını bilmiştir. Bin yıl evvel din adına yapılan savaşlar, artık emperyalizme adına yapılır oldu. Çanakkale'de bu oyun bozuldu" dedi.

Siirt'in de çok sayıda evladını Çanakkale'de kaybettiğini ifade eden Demir, şunları kaydetti:

"Unutulmamalıdır ki bu gün orada binlerce hatta yüz binlerce şehidimiz var. Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya ve Anadolu'nun muhtelif bölgelerinden şehitlerimiz burada düşmanla göğüs göğüse savaştılar ve şimdi omuz omuza huzur içinde yatıyorlar. Emin olun ki şimdi oraya bahar farklı geliyor ve orada çiçekler farklı açıyor. Bu vatan toprağında yalnızca isimleri belirli 41 evladını kaybeden Siirt, o gururun ve mutluluğun bir parçası olmanın onurunu şimdi taşıyor. Çanakkale bir anlamda sadece gerçekleşen savaşla değil, takip edilen süreç içerisinde inşa edilen yeni düzenin ve barışın temelini oluşturarak önemli bir başlangıcın kapılarını aralamıştır."

Omuz omuza yatıyorlar

Demir, Çanakkale'deki kardeşliğin sadece bu coğrafya için değil, insanlık için de örnek teşkil edecek pek çok olaya şahitlik ettiğini savunarak, "Avusturalya, Yenizelanda ve Hindistan gibi farklı ülkelerden gelen binlerce asker, şu anda orada mehmetçikle omuz omuza yatıyor. Çoğu niçin geldiğini dahi bilmeden ayak bastıkları topraklarda ölen bu insanlar, Anadolu insanının ebedi misafiri olarak yatmaktadırlar. Bir anlamda bu topraklarını evlatları oldular."