Kayseri Halk Sağlığı Müdürü Dr. Yunus Karadağ, alerjik sindirim sistemi hastalığı Çölyak'a, tahılların içinde bulunan 'Gluten' isimli bir proteinin neden olduğunu belirterek, "Çölyak, bir yaşam tarzı haline gelmelidir" dedi.
Halk Sağlığı Müdürü Dr. Yunus Karadağ, '9 Mayıs Çölyak Günü' nedeniyle bir açıklama yaptı. Açıklamasında, "Çölyak hastalığı (Gluten Enteropatisi), bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus (tüysü oluşumlar) denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir alerjik sindirim sistemi hastalığıdır. Bu hasara buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahılların içerisinde bulunan gluten isimli bir protein neden olmaktadır" ifadelerini kullandı.
Çölyak hastalığının genetik bir hastalık olduğunu bildiren Dr. Karadağ, şunları kaydetti:
"Ailevi kalıtım söz konusudur. Hastalık yaşamının her hangi bir bölümünde ortaya çıkabilmektedir. Bazen çölyak hastalığı, bir ameliyat, doğum sonrası, gebelik sürecinde, viral enfeksiyon ya da şiddetli duygusal stresten sonra tetiklenebildiği gibi direkt çölyak hastalığı tablosuyla da ortaya çıkabilir. Çölyak hastalığı literatürde; çocukluk, ergenlik, orta yaş ve yaşlılıkta ortaya çıktığı görülmüştür. Görülme sıklığı yüzde 1 ile binde 3 arasında değişmekte olup Türkiye'de 250 bin ile 750 bin arasında çölyak hastası tahmin edilmekte iken ancak yüzde 10'nuna tanı konulduğu dikkate alındığında 25 bin ile 75 bin arasında tanı almış hasta beklenmektedir. Toplumda tanı almamış hastalar buz dağının görünmeyen kısmıdır."
Dr. Karadağ, Çölyak hastalığı ile karşılaşıldığında, sağlıklı bir yaşam için gerekli olan tek şeyin diyet olduğunu belirterek, "Yaşantımızı daha kolay bir hale getirmek için hastalığa sebep olan gıdalardan uzak durmaktır. Dikkatli bir beslenme programıyla her sağlıklı insan gibi bu bireyler büyür, okula gider, evlenir, çocuk sahibi olur, çalışır ve yaşantısına devam edebilirler. Çölyak bir yaşam tarzı haline gelmelidir. Hastalık tipik belirtilerle başlayabileceği gibi çok hafif belirtilerle de seyredebilir. Çocuklarda; karın ağrısı, karında şişlik, ishal, huzursuzluk, iştahsızlık, enfeksiyonlarda artış ve gelişme geriliği, kusma, kilo alamama ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkabilir. Yetişkinlerde görülen belirtiler ise; karın bölgesinde öne doğru şişkinlik, yaşa göre kilo azlığı, kas zayıflığı, kansızlık, dışkıda anormallik, büyük tuvalet ihtiyacının artması, ishal, kusma, bezginlik, nedeni bilinmeyen karaciğer hastalıkları, ağız içinde oluşan aftlar, iştahsızlık, gaz şikayetleri, eklem ve kemik ağrıları, sinirlilik, ciltte kaşıntılı döküntüler olarak görülmektedir" dedi.
Tedavi edilemezse Çölyak hastalığının kısa ve uzun vadedeki risklerini de anlatan Dr. Karadağ, " Malabsorbsiyon, Büyüme geriliği, Hipokrommikrositer anemi, Megoblastik anemi, Kalsiyum ve K vitamini eksikliği, Otoimmün hastalıkların prevelansında artış, Osteoporoz, Kısırlık, düşük, Depresyon, Lenfoma, kalın ve ince bağırsak kanserleri görülebilir. Çölyak hastalığının insan sağlığı üzerinde önem taşıyan birçok değişimlere neden olmasından dolayı doğru teşhisi önemlidir. Teşhis yöntemlerinden kan testleri serolojik özel testler (AGA, EMA) ile ön tanı konmakta ancak kesin tanı ince bağırsak biyopsisi ile konmaktadır. Çölyak hastalığının tek tedavisi ömür boyu buğday, arpa, çavdar, yulaf tahılları ve bunlardan üretilen besinlerde bulunan glutenden uzak sıkı bir diyettir" ifadelerini kullandı.
Karadağ, Çölyak hastaları için güvenli yiyeceklerin; tüm sebzeler, tüm meyveler, tüm bakliyatlar, tüm katkısız katı ve sıvı yağlar, yumurta, bal, reçel, basit toz şeker, zeytin, et, balık, tavuk, (Bu ürünler katkılı olmadıkları gibi daha önce unla kızartılmış bir yağda kızartılıp işleme tabi tutulmamalıdır) una batırılmamış konserve çeşitleri, mısır, pirinç, patatesin hem kendileri hem de unları olduğunu bildirdi. Karadağ, ayrıca kestane unu, nohut unu, soya unu, üzüm çekirdeği unu da kullanılabileceğini vurgulayarak, "Çölyak hastalığında diyet tedavisinde tüketilmemesi gereken besinler, buğday, arpa, çavdar ve yulaf katkılı her türlü ürün. (un, bulgur, bulgur pilavı, irmik, makarna, şehriye, kuskus, ekmek, kek, pasta, kurabiye, bisküvi, börek, çörek, gofret, simit, kraker, dondurma külahı, unlu tatlılar, gluten içeren hazır salça, ketçap, un ilave edilen çorbalar, soslar, tarhana, yarma gibi), Galeta ununa, una batırılarak kızartılmış tavuk balık gibi et ürünleri, Malt kullanılan içecekler, Gluten içeren hazır çorbalar, köfte, pane harçları gibi hazır çeşniler, sirke, çikolata, puding, sakız, ketçap, mayonez, dondurma gibi gıdaların bazılarında gluten bulunabilmektedir. Bu konuda bilgi edinilmelidir. tuzlu, soslu kuruyemişler, glutenle yapıştırıldığı için yasaktır. Ancak bunların glutenle işlem görmemiş hali, gluten içermeyen kuruyemişler serbesttir. Çölyak hastalığında tüketilen özel Glutensiz gıda ürünleri, Glutensiz un, Glutensiz makarna, Glutensiz şehriye, Glutensiz çikolata, Glutensiz kek, kraker, Glutensiz irmik, Glutensiz güllaç, Glutensiz bisküvi, Glutensiz tarhana, ayrıca gluten içermeyen karabuğday (greçka) üretilmektedir. Glutensiz diyette ayrıca nelere dikkat edilmesi gereken hususlar, doğal gıdalara önem verilmeli (süt-et-balık-yumurta-sebze-kurubaklagil-pirinç-mısır-patates), Okul ve dışarıda yemek yerken dikkatli seçimler yapılmalı. Buğday unu karışık mısır unu, pirinç ununa dikkat edilmeli. Çok iyi bir etiket okuyucusu olunmalı.Etiketsiz gıda tüketiminde de çok dikkat edilmeli. İlaçlar, kozmetik ürünleri, şampuan, kremler vb. gluten içerikleri yönünden dikkatli kullanılmalı. Pişirme ve hazırlık aşamasında güvenli gıdaların glutenli gıdalarla bulaş olmamasına dikkat edilmeli" ifadelerini kullandı. - KAYSERİ
Son Dakika › Yerel › 9 Mayıs Çölyak Günü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?